Çocuk da yaparmış, kariyer de... Özentiliğin zirvesinde; ezik, steril ve mutlu kariyeristlere... SSCB 1960 yılında uzaya köpek gönderince NASA telaşlandı. Tez elden bir şempanze bulup bir yıl sonra fezaya yolladı. Lakin deney başarısızlıkla neticelendi. Roketler geç ateşlenmiş ve şempanze Ham, ikiyüz metre uzağa gönderilmişti. Sonuç; NASA'nın cesareti kırıldı ve uzaya giden ilk insan Yuri Gagarin oldu. Şempanze Ham'a ne mi oldu? NASA, "Ham, artık yaşamıyor, hava kuvvetlerinin uzay araştırmalarına katılmış diğer elemanlar gibi o da uzay şöhretleri bölümüne gömüldü" ifadelerine yer verse de hakikat başka!.. Şempanze Ham düştü! Yaşıyor... Ham, yörüngeden çıkan roketin kapısında "Bura nere" gibisinden aval aval bakınırken, yediği muzun kabuğuna basıp düştü. İstanbul'un Etiler-Levent bölgesine hem de! Ham, ışık hızıyla düşmediğinden yolculuğu uzun sürdü. Tüylerini silkelerken doksanlı yılların sonunda bir plazanın çatısında olduğunu anladı. Her şey tek günde oldu. Derhal Akmerkez'e gitti, kaşlarını aldırdı, kafaya gölge attırdı. Hırslıydı... Eee, ne de olsa NASA maymunu. O İngilizce bilmeyecek de ben mi bileceğim? Uluslararası ilişkiler desen o biçim. Plazada işe başladı!.. Ham, kendini kabul ettirmişti ettirmesine de yine çok yalnızdı. Bu insanlar ona çok yabancıydı. Dilleri farklı, kültürleri apayrıydı. Ay, zaten bunlar insandı! Ruhundaki açlığı, plazanın yemekhanesinde bulduğu nohutla bastırdı. Havalandırma boşluğuna kıvrılıp, uyuyakaldı. Uyku bu... Alt solunum yollarından sızan gaz, tüm plazayı sardı. İnsanların burnuna, ağzına oradan da beynine dolandı... Uyandığında gözlerine inanamadı! Sekreter kız "Ben size geri dönücem Kökan beyy" diyerek telefonu kapadı. O anda, müdürler Manager, şefler Supervisör oldu! İşte o gün bugündür plazalarda; ofis ortamı adamcıkları ile kariyer delisi sloganlar atmaktan, bilmem ne sertifikası peşinde koşmaktan bedeni bitap, ruhu harap imaj kadıncıkları yaşar. Hırs gözlerini bürüyüp, dizlerinin bağını çözdüğünden, kök kültür ve duygusal zeka da içlerinden süzülmüştür. Karşılaşıldığında kendilerini kısaca "Kariyerime konsantreyim, şirket vizyonum da şu" şeklinde tanıtır; insanda çürük domatese basmak gibi bir his uyandırırlar. Kariyer hedeflerine ulaşmak için "Önüne gelene bir tekme" oyunu ve çeşit çeşit entrika kurgularıyla örülmüş skeçler oynarlar. Neyse, şempanze Ham artık çok mutluydu! Çünkü onlar, ona benzemişti. Uzay yolculuğu sırasında güneşe yakın geçmiş, tüyleri ısıdan ütülenmiş, derisi ise tabaklanmanın son safhası rengiydi. Lakin utanmıyordu. Zira, gariptir ki; hepsi ona benzemek ve tunç görünümü taş imajı vermek için solaryum kabinlerine uyuyordu. Bazıları suratlarında tüp patlamış gibi görünüyordu, ama olsun. Parlatıcı yedirilmiş ağızlardan, ilkokul düzeyinde ifadeleri İngilizceyle karıştırarak saçılıyordu. "Kişisel lansmanımı piarla support edip forvıtladım, süpervizörüm klas biriyle meeting ayarlayacak. Pozitif bir feedback gelirse, selektif bir life stayla kariyerimi paralel götürüp outcome edinicem" (Meali; Dünürcü bi teyze var işte, o birini ayarladı. Çocuk mocuk hikaye. Yoksa kariyer havasına, havayı aldık demektir) Hayatı, serada yetişen plastik bitki tadında yaşayanlar; pazar payı ölçümlerine bakıp bu başarılarını ıslatmaktan, 'meetinglerde stres yüklenip brunchta ferahlamaktan' ve şirket ile kişisel marketing stratejilerinden vakit kalırsa çocuk da yapacaklardı. Ham, "Buralar tamam" dedi. Başka binaların havalandırma boşluklarına doğru yola koyuldu! Ninem diyor ki Acele hareket yalnızca sinek yakalamaya yarar Profesör Mualla Aşk, hiçbir pusulanın işlemediği derin bir okyanustur Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tüketiciler için hazırladığı ve bakanlığın internet web sitesinde yayınlanan duyuruda; kötü bir mobilyanın sırt, bel ve ayak ağrıları gibi fiziksel rahatsızlıklara sebep olma yanında, kişiyi psikolojik olarak da olumsuz etkilediği belirtildi. Bedensel ve ruhsal açıdan dinlenmeye ihtiyacı olan bireyin aradığı rahatlığı ve huzuru kullanışlı ve iyi döşenmiş bir mobilyada bulabileceği ifade edilen duyuruda, mobilyanın insan hayatında önemli yer tutan bir ürün olduğuna dikkat çekildi. Bütçe de önemli Kötü bir mobilyanın olumsuz fiziksel ve psikolojik etkilerinin yanı sıra kullanışlı da olmayacağı ve öngörülen süreden önce bozulacağı vurgulanan duyuruda, "Satın alma öncesinde mobilyanın kullanım amacı, dekorasyondaki yeri ve bütçeye ilişkin değerlendirmelerde bulunulmalı. Çünkü, mobilya seçiminde ihtiyaç, ekonomik durum ve zevk oldukça önemli yer tutuyor" denildi. Her açıdan uygununu bulun! * Mobilyanın döşeme malzemesi dayanıklı olmalı, kolay yanmamalı, kolay temizlenebilmeli. * Mobilya evdeki diğer eşyalarla uyumlu olmalı. * Ürünle birlikte mutlaka garanti belgesi de alınmalı. * İhtiyacın sipariş üzerine karşılanması durumunda satıcı ile mutlaka bir sözleşme imzalanmalı. * Mobilyanın yapımında kullanılan ağacın cinsi, parçaların birleştirme yerlerinin sağlamlığı hakkında bilgi sahibi olunmalı. * Satın alma, birden fazla mobilya arasından seçilerek yapılmalı. * Görünüşü güzel olan bir mobilya rahat olmayabilir ya da fiyatı size uygun değildir. Dayanıklı, rahat ve uygun fiyattaki bir mobilyanın da görünüşü güzel olmayabilir. Amaç, en uygun olanı satın almak olmalı. * Satıcıdan kullanma kılavuzu istenmeli, kullanma kılavuzu yoksa ürüne ilişkin satıcıdan kapsamlı bilgi edinilmeli. Bebeğinizi flaşlardan uzak tutun! Görme yeteneği tam olarak gelişmemiş yeni doğan bebekleri, ani ışık parlamalarından uzak tutmak gerekiyor. Özellikle ilk kez bebek sahibi olan anne ve babalar bebeklerinin her anını ve gelişimini fotoğraflamak ister. Ancak yeni doğmuş bir bebeğin görme yeteneğinin 3 aylıkken yüzde 50, altı aylıkken ise yüzde 90 oranında gelişmiş olduğu düşünülürse, flaşların bebeğinize vereceği zararı kestirebilirsiniz. Işığın, bebeklerin gözlerinin retina kısmında bulunan "makula" bölgesine etki etmesi durumunda, gözle ilgili birtakım problemlerin ortaya çıkabileceğini belirten uzmanlar şunları söylüyor: "Bu, bilimsel açıdan tam olarak ispatı yapılabilmiş bir konu değil. Ancak yine de birtakım riskler taşıyor. Bebeğin görme yeteneği, ancak 3 yaşını doldurduğunda yüzde 100'e ulaşır. Bu yaştan önce gözün çok hassas bir yapısı vardır." Yeni doğmuş bir bebeğin reflekslerinin de tam olarak gelişmediği için, gelen ani ışığa tepkisinin yeteri kadar olmayacağından bebek, ani ve parlak ışığı göz kırpma hareketi ile süzemez. Bu sebeple bebeğin fotoğrafının; başka bir tarafa bakarken, uyurken veya flaş kullanılmadan çekilmesinin daha doğru olacağı vurgulanıyor. Haşhaşlı börek Malzemesi: * 3 adet yufka * 200 gram kıyma * 1 adet soğan * 1 çay bardağı konserve bezelye * 1 çay bardağı sıvı yağ * 1 kahve fincanı su * Yeteri kadar tuz, karabiber, kekik * 1 kase haşhaş tohumu Hazırlanışı: Soğanı içine doğrayın. 2 yemek kaşığı sıvı yağla kavurun. Kıymayı ekleyin. Kavrulunca kekik, tuz, karabiber ve bezelyeyi katıp karıştırın. Kalan yağı suyla karıştırın. Yufkanın her birini tezgaha yayıp üzerini bu karışımla ıslatın. İkiye katlayıp üstünü yağlayın. Önce ortasından keserek altı eşit üçgen parça çıkarın. Geniş kısımlarına yeterince harç koyup sigara böreği gibi sarın. Diğer iki yufkaya da aynı işlemi uygulayın. En son börekleri kalan yağla suda ıslatıp haşhaşa bulayın. Yağlanmış fırın tepsisine dizip 180 derece ısılı fırında 20 dakika pişirin. AKLINIZDA BULUNSUN Süt lekesi Yıkanabilen kumaştaysa sabunlu bezle silin. Yıkanmaz kumaştaysa benzine batırılmış bir bezle bastırmadan silin. Elin hafif temasıyla benzini uçurun. Sonra ılık suda durulayın ve nemli bezle tersinden ütüleyin. Tava için... Teflon tavanızda oluşan lekeleri temizlemek için bir bardak suya iki çorba kaşığı karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Bunu tavanızın içine dökün ve 10 dakika kaynatın. Lekelerin temizlendiğini göreceksiniz. V İ T R İ N E Ç I K A N L A R Kırışıklıklardan kurtulun Avon'un olgunlaşmış cildi onarmak ve yeniden canlandırmak için geliştirdiği Anev Ultimate Cream; cildin elastikiyetini artırıyor, yüz hatlarını biçimlendiriyor ve genç bir görünüm veriyor. Bileşiminde bulunan nar özü sayesinde aynı zamanda ciltteki lekelerin de etkisini zayıflatan krem, bir süre sonra derin kırışıklıkları pürüzsüzleştiriyor. Doğal ve kalıcı etki Türkiye'nin en çok tercih edilen kozmetik markalarından FlorMar, 'Selection Terracota' serisi ile seçkin ve çarpıcı bir etki oluşturuyor! Pudra, allık ve fardan oluşan seri; özel formülü ile ciltte doğal, etkileyici ve kalıcı bir görünüm bırakıyor.