Niyetliyim!

A -
A +

"Shhrraakk!!.." En âlâsı çevre sakinlerinin kulaklarını çınlatacak kadar ses çıkartanıdır... Kulağa atılırsa kulak zarını patlatır, enseye atılınca bayıltır, kafaya atılırsa kemik çatlatır... Şah damarının büzülmesine ve "tez titreye ve kendine gele!" ihtarına uymayan densizlerin üzülmesine sebebiyet verir. Yağlı mermer blokları tokatlayarak çalışılır. Zamanla el içleri nasırlaşarak ciddi bir silah haline gelir. Hani şu meşhur "elimin tersiyle" şeklinde değil, bilakis avuç içiyle ve kolla geniş bir açı çizilerek atılır "Osmanlı tokadı." Aklıma geldi... Yeniçeriler, ola ki silahsız kalırlarsa diye kendi ellerini ciddi bir savunma ve saldırı aracı haline getirmişler. Her ihtimali düşünmüşler... Hatta bu darbeleri ekvator çizgisinin dönebildiği her yerde de duyurmuşlar. Eee... Rica ederek fethetmedik ya kıtaları kardeşim! Ramazan bize maneviyat, huzur, yardımlaşma duygusu, sahur davulcusu, pide ve bazılarımıza "Oruçluyum zaten!", "Oruç kafa" kalıplarını getirdi. İftara doğru iyice gerilen sinirler... Orucun sabırla ilişkisini tutturmakta zorlanıyorum. Orucu uykuya tutturmak da istemiyorum. Çocukken bize öğrettiler. Niyetliyken kötü söz söylenmez, nefse yol verilmez, kalp kırılmaz, arkadaşın saçı çekilmez ve dövülmez. Büyüdük... Tüm bunları hâlâ çıkarmadım aklımdan. Ama ne gelir ki elimden? Oruç kafa, hayal kurmayı engelleyemiyorum... *** İftara on dakika kalmış. Pide kuyruğunda bekliyorum. Arkamdaki bey, içtiği sigaranın dumanını kafama, yüzüme üflüyor... Sinirden dönüp bakmıyorum, ama tahlil edebiliyorum. Uun, yarı bayat, yedi dakika içimlik bir sigara... Hayır, karar veremiyorum. Terminatör mü olsam? Arnold Shweizeneger abim gibi adamı sarssam! Yoksa? Evet, en âlâsı Osmanlı tokadı... Ramazana ve kişilerin inançlarına saygı duymayanlara, ve bunu karizma sananlara... Ramazan Şenlikleri bünyesinde Sultanahmet Camii önünde iftarda ve sonrasında org çalıp şakır şakır oynayanlara... Turistik diye Küçük Ayasofya Camii'nin avlusunda, Padişah türbesi önünde, yanında mezarlık içlerindeki "Cafe"lerde yiyip içenlere... Tüm zamanlar "Çıtır manken Pişkingül içini dışına döktü" diye magazin adı altında cüretkar pozlar eki veren, ama Ramazanda dini kitap, vcd hatta abartıp Güllü Yasin verme eğilimine giren yazılı basın kuruluşlarına... Zayıflama amaçlı oruç tutanlara... Bütün sene boyunca kurusunu suluya karıştırarak yaşayan, Ramazan geldiğinde gündüz medyada göz yaşları içinde ezan, ilahi okuyup akşam yine cıvık çürük devam eden bir takım örnek sanatçılara... Zaten satılacak diye bir pideye yüz çuval un fiyatı koyup fukarayı pideden uzak tutanlara... Hazır başlamışken; yılbaşı gelmeden on beş gün önce cama, kapıya, eşiğe, koluna boynuna teknolojik süslemelerle "Happy new year" yazıp, kandilde "Kandiliniz mübarek olsun" yazısını A4 kağıdıyla yazıp asan ve asmayı akıl etmeyen esnaflara... Oruç kafa... Dedim ya, oruçluyken asabi oluyorum. Ama aklımda. Kimsenin saçını çekmiyorum, sadece hayal kuruyo- rum... Zaten ellerim küçük ki!.. > Ninem diyor ki: Yahşi yiğit, yareninden belli olur Profesör Mualla: Bir erkeği gördükleri, bir kadını ise duydukları aşka sürükler ------------------ > Tadımız Osmanlı'dan! Ramazan ayı bizim için çok önemli ve kutsal ay... On bir ayın sultanı olarak adlandırılan Ramazan'da; iftar ve sahur olmak üzere iki kez yemek yenir. Peki, bugünkü ramazan sofralarımızın Osmanlı döneminden kalan geleneklerle donatıldığını biliyor muydunuz? Osmanlı döneminde de bugün olduğu gibi bütün bir ay boyunca ve bayramda mutfak devamlı devrededir. Halkın ve sarayın yemek çeşidi artar. Bugün de Ramazan yiyecek-içecek açısından tüketim ayıdır. Ramazan öncesi alınan iftariyeler, börek ve tatlılar için yapılan yufkalar, kuru yemişler, hoşaflık malzeme, Ramazan mevsimine göre insanın canının isteyebileceği her şey hazırlanır. Ramazan bayramı öncesinde ise mutfak daha bir canlanır, börekler ve tatlılar özellikle baklavalar tepsi tepsi yapılarak mutfaktaki yerlerine konurdu. Bunun yanı sıra etli ve zeytinyağlı yemekler, şurup ve şerbetler yapılırdı. Bugün de bu tür yiyecek, içecekler artık çarşıda özel dükkanlarda satılmaya başlanmıştır. > Pide, güllaç ve çorba... İftarın en önemli özelliklerinden biri iftariyeliklerdir. Bu iftariyelikler de eskiden özellikle İstanbul'da belirli yerlerden alınır; hiç üşenilmez, meselâ peynir çeşitleri bir yerden alınırken, zeytin çeşitleri tamamen aksi istikametteki zeytinleriyle ünlü bir dükkandan temin edilirdi. Ama her hâlükarda iftardan en az bir veya yarım saat evvel evde olmak şartıyla yapılırdı bu alışverişler. Bu iş, erkekler tarafından yerine getirildi. İki türlü zeytin, tulum, pastırma, rengarenk küçük kaseler içinde çeşit çeşit reçeller, hurma ve muhakkak pide... Bütün bunların hazırlanması ve sunulması pek tabii ki diğer yemeklerle birlikte düşünüldüğünde bir tören şeklinde olurdu. Ramazanın kendine mahsus ekmeği pide, tatlısı güllaç, başlangıç yemeği ise çorbadır. Çorbasız bir iftar pek düşünülemezdi. Diğer yemekler ise ailenin maddi durumuna göre değişebilirdi... Big Blue ile sıcak bir kış... BİG Blue, terletmeyen ama sıcak tutan özel dokuma jeanler, içi penye dokulu trikolar, sezonun moda renklerinin kullanıldığı şişme montlarıyla vitrinlerdeki yerini aldı. 2006 - 07 Sonbahar Kış Koleksiyonu'nda Big Blue, jean şıklığının yanı sıra süprem, kaşkorse ve kadifenin sıcaklığını da gardroplara taşıyor. Pullar, payetler ve nakışlarla süslenen koleksiyon soğuk kış günlerinin kasvetli havasına sıcak bir renk getiriyor. Bol kargo ceplerle süslenen pantolonlar koleksiyona rahat ve spor bir tarz katarken, yine denim ve gabardin kumaşların ağırlıkla kullanıldığı etekler de zarif ve alımlı bir hava yansıtıyor. 'Mehtap'ın en yenisi Yakamoz! MUTFAKLARDAKİ modayı yansıtan Mehtap Mutfak Gereçleri, yeni tasarımı "Yakamoz Seti" ile ürün gamını genişletiyor. Bir ailenin ihtiyacı olabilecek en ideal boyları sunan "Yakamoz Seti", dünyanın en kaliteli ürünlerini sağlayan "Multi Micron" teknolojisiyle üretildi. 22 cm. derin tencere, 26 cm. karnıyarık tenceresi, 22 cm. sahan ve 26 cm. derin tavadan oluşan set, cam kapakları ile birlikte toplam 7 parça olarak sunuluyor. Dünyadaki en son teknoloji ile üretilen Mehtap Mutfak Gereçleri, mutfaklara kazandırdığı yeni ürünü Yakamoz Seti'nde de aynı kaliteyi koruyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.