Ninem derdi ki;
Her evin bir kalburu olmalı kızım.
Kimi zaman dertleri süzmek için,
Kimi zaman fertleri çizmek için,
Kimi zaman üstündekileri,
Kimi zaman altındakileri görmek için…
Eeee, kalburla su taşımaktır değmeyenlere emek vermek.
Kullanmayı iyi bileceksin,
Hayatın dibeğinde kalbura dönmemek için...
***
Hazreti Mevlâna’nın da dediği gibi;
"Tartıldım, hiçten on batman eksik geldim."
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce,
Sormuş Hoca: “Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhâlde vali olurum” diye cevaplamış adam…
“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç” demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam!” demiş Hoca:
“Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım.”
***
Ninem derdi ki;
“Derdine dert deme kızım.
Derdin sana yaşamak için dermandır...
Bilesin ki her dert dediğin,
Senin dayanma gücünü sınayan fermandır...
Dönersin, dolaşırsın, kendine gelirsin.
Derdi olmayan kendine yabandır..."
***
Ne bir kış sonsuza kadar kalır,
Ne bir ilkbahar gelmemezlik eder.
Kalbinizi ferah, gönlünüzü sıcak, umutlarınızı sevdikleriniz ve dostlarınızla birlikte yanı başınızda tutun…
Ninem diyor ki; Arif olan sözü aş gibi tadar.
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...