Eskiden mektuplar vardı. Hasret vardı, sıla vardı, vuslat vardı... Mektupların sonunda da "büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim" yazılırdı. Tek cümlelik ama geniş zamanlı ve anlamlı bir mesajdı. Hey gidi günler heyy. Sanal âlem, bitirdin beah bütün değerleri! Mektuptan telefona, oradan da televizyona falan derken öpücüklü iletişim devam etti. Kucak dolusu öpücükler, hele de seyirciye kokulu öpücükler samimiyetin göstergesi. Peki ya diğerleri? Diğerleri ne anlama geliyor? Ele konan öpücük saygı, yanağa kondurulan öpücük dostluk... Telefon ahizesine konan öpücük; özlem... Kulağa konan öpücük; geçici sağırlık. Alna konan öpücük; anneler için; "dur bakim ateşin var mı?"dır. Erkek için, sahiplenme, şefkat duygusu barındırır. Kadın için; sevgisini farklı bir şekilde ifade etmeye çalışıyordur, kapatmayın önünü. El eteğe konan öpücük; minnetti teşekkürdü derken abartanların sırnaşık dalkavukluğu. Burna konan öpücük; şaşı sevgili. Aynaya konan öpücük; narsizm. Aynaya konan rujlu öpücük; "uyandırmaya kıyamadım" havalarında, alta da rujla sevgi notu yazma klişelerindendir. Filmlerdeki bu tür romantik sahnelere özenenlere uyarımız; eylem toz bezi tadı alıp öğürmekle sonuçlanabilir... Gece yatarken başucundaki bardağa konan öpücük; yaşlılık. Yaraya konan öpücük; annelerin yara bandı. İmza töreninde konan öpücük; taze transfer olmuş futbolcunun sözleşmeyi imzaladıktan sonra kulüp armasını, flamasını vb. muaah'layarak kameralara sabitlenmesi. Cüzdana konan öpücük; maalesef yeni çağda sadece kadınlara özgü olmayan defo... Toprağa konan öpücük; vatan hasreti ve bu hasretin vuslata ermesi... Yere kapaklanmış da olabilir, önüne baksaymış. Bileğe konan öpücük; bükemediğinin farkında, yenilgiyi kabullendi. Dirseğe konan öpücük; insanların yüzde doksanı kendi dirseğini öpemez iddiasını duyar duymaz, aksini ispatlama girişimi. Kurbağaya konan öpücük; öpünce prens olan kurbağa masalına hâlâ inanan biçare siğilli prenseslerin beyhude çabası...