Ağzında üç toplu iğne, eteği basenden teyellerken müşterisine "ben modacıyım şekerim" diyen terzi teyzeler gibi değil. O, gerçek ve hayatın içinden bir modacı. Paça Çorabiççi, kendini keşfettiğinde Zürih'te, hava sıcaklığı üç dereceyken kaloriferleri yakmayan kendini beş yıldızlı zanneden bir oteldeydi. Mevsim ayırmaksızın her daim üşüyen, her üşüdüğünde de hüngür hüngür ağlayan biri olarak çaresizdi. Çenesi konuşmadığı halde takırdıyor, kafası arabesk türkücüler gibi kademeli olarak hareket ediyordu. Birden içgüdüsel bir hareketle pijamalarının paçalarını kıvırıp çorabına soktu. Aman Allahım! Isınıyordu! Aynanın karşısına geçti, paçalarına baktı... Bu geç kalmış keşfin keyfiyle eline kalemi aldı ve podyumları kasıp kavuracak tasarımlarını çiziktirmeye başladı... İşte ünlü modacı Paça Çorabiççi'nin tasarımlarıyla 2005/2006 Kış Ev İçi modasının olmazsa olmazları... Kat kat çok rahat... Klasikleşmiş salaş-grunge koridor podyumlarındaki yerini alırken, "Green Lahana" akımı bu kış da etkisini hissettiriyor. Feminen çizgide kurdeleli bluzlar, dar diz boyu etekler ve özellikle tay derisi falan kullanılmıyor! Satenin kadına kattığı etkili ve çarpıcı silüet de kimsenin umrunda değil!.. Donuyoruz! Kış modası dedik. Kış; soğuk, titreme, üşüme, kalorifer borularına sarılıp sarılıp öpme, sobayla duygusal bağ kurma, insanın kendini ocakta pembeleşinceye kadar kavurma isteğiyle dolma mevsimi... Neyse... 2004-2005 Kış modası, aktif ev işi yapan ve günlük hayatında sportif giyimi tercih eden bayanlar için bu sezon da pek çok alternatifi bir arada sunuyor. Bu yaz 50'leri yaşadık, kış sezonunda da 40'lı yıllara geri dönüş var. Ninelerimizin zamanından kalma üç etek, bele kuşak ve iç yünü gardıroplardaki yerini alıyor. Eminönü veya Sümerbank mamulü ekru-bej rengi içlikler yine çok moda. Belinize güven duygusu veren içlikler, böbrek üstü bezlerinizi de sıcacık saracak. Parizyen çoraplar out, yün külotlu çorap in. Pek esnek olmasalar da, bel lastiğinden çekiştirerek bir iki zıplama hareketiyle sizi saracak. Aksesuar olarak "kedi yastıkları" çok revaçta; buz gibi olmuş ayaklar, üzerine yatıracağınız bir kediyle hem çok şık hem de çok sıcak... Paça Çorabiççi erkekleri yine fark edilecek Rahatlığı ön plana çıkaran tasarımları ve detaylarla farklılaştırılan ürün grupları ile Paço, erkek giyiminde bu sezon da iddialı. Gri, acı kahve, siyah eşofmanlar ve düşük belli rahat kesimlerle... Göğüse kadar çekilen pijamaları, çift kat yün çoraplar tamamlıyor. Ve efsane geri dönüyor; bej-ekru pantolon içi iç yünleri, bu kış da karizma yapmaktan daha elzem tasaları olan erkeklerin vazgeçilmezi olacak. Aksesuar olarak ayakların altına konan ısıtılmış tuğla, erkeğin maskülen imajına vurgu yapacak. Yükselen trendler Yoyoga, tüm dünyayı sarıyor. Yorganlı Yoga yoğun konsantrasyon gerektiriyor. Yorgan başa çekilerek yorgan dolması yapar gibi tüm beden örtülürken, bir ayak diğer ayak üzerine getirilir, parmaklar üst üste gelecek şekilde konur, arada bir birbirine sürtülür. Kendinizle baş başa kalmanızı sağlayan bu terapi, ruhunuzu da bedeninizi de ısıtacak. Ünlü modacı Paça Çorabiççi de Yoyoga yapanlar arasında... Kampanyalar İki kazak alana bir kar maskesi hediye... Kürk yaka montlar Şubu Marka'da peşin fiyatına dört taksitle. Bu tür kampanyalar nasıl da takip ediliyor ilgiyle... "Bir çıra da sen yak" kampanyası başlatıyorum ben de. Yani; kalkın ısıttığınız koltuğunuzdan, tam da çerez falan yerken keyifle. Çıkın kapıya, balkona, üzerinize bir şey almadan. İliklerinize kadar üşüyün! Üşüyün... Ve üşüyenleri düşünün.... ------ Ninem diyor ki: El ağzına bakan, sel ağzına yuva yapar. ------ Profesör Mualla: Güzel kadın gözü, iyi kadın gönlü okşar. ------ ------ Alışverişe aç karnına çıkmayın! Bilinçli bir alışveriş yapmak istiyorsanız, ekstra alışveriş gezilerinden kaçının. Mümkünse haftada bir veya iki kez alışveriş yapın. Marketler arasındaki fiyatları karşılaştırın. Kesinlikle aç karnına alışveriş yapmayın. Uzmanlar, alışverişe aç karnına çıkmanın sakıncalı olduğunu belirterek, ekstra alışveriş gezilerinden kaçınılması ve haftada bir veya iki kez alışveriş yapılmasını tavsiye ediyor. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı'nca hazırlanan raporda, "süpermarket psikolojisi"ne dikkat çekilerek, gıda ürünlerinin alışverişi sırasında dikkat edilmesi gereken konulara işaret edildi. "Binlerce besin çeşidi varken, ayırdığınız paranızla en iyi beslenmeyi nasıl sağlarsınız? Eğitimli bir tüketici olun ve planlayın" uyarısıyla başlayan raporda, bilinçli bir alışveriş için şu önerilerde bulunuldu: * Alışveriş listesi hazırlayın ve buna sadık kalın. * Ekstra alışveriş gezilerinden kaçının. Mümkünse haftada bir veya iki kez alışveriş yapın. * Açken alışveriş yapmamaya çalışın. * Taze meyve ve sebzeleri mevsiminde alın. * Alışveriş yaparken besin etiketlerini okuyun. * Ekonomik boy veya aile paketlerini kullanılabilecekseniz alın. * Süpermarket raflarındaki birim fiyatlara bakarak karşılaştırma yapın. * Marketler arasındaki fiyatları karşılaştırın. * Mümkünse indirim günlerinden yararlanın. * Bozulabilecek ürünleri en yüksek kalitede olduğu süre içerisinde tüketilecek kadar alın. * Sakin zamanlarda alışveriş yapın. * Kasada dikkatli olun, indirimli ürünlerin raf etiketinde yazıldığı gibi olduğunu görün. > SON KULLANMA TARİHİNE DİKKAT! Hıfzıssıhha Merkezi'nin raporunda besinlerin güvenli olarak tüketilmesinin tüketicinin sorumluluğunda olduğu kaydedilerek, şunlara dikkat çekildi: * Donmuş besinler katı, soğutucudaki besinler soğuk olmalıdır. Donmuş besinler çözülme belirtileri göstermemelidir. Ambalajda delik, yırtık veya açık köşeler olmamalıdır. * Güvenlik kapakları ve düğmeleri kontrol edilmelidir. * Şişmiş, hasar görmüş paslanmış veya çentikli konserveler alınmamalıdır. * Son kullanım tarihine dikkat edilmelidir. * Et, kümes hayvanı ve deniz ürünleri gibi bozulabilen ürünler ödeme yapılmadan önce en son alınmalıdır. * Ödeme sırasında soğuk besinler birlikte paketlenmelidir. > TEMİZLİK ŞART! * Meyve ve sebzeler akan su altında iyce yıkanmalı, gerekirse yıkama fırçası kullanılmalıdır. * El, çiğ et, tavuk, balık ve yumurtaya dokunduktan sonra mutlaka yıkanmalıdır. * Uygun sıcaklık ve sürede pişirilmemiş hayvansal gıdalar, potansiyel tehlikeli gıdalar olup, etin iç sıcaklığı en az 75 santigrat dereceye ulaşmalıdır. * Tüketilmemiş yemekler yeniden ısıtılırken en az 75 santigrat dereceye ulaşmalıdır. * Küflenmiş gıdalar ve temizliğinden şüphe duyulan sulardan uzak durulmalıdır. > ÇÖZDÜRDÜĞÜNÜZ MADDEYİ TEKRAR DONDURMAYIN! Raporda, gıda güvenliğinin sağlanması açısından saklama ve depolamanın da önemine işaret edildi. Buna göre, tahıl, kurubaklagil, şeker gibi kuru gıdaların karanlık, kuru ve serin ortamda depolanması, 1-2 gün içinde tüketilmeyecek et, tavuk ve balığın, birer yemeklik miktarlarda ve yassı bir şekilde paketlenmiş olarak dondurulması gerekiyor. Çözdürme işleminin buzdolabında yapılması, çözdürülmüş gıdaların yeniden dondurulmaması, tüketilmemiş et yemeklerinin buzdolabında 1-2 günden, etsiz yemeklerin ise 3-4 günden fazla bekletilmemesi, bu yemeklerin tüketilecek kadar ısıtılması ve sebze yemeklerinin günlük pişirilmesi gereğine de dikkat çekildi. > Parlak saçlar için soğan suyu! Ünlü bitkibilimci Alfred Vogel, dünyanın dört bir yanında çok satanlar listesine giren "Doğal Doktor" adlı kitabında hemen herkesin dişlerinde problem yaşamadan onların değerini anlamadığını anlatıyor. Ne kadar sert yiyecek çiğnerseniz, dişleriniz o kadar sağlıklı kalır. Bunun için sık sık elma yemelisiniz. Çünkü taze bir elma hem bol çiğnemeyi gerektirdiğinden hem de asitli suyu dişleri temizlediğinden oldukça faydalı. Bunun yanı sıra doğal olmayan tüm yiyecekler, dişlere oldukça fazla zarar veriyor. Örneğin yemeklerinizde çavdar ekmeği yemeye özen gösterebilirsiniz. En önemlisi de yeterli miktarda kalsiyum almak. D vitamini ve florür de dişlerin güçsüzleşip çürümesini engelliyor. Bunun için kullandığınız diş macunu çok önemli. Biberiye gibi doğal kimyasal maddelerin bulunduğu macunları kullanmalısınız. Parlayan bir cilt istiyorsanız bazı bitkilerin nimetlerinden yararlanabilirsiniz. Sarışınlara saç için soğanlı tonik önerilir. Mürver ağacı çiçeği, nane ve yaban kerevizi karışımından oluşan bir içecek hazırlayıp içmenizde fayda var. Buna alternatif olarak karışık bitki çayı da içmeniz mümkün. > Mükemmel pilavın sırları Pilavı pişirirken asla karıştırmayın. Çünkü sudaki pirinci karıştırmak nişastanın açığa çıkmasına ve tanelerin birbirine yapışmasına yol açar. Pilavın lezzetini artırmak için pirinci önce yağ ile biraz kavurmayı deneyin. Pilavın pişme suyuna eklenen sıvı yağ da pirinçlerin yapışmasını engeller ve pilavın tane tane olmasını sağlar. Eğer sade pilav pişiriyorsanız, pişme suyuna ekleyeceğiniz 1-2 çay kaşığı limon suyu, pilavın rengini daha beyaz yapacaktır. Pilavın pişip pişmediğini pirinç tanesini ancak tadarak anlayabilirsiniz. Taze, yenilebilir yumuşaklıkta ama dişe gelir sertlikte olmalıdır. Eğer tarifte verilen pişme süresi tamamlandığında pirinçler hâlâ fazla sertse ve pilav suyunu çekmişse, 1/4 ölçü sıcak su ilave edin. Pirinçler bu suyu çekinceye kadar pişirin. Pişirmede karşılaşabileceğiniz diğer bir problem ise pilavın pişmiş ama lapalaşmış olmasıdır. Bunun da kolayı var. Pilavı çok kısık ateşte bir çatalla havalandırarak, suyunu tamamen çekinceye kadar karıştırın. Bir ya da iki gün önceden pişirdiğiniz pilavı tekrar ısıtıp yiyecekseniz, ilk günkü gibi tane tane olması için kısık ateşte, 1-2 yemek kaşığı su ekleyerek, karıştırmadan ısıtın. Karıştırmak, pirinç tanelerini kıracağı için tencereyi arada bir sallayarak pilavı alt-üst etmeniz yeterli olacaktır. Son olarak artan pilavlarınızı çorbalarda ve sulu yemeklerde kullanabileceğinizi hatırlatmak istiyoruz. Ancak pirinçleri, pişirdiğiniz yemeğe son anda ilave etmeyi unutmayın. Aksi halde zaten pişmiş olan pirinç yumuşar ve dağılarak görüntüyü etkiler. > Kış yiyeceklerinin püf noktaları YAZ sebze ve meyvelerini, kış aylarında tüketilmek üzere çeşitli yöntemlerle saklarken besin değerlerinin yitirilmemesi için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Uzmanlar kış yiyeceklerinin hazırlanması ve korunması konusunda bazı konulara dikkat çekiyor. İşte tarhana, reçel, turşu hazırlama ile sebze ve meyveleri kurutmanın ince noktaları: Tarhanayı gölgede kurutun Uzmanlara göre, tarhana hazırlanırken içine pişmiş nohut, mercimek, havuç eklenmesi besin değerini daha da artırıyor. Ancak tarhananın güneş altında kurutulması başta B2 vitamini (riboflavin) olmak üzere bir çok besin ögesinin kaybına sebep oluyor. Bu yüzden tarhananın güneş altında değil gölgede veya üzerinde ince bir örtü ile kurutulması gerekir. Kavanozlar özel olmalı Ev şartlarında konserveler, sebze ve meyvelere ısıtma işlemi uygulanarak, "Clostridium Botulinum" mikrobu ve sporlarının yok edilmesiyle yapılıyor. Bu mikrobun yok edilmesi için besinlerin türlerine göre belirli sürede ve uygun sıcaklıklarda ısıtılması gerekiyor. Ev şartlarında konserve yapmak için basınçlı tencere, sıcağa dayanıklı kavanozlar, bunlar için özel kapak kullanılmalı. Reçelleri köpürtmeyin Meyve ve sebzelerin içeriğindeki suyun yüzde 10-20 oranlarına düşürülerek uzun süre dayanmasını sağlayan kurutma işleminde önemli ölçüde C vitamini kayıpları meydana geliyor. Bazı B vitaminlerindeki kayıp ise kurutma sırasında güneşle temas derecesine bağlı. Kurutma işleminin iyi yapılmaması durumunda yiyeceklerde küflenme ve böceklenme görülebiliyor. Sebze ve meyveleri, tarım ilacı artıklarından arındırmak amacıyla mutlaka yıkamalı, serin, havadar ve kuru ortamlarda saklamalı. Reçel yapılacak meyvelerin ezik ve çürük olmaması, uygun miktarda şeker kullanılması, saklanırken köpürme ve kristalleşmenin olmaması gerekiyor. Mevsime göre dondurma Dondurulacak sebze ve meyveler, mevsimine göre seçilmeli, kaliteli olmalı, temiz soğuk suyla iyice yıkanmalı, aynı boyutta olanlar seçilmeli ve kullanılacak malzemeler temiz olmalı. Bu arada sebzeler dondurulmadan önce kaynar suda 3-4 dakika haşlamalı ve soğutulduktan sonra bekletmeden bir seferde tüketilecek miktarlarda paketlenip dondurulmalı. Besinler, dondurucudan çıkarıldıktan sonra oda sıcaklığında veya su içinde çözdürülmemeli, bu işlem sadece buzdolabının alt bölmelerinde yapılmalı. > Turşu nasıl yapılmalı? Turşu yapımında ve sonrasında salamuranın yüzeyinde zar oluşmaması için hava ile temasını en az düzeyde tutan temiz kaplar kullanılmalı ve yiyecekler hazırlanırken çok iyi yıkanmalı. Besinler cam kaplarda saklanmalı, ancak plastik kap kullanılması durumunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izinli olan plastik malzemeler tercih edilmeli. Özellikle turşu yapımında bu kaplar tekrar tekrar değil, bir kez kullanılmalıdır.