Pazara gideeeliiim...

A -
A +

Dağıtırım! Dağıtırım, onu alır buraya atarım, beğenmem fırlatırım, yığınların altına dalarım, karıştırırım.. Burası pazar, 'Çarşamba Pazarı'. Severim ben pazarları, özellikle de "özgür seçme ve alışveriş" politikalarını. Pazara çıkmak bir sanattır. Aynı zamanda da zor zanaattır. Rahat yürüyüş ayakkabıları, saklanabilir ve emniyetli bir çanta, yaş/beden elverişliyse bir kese, her ihtimale karşı da yakanıza irisinden bir toplu iğne... Önce pazarın tekstil-konfeksiyon departmanına uğranır. Çantalar kollanır, tezgahlara saldırılır. Defolar titizlikle incelenir... "Şaadaan, koş koş, burada kazaklar 10 lira" diye bağırılır, el daldırılır, yığınlar arasından bir tane seçilir, sevinilir! Ancak; "Kardeşim, onu ben seçtim bırakır mısın?" sesiyle irkilinir. İki tavırdan biri seçilecektir. Ya teslim olunur, kazak usulca bırakılır ya da "Hah, güliim bari. Tapusunu göster ayol. Bu benim!" minvalinde kavgaya başlanır. - Abla, limon vereyim mi abla? "Hanım, hanım çingenelik yapma" "Ay, esas çingene sensin, kardeş ver şuna aynından bir tane de sussun" "Bana bak, doğru konuş, yoksa ağzını Sümerbank patiskası gibi caaart..." derken saç saça girişilir. - Abla, limon vereyim mi abla? Pazarlık yapılır, "İnan ki yol param kalmıyor", "Benim adam beni kesecek", "İki kuruş daha fazla verir, mağazadan alırım" gibi agitasyonlara başvurulur. Ucuz bulduk diye gerekli gereksiz her şey, hatta ayağa giydiğinin ertesi günü muhtar seçimlerine tanık olacak çoraplar alınır. -Abla, limon vereyim mi abla? 5 tane 1 lira Samimiyet vardır pazarda. Pazarcı, "abla, anne, yenge"; müşteri de pazarcıya karşı "kardeş, evladım, oğlum" hitaplarını kullanır. Art niyet gözetilmez, samimiyete dayanarak türlü laflar sarf edilir. Hoştur... Akmerkez'deki bir mağazanın sebepsiz yere evrim geçirmiş burunlu tezgahtarına, "Oradan bana patlak olmayan bir ayakkabı ver. Derisi sahte, dikişleri kıytırık olmasın" diyebilir misiniz? Ama pazarda, sebze tezgahının önünde Tarım Bakanlığı Müfettişi edasıyla dikilip "Çürüklerinden koyma, ben görüyorum burdan!" veya "Bayatsa haftaya sorarım ama!.." diyebilirsiniz. - Abla, limon vereyim mi abla? Onca kalabalığın ortasında pantolon, etek denemeye çalışanlar, rastladığı tanıdıktan dedikodu özetlerini almaya uğraşanlar, "Bağyaan siz gerçek misinizz", "Almayanı dövüyoruz", "Geeall, geel" naraları atan pazarcılar, Feraye oyaları, sıfır beden kemerleri, zırıldayan çocuklar ve "Sus! Geberrtirimm!" diyen anneleri, çaydanlık sapları, tas, çanak, lastik, plastik her şey vardır pazarda. Tabii zaman zaman kalabalıktan bunalıp "Nefes alamıyorum, atmosferi açın" diye bağırmak, arkanızdan ittirenin nohut-pilav arabası olduğunun farkına varmak, kendinize yer açmak için etraftakileri çaktırmadan sarsmak ve şu limoncu çocukla uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Ama yine de pazarlar keyiflidir... - Abla, bak son, 7 tane limon 1 lira... > Ninem diyor ki: Gafile kelâm, nafile kelâm > Profesör Mualla: Yolları ayrı olanlar, birbirine danışmazlar > Halime Gürbüz ------------------------ > Yüksek topuk sağlığı vuruyor * Uygunsuz, dar ve yüksek topuklu ayakkabılar; vücudun genel biyomekaniğini bozarak vücutta şekil bozukluklarına ve bazı sağlık problemlerine sebep oluyor. Yüksek topuk, ayaktaki yük ve basınç miktarını artırıyor. Günlük hayatta yüksek topuklu ayakkabı giymeyi tercih edenler, gün içinde 6 km'den fazladan yürüyüş yapmış kadar ayaklarına ilave yük bindiriyorlar. Yüksek topuklu ayakkabı, ayaktaki ağrı ve şekil bozukluklarının yanı sıra diz ve bele de zarar veriyor. Denge çabuk bozulduğu için ayakta burkulma riski artıyor ve ayak bileğindeki bağ ve eklemlerde zedelenmelere yol açıyor. Ayrıca bacak arkasındaki kas ve bağların kısalması, bacak ön ve yan bağlar ile kasların gerilmesi ve zorlanmasına da sebep oluyor. Yüksek topuklu, dar ayakkabılarla ayakta oluşan ağrı ve şekil bozukluklarını şöyle sıralamak mümkün: Bacak, diz ve bel ağrısı Yüksek topuklu ayakkabı zamanla baldır kaslarında kısalmalara neden olur. İlaveten vücut ağırlık merkezinin öne kayması nedeniyle bacak kaslarında aşırı zorlanma ve ağrılar görülebilir. Yüksek topuklu ayakkabı giymek vücudun ağırlık merkezini öne kaydırarak dize de ilave yük bindirir. Bu da dizlerde ağrı ve ileri yaşlarda kireçlenmelere neden olur. Vücudun ağırlık merkezinin öne kayması ise, belde kavis artışına sebep olur. Bu da bel kaslarında aşırı gerginlik ve ağrı yapar. Kallus ve nasır oluşumu Ayakkabı ile ayağınız arasındaki sürtünme sonucu derinin sertleşip kalınlaşmasıyla kallus ya da nasır oluşur. Nasır daha çok parmak altında veya parmak aralarında görülür. Yüksek topuklu ayakkabı giymekle ayağın öne doğru kayması veya dar ayakkabının belirli noktalara basınç uygulanması sonucu gelişir. Tırnak problemleri Yüksek topuklu ayakkabı giymekle ayağın öne doğru kayması sonucu, ayak parmakları ayakkabının ucuna doğru itilerek parmaklar ve tırnak yataklarına sürekli basınç uygulanarak tırnaklarda şekil bozukluğu, tırnak batması ve mantar oluşumuna neden olur. Çekiç parmak Parmaklarınız ayakkabının ucuna doğru itildiğinde parmaklarınız biçimsiz olarak kıvrılır ve parmağın orta eklemi bükülerek oluşan deformite ayakkabının üst kısmına baskı sonucu ağrıya neden olur. Aşil tendonunun kısalığı Sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymekle bacağın arka tarafındaki kasların yeterince açılıp esnemesini önleyerek, kasları topuğa bağlayan tendonun zamanla kısalmasına neden olursunuz. Aşil tendonu normalde topuğu yerden kaldırmaya yarar. Ancak sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymekle kullanılmaz hale gelir ve kısalır. Düz ayakkabı giyildiğinde ise gerilir ve ağrıya neden olur. Ayak bileği incinmeleri Yüksek topuklu ayakkabı giyenlerde vücudun ağırlık merkezi öne kayar ve insan parmak ucunda yürüyormuş gibi olur. Ağırlığı destekleme alanı daraldığı için de dengenin çabuk bozulması sonucu düşme, ayak burkulması ve ayak bileğinde incinmeler meydana gelebilir. > Bunlara dikkat! * Yüksek topuklu ayakkabıyı mümkün mertebe az giymeye çalışın. * Eğer işe giderken giymek zorundaysanız ya da giymek istiyorsanız, yanınızda topuksuz bir ayakkabı götürüp oturduğunuz zaman değiştirin. * Eğer iş yerinde giymek zorundaysanız o zaman iş yerine gidiş-gelişlerde topuksuz ayakkabı kullanmaya çalışın. * İş yerindeki molalar esnasında bacak kaslarınızı esnetin. * Akşamları ayaklarınızı ılık suda 5-10 dakika dinlendirin ve yapabiliyorsanız masaj uygulayın. Bu ayağınızdaki dolaşımın düzenlenmesine yardımcı olacaktır. * Ayak, bacak, uyluk ve bel kaslarınıza yönelik esnetme ve germe egzersizleri yapın. > Ayakkabı alırken... Ayakkabılarınızı akşama doğru alın. Gün boyu ayaklarınıza yük bindiği için akşama doğru ayaklar şişer ve genişler. Böylece akşam alınan ayakkabı rahat ise gün boyu giydiğinizde rahatsız etmez. > Bu yiyecekler zayıflatıyor! İngiltere'de yayımlanan Daily Mirror Gazetesi en iyi zayıflatan 10 yiyeceği belirledi. En çok zayıflatan yiyecekler ve vücutta yaptıkları etkiler şöyle: * Esmer pirinç: B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor. * Greyfurt: Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor. * Kırmızı üzüm: Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor. * Salatalık: Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu. * Nar: Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan. * Küçük kırmızı fasulye(Adzuki): Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla su tutuyor. * Brokoli: Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor. * Elma: Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor. * Kiraz: Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor. * Yulaf: Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.