Pembe meclis

A -
A +

Vekil sıra altlarında tığ ve yumaklar, rakip partinin kafasına örülen çoraplar, sinirden tansiyonu oynayanlar, kürsüde bağırırken "ağustos böceği" misali çatlayanlar, sonu gelmeyen beyanatlar, "Kimse beni sevmiyor" diye meclisi fesh etmeye kalkanlar, her dem geç kalan vekiller sayesinde mesai saati bitime doğru başlayan oturumlar, muhalefeti cırmıklayanlar, yumruk yerine meclis semalarında uçuşan terlik, toka ve yolunmuş saçlar... İşte tamamı bayanlardan oluşan bir meclis olursa olacaklar... *** - Meclis sil baştan dekore edilip, kürsüden çaprazlama sarkıtılan dantelle, radikal feminen ve bir o kadar da dantellektüel bir hava eserdi. - Kesinlikle "Düş İşleri Bakanlığı" kurulur ve en yoğun çalışan bakanlık olurdu. - Meclisteki östorojen patlaması sebebiyle kanun görüşmelerine sık sık ara verilirdi. - Hükümet, Cumhurbaşkanının herhangi bir yasayı veto etmesine tepkisini "Sen beni sevmiyooosuuun" diye ağlayarak gösterirdi. - Salt çoğunlukla belirlenen pembe dizi, Meclis TV'de kapalı devre yayın yapardı - Yaz akşamlarının vazgeçilmezi; "Aneeeağğ" diye bağıran görünmez çocuklardan meclis bahçesinde bir dolu olurdu. - Cips reklamındaki Ödemişli teyze, Tarım Bakanı olur; "Çiftçiye traktör gredisi verdim, öküzleri kesip yiyin gaari" derdi. - Partilerin meclisteki sandalye sayıları, vekillerin "Canım öööle istedi!" beyanatlarıyla an itibariyle değişirdi. - Meclis koridorlarında kah kulis, kah Fatih Yürek yönetiminde kobra dansı yapılırdı. - İndirim varmış diye gerekli gereksiz tıkanmaz tip dalgıç pompa, protez tırnak, şablonsuz otomatik cam, yağmur suyu hattı vb. ithal edilerek hazine çökertilirdi. - Oturumlarda oylamalar "Sayın başbayanım, sayın milletvekilleri hızlı geçiyorum buraları. Çıkarmamız gereken yasalar uyarınca, haydi kızlar eller havaya. Kabul edenler? Etmeyenler?" tadında yapılırdı. *** - İktidardaki hanımlara sesleniyorum, uyuyor musunuz? Bakın 'ay em ef'e, kız bu kredi notumuzu yine düşürmüş! - Kör yanından çıksın inşallah! (pat pat pat sıralara vurulur) - Pardon sayın Gelinbaşı bölüyorum ama rujunuz çok hoş, markası? Bir de sürenizi aştınız cicim. - İktidar ve muhalefet ortak bir duruş içinde olmalıdır. Osmanım'a da zam yaptım bu arada... - Sayın vekillerim Silsür Kozmetik sponsorluğunda oturumu açıyorum. Gündem: Gülbelde milletvekilinin diğer vekilleri cimciklemek suretiyle dokunulmazlık yasasına muhalefetten yüce divana sevki. Enflasyonla mücadele kapsamında altın günlerinde çeyrek kullanılmasına dair nihai kararın onaylanması. Fitnesstan sorumlu bakanın basen bölgesinden aldığı kiloların görüşülmesi. Meclis araştırma komisyonunun, ana muhalefet partisinin hükümete büyü yaptırdığı iddialarına ilişkin raporunun incelenmesi. Temiz siyaset uyarınca vekillerin kolonyalı mendille silinmesine ilişkin kanunun yürürlüğe konulması. *** Gazete manşetleri: - Hava Muhalefet Partisi'nin enflasyonu düşüremediği yönündeki iddialarına Maliye Bakanı'ndan sert cevap: "Şuursuzca yapılmış bir muhalefet, Allah canımı alsa da kurtulsam!" - Savaş kapıda! Hükümet çeşitli ülkelere sert birer protesto notası verdi. Gerekçenin açıklanmasını isteyen elçiliklere Dışişleri Sözcüsü'nün cevabı; "Daha neye sinirlendiğimi anlayamıyorsa, ona bir şey sööliyecek değilim" oldu. - Erken seçim yolda! Hükümetin iç, dış, yan ve üst politikalarını eleştiren Gülgazoz; "Kek kalıbı dibi sıyırır gibi siyaset yapılıyor. Sıkışınca, ateşte yemeğim var deyip kaçıyorlar. Kozumuzu sandık başında paylaşacağız" dedi. > Ninem diyor ki:Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur > Profesör Mualla: Yalanın yazarı, yalancının vicdanı yoktur > Halime Gürbüz ------------------------ > Eskiden taviz yok! * Kışa yaklaştığımız bu günlerde mağaza vitrinlerini süsleyen sezon kreasyonları; renk ve model olarak geçen yıllardan çok farklı değil. Yeni koleksiyonlarda değişen tek şey, biraz detaycılık ve aksesuarlar... Havalar yavaş yavaş soğumaya başladı. Evlerimizden önce vitrinlere kış geldi. Ve mağaza vitrinlerindeki değişikliklere ilgisiz kalmak özellikle de hanımlar için imkansız!.. Detay ve kullanılan renk yoğunluğunda farklılıklar olsa da yeni sezondaki değişiklikler genele yayılacak düzeyde değil. İşte mağaza vitrinlerine yansıyan ve muhtemelen yakın zamanda satın almak isteyeceğiniz ürünler ile ilgili birkaç dipnot: 80'lere tatlı bir dönüş Yeni sezonda bol bol seksenli yılları hatırlatacak kıyafetler olacak. Çünkü kalın penye, triko ve kendinden buruşuk kumaşlardan yapılmış; kol, etek kısımları fırfırlı, uzun elbiselerle eskiye tatlı bir dönüş var. Elbiselerde kullanılan klasik tarzdaki desenler de aslında bunun habercisi. Kıyafetlerin geneline bakıldığında geçen seneye göre biraz daha az detayın, sadeliğin ön plana çıktığı söylenebilir. Boncuk işlemeler azalmış, doğal taş ve kürklerin kullanımı da artmış. Yazlıklarla kombine! Kot pantolonlar, genelde eskitilmiş ve buruşuk kumaşlardan yapılmış, bol bol da cep konmuş. Her ne kadar ince gibi gözükseler de kışın rahatlıkla giyilebileceği söyleniyor. Ekoseli ürünler bu yıl da vitrinlerde. Yazın satılan uzun kollu gömlekler, süveterlerle kombine edilerek satışta. Dolayısıyla yazın aldığınız uzun kollu gömlekleri kışın da rahatlıkla giyebilirsiniz. Çünkü renk, desen ve ayrıntılarda herhangi bir değişiklik yok. Yalnız siyah, beyaz ve kahve tonlar yoğunlukta. Farkı ayakkabılar Geçen sene boncuk işlemeli kovboy çizmeler revaçtaydı. Bu sene de gündemde olacağa benziyor. Fakat sivri burun ayakkabılardan yuvarlak burunlu ayakkabılara geçiş de gözden kaçmıyor. Yüksek tabanlı ve koyu renkli babetler mağaza vitrinlerini dolduruyor. Leopar desenli ayakkabı ve aksesuarlar da bu sene daha çok ön plana çıkacağa benziyor. Kışlık ayakkabılarda genelde siyah ve kahverengi tercih ediliyor. Renkler şaşırtmayacak Bu senenin favori renkleri de sizi şaşırtmayacak. Siyah, gri ve beyaz üçlüsü yine bayanların karşısına çıkacak. Böğürtlen rengi, kırmızı, asker yeşili gibi renkler de bir çok üründe kullanılmış. Bilmenizde fayda var; henüz sezon başı olduğu için etiket fiyatları cep yakıyor, alışveriş için biraz daha beklemek gerekiyor. Diyelim ki; alışverişe çıkamadınız; canınızı sıkmayın çünkü geçen senekilerle idare ettiğinizi kimse anlamayacak! > Mevsim geçişinde saçlar dökülebilir Saçların özellikle mevsim geçişlerinde hızlı bir dökülme dönemine girdiğini kaydeden uzmanlar; bunun normal olduğunu, ancak saç dökülmesinin kansızlık, demir eksikliği, hormonal bozukluklar ve immünolojik rahatsızlıklar gibi birçok hastalığın belirtisi de olabileceğini ifade ediyor. Uzmanlara göre, günde ortalama 50-100 kadar saç telinin dökülmesi normal. Saç kökleri ise, maksimum 8 yıla kadar yaşayabiliyor. Genetik yatkınlık, beslenme bozuklukları, ağır diyetler, stres, gebelik, enfeksiyon hastalıkları ve vitamin eksikliğinin saç dökülmesinde etkili olabildiğini dile getiren uzmanlar, saç köklerinin yüzde 90'ının aktif, yüzde 10'unun ise dinlenme halinde olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, 2-4 ay süren dinlenme döneminin sonunda saç telinin döküldüğünü belirterek, dökülen saç telinin yerini aynı saç kökünden büyüyen yeni bir telin aldığını vurguladı. Uzmanlar, toplumda oldukça yaygın olarak görülen ve "Erkek tipi" saç dökülmesi olarak da bilinen "Androjenik alopesi"nin, sanılanın aksine sadece erkeklerde görülmediğini, bu tip saç dökülmelerine kadınlarda da rastlandığını açıklarken, saç dökülmelerinin özellikle 30-40'lı yaşlarda arttığını ve bazı ilaçlarla "erkek tipi" saç dökülmenin tedavi edilebildiğine dikkat çekiyor. > Ona özel 'trafik ışığı' diyeti Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, çocukların toplum hayatına ilk kez okul çağı döneminde girdiğini ifade ederek, bu dönemde beslenme sırasında tek başına kalan çocuğun yanlış beslenme alışkanlıklarının da arttığını söyledi. Okul çağındaki çocuklarının sağlıklı beslenmesi için "trafik ışıkları" olarak bilinen diyetin uygulanması gerektiğine dikkat çeken Elmacıoğlu, bu diyette beslenme şeklinin kırmızı, sarı ve yeşil besinler olarak gruplandırıldığını ifade etti. Özen gösterin "Çocukların dengeli beslenmesi için trafik ışıkları diyeti olarak adlandırılan bu 3 grup beslenmeye dikkat edilmeli" diyen Elmacıoğlu, şöyle devam etti: "Kırmızı besinler uzun süreli beslenmede kısıtlanması gereken besinlerdir. Patates cipsi, hazır pasta, kek, tatlılar, şekerlemeler, çikolatalar, ballı, şekerli, çikolatalı kahvaltılık tahıl gevrekleri bu gruptadır. Sarı besinler öğünlerde önerilen veya belirli miktarlarda tüketilen besinlerdir. Kırmızı et, sosis, yumurta, peynir, ekmek, pirinç, makarna, patates bu grupta yer alır. Yeşil besinler ise her zaman rahatlıkla tüketilebilecek besinlerdir. Bunlar taze ve kuru meyveler, sebze yemekleri, ev yapımı taze çorbalar, patlamış mısır, az yağlı süte eklenmiş kahvaltılık gevreklerdir. Bu grup çocukların beslenmesi için önemlidir." Elmacıoğlu, ebeveynlerin çocukların sağlıklı beslenmesi konusunda söz konusu diyete mutlaka özen göstermeleri gerektiğini söyledi. Büyük risk Hayatlarının en önemli süreçlerini okulda geçiren çocukların bu süreç içinde beslenmeden kaynaklanan ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabileceğini belirten Elmacıoğlu, şunları kaydetti: "Okul çağı çocuklarda yanlış beslenme nedeniyle şişmanlık, zayıflık, kansızlık, vitamin yetersizlikleri, diş çürümeleri, iyot eksikliği, kolesterol yüksekliği ve metabolik sendromlar sıkça görülmektedir. Bu problemler hastalıklara karşı direncin azalmasına, erken yaşlarda diyabet, kalp yetmezliği, hipertansiyon gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır." > Çocuk, sigara bıraktırıyor Sigara kullanan kadın sayısının erkekleri geçtiği bildirildi. Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Tuncer, yapılan son araştırmaların Türkiye'de kadınlarda sigara içiminin hızla yaygınlaştığını gösterdiğini ifade etti. Tuncer, Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre, 15 yaş üstü kadınlarda sigara içme oranının yüzde 24 olduğunu, Hacettepe Üniversitesi'nin araştırmasına göre ise metropol kentlerde kadınların erkeklerden daha fazla sigara içtiğinin belirlendiğini vurguladı. Son 14 yılda erkeklerde sigara kullanımında azalma, kadınlarda ise bir artış olduğunu ifade eden Tuncer, light sigara üretiminin kadınların sigara tüketimini hızlandıran bir sebep olduğunu söyledi. Türk Kanser Derneği olarak 1999 yılından beri Adana'da hizmet verdikleri Sigarayı Bıraktırma Merkezine gelenlerin yüzde 70'ini kadınların oluşturduğunu ifade eden Tuncer, şunları kaydetti: "Direnemiyorlar" "İlginç olan bir başka konu ise eğitim düzeyinin de sigara içimine engel olamaması. Doktor, öğretmen ya da mühendis kadın da sigara içiyor. Ancak, bu üzücü tablonun yanında sevindirici olan bir şey var ki, o da sigarayı bırakmadaki çocuk faktörü. Merkezimize gelen kadınların öykülerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, kadınların bu alışkanlıklarından kopmasında çocukları büyük rol oynuyor. Sigaranın öldürücü olduğunu bilen günümüz çocukları, bu yüzden en çok sevdikleri varlıkları olan annelerinin sigarayla kendisini zehirlemesine seyirci kalamıyor. Anne ise kendisine yalvaran çocuğunu kıramıyor. Kadınlar, sigarayı bırakmada her şeye direniyor, ancak çocuklarına dayanamıyor. Sigarayı bırakmak isteyen kadınların yüzde 90'ı çocukları sayesinde başarı sağlıyor." Tuncer, kadınları sigara alışanlığından uzaklaştırmada "çocuk" kozunu kullandıklarını, bu nedenle broşür ve afişlerde çocuk ve anneyi konu ettiklerini belirtti. > Ağır sırt çantası bele zarar veriyor Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nusret Köse, ağırlığının yüzde 20'sini geçen sırt çantalarının çocukta sırt problemlerine ve ağrılara yol açabileceğini belirterek heybe tipi çanta taşınmasını önerdi. Doç. Dr. Köse, öğrencilerin taşıdıkları ağır çantaların vücuda verdiği zararlar üzerine birçok araştırma yapıldığını belirterek, ağır sırt çantalarının sırt ve bel ağrılarına sebep olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Köse şöyle konuştu: "Sadece okulda değil dershanelerde ve günlük hayatta da sırt çantası kullanılıyor. Özellikle gelişme çağında olan öğrenciler bu konuya dikkat etmelidir. Genç yaşta sırt ağrısı yaşayan çocuklar ilerde daha ciddi problemlerle karşılaşabilir." Sırt çantalarının, baş, yüz, eller, el bilekleri, omuzlar, ayaklar ve ayak bileklerinde aşırı yüklenmelere neden olduğunu anlatan Doç. Dr. Köse, şunları kaydetti: "Bu nedenle öğrencilerin çantayı taşıma şekli çok önemli. Örneğin çantanın tek omuzda taşınması omurga ağrılarına neden olur. Çanta iki omuzda taşınmalıdır." > Depresyon kadınları daha çok seviyor Kanser ile kalp ve damar hastalıklarından sonra hayat kalitesini bozan 3. hastalık olarak adlandırılan depresyon kadınları daha çok seviyor. Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Fisun Akdeniz; duygu durumundaki bir hastalık olan depresyonun tanımlanmış 9 belirtisi bulunduğunu belirterek, bunları "karamsarlık, haz alamama, uyku bozukluğu, iştahla ilgili değişiklikler, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, kendine güvensizlik, hareketlerde artış ya da sürekli yatma isteği ile intihara eğilim" şeklinde sıraladı. Akdeniz, hastalığın teşhisinin konulması için 9 belirtiden 5'inin görülmesinin yeterli bulunduğunu kaydetti. En önemli istenmeyen sonucu intihar olan depresyonun, intihar girişimlerinin yarısında etkili olduğunu ifade eden Akdeniz; hastalığın, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görüldüğünü bildirdi. Dr. Akdeniz, her 4-5 kadından birinin hayatlarının bir döneminde en az bir kez depresif dönem geçirdiğini, Türkiye'de bu sayının 6 milyonu bulduğunu kaydetti. Doç. Dr. Akdeniz, hastalığın kadınlarda daha sık görülmesinin nedenini şöyle açıkladı: İhmale gelmez "Kadınlar biyolojik olarak sürekli hormonsal dalgalanmaya maruz kalıyorlar. Üreme hormonlarıyla birlikte beyindeki birçok madde de dalgalanıyor. Bu da kimi hastalıklara yatkınlık, kimisine karşı koruma sağlıyor." Doğru ilaç dozu ve tedaviyle hastaların birkaç ayda iyileşebildiğine işaret eden Doç. Dr. Akdeniz, "Depresyon sonuçta duyguların bir rahatsızlığıdır, aklın değil. Eğer tedavi olunmazsa hayatımızın kalitesi bozulur" şeklinde görüş bildirdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.