Pembe ve siyah

A -
A +

Psikoloji bölümünde okuyan kardeşimin "Çocuklar ve Renkler" üzerine yaptığı araştırmaya yardımcı olmuştum bir tarihte. Sokakta, eşte dostta bulabildiğimiz bütün 4-6 yaş arası çocuklara, "Annen ne renk?... Baban ne renk?..." diye sormuştuk.. Çocukların büyük bir çoğunluğunun cevabı aynıydı: "Annem; pembe, babam; siyah"... Hiç düşünmeden verilen bu cevaplarda anneler, sevginin ve yakınlığın rengi pembe, babalar ise gücün ve sarsılmazlığın rengi siyahtı... Erkek adam tabii ki siyah, tabii ki güçlü olacaktı!.. Tabii ki hep cesur, hep sarsılmaz olacaktı!.. Tabii ki en ufak bir zayıflık, yenilgi, gözyaşı göstermeyecekti... Hanım evladı gibi sızlanmayacak, acı çektiğini belli etmeyecek, hele hele hiç hastalanmayacaktı... Ancak kadınlar hastalanabilir... Zaten hep hastayızdır. Dışarı çıkarız, kalabalığa girdiğimiz için (Nazar mı olduk ne) başımız ağrır, durduk yere (Yediğimiz mi dokundu ne) kollarımız kaşınır... Biri bize yan baksa isilik dökeriz... Biri yanımızda burnunu silse zatürre oluruz... E, kadın kısmı narindir, çabucak hastalanır, eşinden ilgi bekler, şefkat bekler... Baksa ya ateşimiz mi vardır?... Ay, kırıcı sözlerinden çok müteessir olmuşuzdur tansiyonumuz alıp başını gitmiştir... Tırnağımız kırılmıştır... Elimize bir şey batmıştır... Cereyanda kalmışızdır... Başımız tutmuştur... Doktor çağırsa ya! Ya da ambulans... Yok yok, tam teçhizatlı bir tıp fakültesine götürse ya! Sağlık Bakanlığı'nı ayaklandırsa ya! Mayo Clinic'le, yok ya, neydi o Rose Maria'nın kaldırıldığı hastahane?... Orayla bağlantı kursa ya! Ama erkeğin hastalanmaya hakkı yoktur... Amaan, onun hastalığı da hiç çekilmiyordur. Mız mız mız. Çocuk gibidir, ilgi beklemektedir (bir tas çorba)... Koskocaman adam dişçiden korkuyordur (Kik, kih)... Ay, azıcık üşüttü diye yorgan döşek yatıyordur.. Cık, cık... Onlar da etten, kemikten... Biz neredeyse her gün bir hastalık yaşıyor, bir eczane açacak kadar ilaç biriktiriyoruz. Hasta olmasak bile sabahları birer tane Sevgilimisin, sabah akşam ikişer adet İlgi-Forte, altı saatte bir de Şefkatoks şurubuna ihtiyaç duyuyor ve bunları almazsak derhal elden ayaktan düşüyoruz... Peki o zaman onları bu kadar zorlamak, zayıf anlarının da olabileceğini kabullenmemek niye?... Bırakın bu akşam da "Yağmur yağacak galiba, bacaklarım sızlıyor" cümlesini o söylesin... Bırakın filmin en acıklı sahnesinde biz hüngür foşurt ağlarken onlar "Adam şimdi şuradan atlayacak, kurtulacaklar", "Çekim iyi ama" gibi teknik çıkarımlar yaparak gözlerindeki buğuları savuşturmaya çalışmasın... Bırakın hep banyoda, köşede, bucakta bir başına ağlamasın... Bırakın o da hatalar yapsın ve hiç olmazsa sizin yanınızda yüzüne vurulmasın, ayıplanmasın... Bırakın eviniz, çevreniz 6 yaşından beri başı hiç şefkatle okşanmadan yaşlanmış adamlarla dolmasın... Bırakın lütfen onlar da mızmızlansın, yorulsun, ayda yılda bir hastalansın... Erkek adamlar zaten ruhlarındaki sızıları ifade edemiyorlar, bırakın bari bedenlerindeki sızıları ifade etsinler... Saçımda zambaklar, elimde papatyalar "Mutlu olalım, erkekler çiçektir yolmayalım", "Gökkuşağında el ele zıplayalım" diye sayıklamıyorum. Yalnızca şunu söylemeye çalışıyorum; Sadece kadınlar üşümez hanımlar, hava hep soğuk... Ninem diyor ki: Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun Profesör Mualla: Her cinayet bayağı değildir ama her bayağılık cinayettir. Halime Gürbüz ----------------- Buğulu gözler için... Buğulu gözlere sahip olmanın en önemli şartı renk seçimidir. Bunun için öncelikle renk seçimine karar vermeniz gerekiyor. Doğru kullanılmış renkler gözlere derin ve anlamlı bakışlar kazandırır. Puslu bir mavi, is rengi bir füme gri, sütlü mor, vizon- kahverengi tonları, gözün silik bir hatla çerçevelenmesi için ideal. Tüm göz çerçevesini bu tek renkle çerçeveleyip göz pınarında belirgin bir şekilde birleştirmeniz gerek. Kaş altına ve göz pınarına yakın olan çukurluğa da açık bir ton far sürmelisiniz. Uçuk pembe, bej ya da krem rengi olabilir. Göz kalemini unutmayın Üst kirpiklerin hemen dibinden göz kalemiyle belirgin olmayan bir hat çizin. Aynı kalemi göz içine de renk ve derinlik vermesi için kullanın. Göz içine çekilen kalemlerin çok sert ya da çok yumuşak olmaması gerekiyor. Sert kalemle gözünüzü zedeleyebilirsiniz. Yumuşak bir göz içi kalemi de kısa zamanda kırpma hareketleriyle göz altına akabilir. Sıra kirpiklerde Öncelikle gözlerinizi tahriş etmeyen kaliteli bir rimel kullanın. Kirpikleri bolca rimelledikten sonra farda hakim olan menekşe moruna uygun olan bir fuşya allıkla elmacık kemiklerini renklendirin. Bu arada derin ve buğulu gözler için göz içine kalem ve göz çevresine mat koyu romantik renkler kullanın. Renk seçimi size kalmış. Ama en dikkat edilecek konu, bu tip gözlerle metalik rujların çok zıt kalacağı... >> İç çamaşırı alırken dikkat! BEDENE uygun, kesimi rahat, dar olmayan iç çamaşır giyilmelidir. * Her tarafı pamuklu iç çamaşırı kullanılmalıdır.Özellikle çamaşırın ağ kısmının mutlaka pamuklu olmasına dikkat edilmelidir. * Genital bölge mümkün olduğu kadar kuru tutulmalıdır. Banyo yaptıktan, deniz veya havuzdan çıktıktan sonra iyice kurulanmalıdır. * Kokusuz ve renksiz tuvalet kağıdı, ped gibi hijyenik ürünler kullanılmalı, deodorant, vajinal duş gibi ürünlerden kaçınılmalıdır. Mutlaka ütüleyin * İç çamaşırlarının yıkandıktan sonra ütülenmesi de, mikroorganizmaların ölmesi açısından önemlidir. Çünkü bu enfeksiyonlar sık tekrarlama eğilimindedir ve çamaşıra kuru ısı uygulaması, yani ütü yapılarak etkisiz hale getirilebilirler. * Çamaşırların düzenli olarak ve sık sık değiştirilmesi gerekir. * Özellikle saten veya dantel gibi hassas materyallerden yapılmış çamaşırların çamaşır makinesinde yıkanması yerine elde yıkanması önerilmektedir. Pamukluların makinede yıkanmasında bir sakınca yoktur. * Çamaşırlarınızı önceden kaynar suyun içinde dezenfekte edebilirsiniz. * Deterjan iç giyim yıkanmasında pek tavsiye edilmez, onun yerine en çok önerilen temizlik malzemesi şampuandır. İç çamaşırlarınızı ütülerken çekiştirmemeye dikkat edin. Yumuşatıcı kullanmayın * İç çamaşırlarını yıkarken, mümkün olduğu kadar yumuşatıcı kullanımından kaçınılmalıdır. Yumuşatıcılar ve bazı deterjan artıkları da çamaşırların yüzeyinde kalarak, kimyasal irritasyona sebep olur. Bazı mikroorganizmalar nemli, sıcak ortamlarda naylon ve naylon karışımlı ürünlerde daha çabuk ürer. * Sıkı pantolonlar ve iç çamaşırları havalanmayı engelleyerek, mikroorganizmaların artmasına sebep olabilir. Islak mayo veya nemli iç çamaşır da bu enfeksiyonu artırır. * Özellikle vajinal enfeksiyonu olan kadınların tamamıyla pamuklu iç çamaşırlarını tercih etmeleri ve mümkünse etek giymeleri sağlıklıdır. * Göğüsleri sıkıştıran sütyen modellerinden kaçınılmalı, bedene ve vücut yapısına uygunu kullanılmalıdır. * Gebelik döneminde sütyen ölçüsü çok sık değiştiğinden, bu dönemde uygun ölçüde sutyen kullanımına daha çok dikkat edilmelidir. Özellikle gebeliğin son aylarında göğüs uçları hassaslaştığından, sentetik ürünlerden kaçınılmalıdır. * Doğum sonrası dönemde bedene uygun emzirme sütyeni alınmalı, meme uçlarından süt gelebileceğinden, göğüs pedi kullanımına özen gösterilmelidir. Meme ucunun tahriş olmaması için pamuklu çamaşır önerilir. >> Damak Tadı Amasya yöresinden Yavan dolma Malzemeler * 500 gram kuru bakla * Bir buçuk su bardağı aşurelik yarma (buğday kırığı) * 500 gram dolmalık kıyma (kendi yağıyla kavrulmuş) * 2 adet soğan * 6 dilim pastırma * 500 gram çorbalık kemik * 1 demet maydanoz * 2 yemek kaşığı salça * 500 gram sarmalık yaprak * Tuz, Karabiber, Kırmızıbiber Yapılışı: Kuru baklayı akşamdan ıslatın. Kabuklarını ayıkladıktan sonra ikiye bölün. Soğanları, pastırmaları ve maydanozu küçük küçük doğrayın. Birbirine harmanlayın. içine baklaları, kıymayı (tekrar ısıtmanıza gerek yok), yarmayı, salçayı katın. Malzemeyi iyice harmanlayın. Hazırladığınız bu içten biraz alıp yaprağın ortasına koyun. Yaprağın önce bir ucunu, sonra diğerini kapatın. En son, etek kısmını kapatıp bohça biçiminde sarın. (Dolma gibi ince değil kare gibi yapılmalı) Tencerenin dibine çorbalık kemikleri dizin. Sardığınız dolmaları bunun üzerine ve arasına koyarak yerleştirin. Kısık ateşte yarım saat, 45 dakika kadar pişirin. Turşuyla beraber servise sunun. >> vitrine çıkanlar Tüketiciye uygulamalı eğitim YAPI market kavramını Türkiye'de yerleştiren Bauhaus; Kozyatağı, Beylikdüzü ve Bayrampaşa marketlerinde tüketicilere yönelik uygulamalı eğitimler düzenliyor. Konunun uzmanları tarafından verilen eğitim programlarında tüketicinin kendi kendilerine yapabileceği konular örnekleriyle anlatılıyor. Uygulamalı eğitimler hafta içi her gün saat 15.00- 15.45 arasında marketlerdeki ilgili departmanlarda düzenleniyor. 2006'nın ilk ayındaki eğitim programında kışlık oto bakım ürünleri eğitimi, duvar kağıdı ve bordür uygulamaları, armatür montaj eğitimi, enerji tasarruflu ampul eğitimi, parmak izi kilit sistemleri eğitimi, alarm ve kamera sistemleri eğitimi, seramik yapıştırıcı ve derz dolgu uygulamaları, iç mekan bitki bakımı gibi konular yer alıyor. Capitol'da Barbie defilesi KIZ çocuklarının sevgilisi Barbie, 15 lisansiye firmasının katıldığı etkinlikler ve 2005-2006 Sonbahar-Kış koleksiyonunun tanıtılacağı defile ile 29 Ocak'a kadar Capitol Alışveriş Merkezi'nde olacak. Tüm Barbie hayranlarını bir araya getirecek defile, bugün saat 14.00 ve 17.00 saatlerinde Capitol Alışveriş Merkezi'nde yapılacak. Minik mideler dikkat ister YENİ doğan bebeğinizin midesinin, sizinkinin ellide biri olduğunu biliyor muydunuz? Bebelac beslenme uzmanları, bu farktan dolayı doğru gıdalarla beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre yeni doğan bir bebeğin midesi üç tatlı kaşığı büyüklüğünde oluyor. Bu bakımdan bebeklere sindirimi kolay, sağlıklı, yeterli miktarda vitamin ve protein içeren gıdalar verilmeli. Yeni 'öğünlerim' serisini geliştiren Bebelac, ürünlerini 125 gramlık paketlerde sunuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.