Her yılbaşında olduğu gibi geçen hafta da yine ve yeniden piyango çekilişinden gayrı bir şey düşünemez oldu millet. İnsanların 'gözü dönmüşlükleri' başımızı öyle bir döndürdü ki, kırk beş milyon Lira'lık ikramiye sonunda birilerine çıktı, yorgan gitti kavga bitti... Sanırım, milletçe bu kez çok umut bağladık piyangoya miyangoya ve devreler yandı!.. Çıkmasından çok çıkmaması şaşırttı herkesi! "vay anasını, bana çıkmadı! İ na na mı yo rum!.." Oysa şansımıza öyle güveniyorduk ki!!! Ben bile... Ben ki, bilet almadığım halde kazanacağım yönünde kuvvetli hislerim vardı... Emindim hatta sayılar değil, "benim adım çıkacak o topların birinden; iddialıyım!" havalarında dolandım... Dile kolay; kırk beş milyon beahh, harca harca bitmez! E, büyük ikramiye denince hep saçmalamak, aşırıya kaçmak istiyor bünye, sonradan görmenin kralı olmak istiyor. Hımm.. Hemen not alalım, ikramiye teslim alır alınmaz yapılacaklar: Karı boşanacak (benim karım yok ama bu klasiktir, olsun)... dişler som altından kaplanacak... bir sürü kat ve yat alınıp dünya turuna çıkılacak... zeplin kiralanıp semalardan para saçılacak... şöyle okkalı demli çay akan musluklar... erimiş çikolata akan musluklar... içli köfte akan musluk da olabilir, muhtelif musluklar işte beah, aksın dursun!.. Büyük ikramiyeyi kazanınca bilet numarasını enseye dövme yaptırmak isteyenler, "okulu bırakmasam!!" diye ant içenler, çalıştığı şirketin karşısına 'pis pis sırıtan heykelini' diktirtmeye heveslenenler, "bir kısmını anneme babama veririm, eşek değiliz ya, harcasınlar canlarım" şeklinde hislenenler, "Nereye saçıyorsun?! ayağımıza giyecek potur yok, şaşkın!" girizgâhıyla birbirine girenler, dövüşenler, 'intikam soğuk içilen bir şerbettir' zihniyetinde acayip sinsi planlar yapanlar, eşit olarak etrafındakilere dağıtacağı vadiyle omuzlara alınanlar, hatta ikramiyeyi bölüştürmede adaletli olma kaygısıyla zona çıkaranlar bile oldu... Çekiliş yapıldı, yüzde doksan dokuzumuz; "çıktı mı, çıktı mı, baksana baksana, üohaha hah!.." diye diye bakındı, bir iki 'şanslı' kişiye çıktı, hayal kırıklıklarının yanına bir çentik daha atıldı, yarım bardak soğuk su içildi, "adamlar var ya, turnayı gözünden vurdu valla... oh... mis!" geyiğine geçildi. Herkese geçmiş olsun... >> Ninem diyor ki... Çalışkanlık baht getirir, tembellik taht götürür.