Evvel
zaman içinde kalbur saman içinde bir Kımızı Başlıklı Kız varmış. Bir
gün annesi; "Kızım, büyük annen seçmen kararsızlığı enfeksiyonu olmuş,
ona kek ve ilaç götür, yolda da kimseyle konuşma" demiş. Kırmızı
Başlıklı Kız, takmış sepeti koluna ormanın derinliklerine doğru yola
koyulmuuş...
Az gitmiş, uz gitmiş, ağaçların arkasında ronta yatmış bir çift sivri kulak fark etmiş.
"Kimsin
sen?" diye bağırmış. "Ben tilki, kurt akşam trafiğine takıldı geç
kaldı, idare ediver. Hem sen cevap ver, kırmızı başlığının ideolojik mi,
pelerinin modeli mi?" demiş. Kırmızı Başlıklı Kız; "Ayy, bay geldi, kal
geldi yanee, hep aynı şey! Hem annem bana yabancılarla konuşma dedi"
diye terslemiş. "İnternette laflarız o zaman, al adresim
'kk@gafkrali.net' İnternet jargonuna uygun olsun diye "ok" demiş Kırmız
Başlıklı Kız. Gözü parlamış tilkinin; "Altı kere arka arkaya ok de, bu
iş tamam! Ayrıca sepetine, cımbıza, kıla, tüye muhalifim tamam mıaağğ?"
Kırmızı
Başlıklı Kız bakmış olacak gibi değil, alttan almış. Niyetini bile
bile, şuracıktaki büyükannesine gideceğini söylemiş tilkiye, hazırda
zeytin dalı bulamadığından sarı gül tutuşturmuş eline, devam etmiş
yolunaa...
Tepeyi tırmandığındaaa... Bir bakmış ki, ahah Kırk
Haramiler! Ganimet var zannettikleri mağara kapısında saçını başını
yoluyor bir tanesi; "Açıl susam açııııl!" Cık, açılmıyor... "Bijî bijî
azadîi, biji bijiii" Cık, açılmıyor... "Bijî bijî wekhevîiii, Ji
Kurdistan re statüüü" Cık, açılmıyor... Kırmızı Başlıklı Kız
dayanamamış, "Boşuna uğraşma kardeeeş, Ali Baba emekli olunca
teknolojiye sardı, kapıyı fotoselli yaptırdı; bir de 'paralel kapı'yı
deneyin" demiiiş, demiş ve kaçmııış...
Kırmızı Başlıklı
Kız'ın gözü, 'kuyruğunu tramvay çiğnemiş' aslana takılmış. Masal bu ya,
yaşlı aslan ceylanla muhabbetteymiş. "Binaenaleyh ben altı kere gitmedim
mi?" "Hee, he aslanım!" "Binaenaleyh yedi kere de geldim mi?" "He
aslanım!" "Az bi kulis döndürsek yine olur mu ki be ceylanım?" Kırmızı
Başlıklı Kız, "cık cık cık.." diyerek başını iki yana sallamış, tekrar
yola koyulmuş.
Tahmin edildiği üzere, tilki kulübeye erken varmış,
büyükanneyi yutmuş, fistanı giymiiiş... Tam da o reklamlardaki yaşlı
teyze gibi aksanla "sarıgüle veriyorum" diye haykırırken bizimki
gelmiş. Zamane gençliği malum... Kırmızı Başlıklı Kız, "Uff, iki saat
yok gözün ne, yok ağzın neden böyle falan uğraşamam, ışığı yakayım da
bakayım" derken Tilki bağırmış: "Ampulü açmaaağ!" Aç mağ, mağ, mağ!..
Işık
açılır... Hepsi rüyadır. Yüzünü yıkarken son sahneyi hatırlamaya
çalışır. Bir kargaşa yaşanmaktadır; Rapunzel saçlarını yolar, oduncunun
çocukları başka ormana kaçar, Pamuk Prenses'in aslında elyaf olduğu
basına sızar. Kırmızı Başlıklı Kız, hepsine çıkmayan seçmen mürekkebi
sıkar. Gökten yedi kabak düşer, Yedi Cüceler'in elinde patlar...
Ninem diyor ki: Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.