Seçimlere beş gün kaldı ancak hâlâ kararsız seçmen yüzdesi azımsanamayacak kadar yüksek. Belki onlara faydası olur diye bir iki anekdot eklesek… mi?
Üniversitede ekonomi dersi. Amfi öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeri kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor. “Bakın” diyor. “Bu kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey.” Sonra 1’in yanına bir (0) koyuyor:
“Bu başarıdır. Başarılı bir kişilik 1’i (10) yapar.”
Bir (0) daha koyuyor. “Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.”
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek… Disiplin… Sevgi…
Eklenen her yeni (0)’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca… Sonra eline silgiyi alıp en bastaki 1’i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor. Ve hoca yorumu patlatıyor:
“Kişiliğiniz yoksa öbürleri hiçtir!”
***
Yine bir üniversite ama ders mantık. Öğrencilerden biri ilk kez aldığı dersin hocasına “Sayın profesör, mantık bize ne öğretir? Lütfen her şeyden önce bunu anlatır mısınız?" ricasında bulunur.
Profesör, kendisine merak ve şüpheyle bakan talebelerine:
“Mantık dersinin insanların düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür. Onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum” der.
“Farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor: Birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde… Bunlardan hangisinin yıkanması lâzımdır?”
Öğrenciler, hiç tereddüt etmeden: "Elbette, kirlisi!" diye cevap verirler.
Profesör, tebessüm ederek: “İşte evlâtlarım” der… “Mantık bu soruya cevap vermeden önce şunu sorar; Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken diğerininki kirli olabiliyor?”
***
Ahmet Bakkal, büyük bir sokağın tek bakkalı olarak oldukça iyi iş yapmaktadır. Ama rekabet hiç durmaz. Yeni bir bakkal, Ahmet Bakkal’ın hemen sağ yanındaki dükkânı kiralar ve dev harflerle, “MÜTHİŞ İNDİRİM” yazar. Ahmet Bakkal, bu duruma çok bozulur; ama harekete geçmek için bekler... Sokaktaki potansiyeli fark eden bir başka bakkal, Ahmet Bakkal’ın sol yanındaki dükkânı tutar ve “DAHA UCUZU VE KALİTELİSİ YOK” yazar. Üçüncü gün yeni bir bakkal Ahmet Bakkal’ın yanındaki bakkalın yanında bir bakkal daha açar ve büyük harflerle şöyle yazar: “EN İYİ FİYATLAR BURADA.”
Ahmet Bakkal, bu gelişmeler karşısında önce kızar; ama bu gelişmelerden şikâyet edeceğine kendi yararına kullanacak bir formül arar. İzleyen gün dükkânın üstüne dev harflerle yazar:
“ANA GİRİŞ”
***
Antik filozof Platon 2400 küsur yıl önce olayı özetlemiş;
“İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek faydalara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir. Aksi takdirde, elde edeceğimiz tek şey birbirlerine rakip iktidar düşkünlerinin kapışması olur...”
Ninem diyor ki; Yurt işi, yiğit işi.