Sevgililer dünü!..

A -
A +

İki gün sonra tekrarı yaşanacak klasik senaryo... -Ühüüü... Sen beni sevmiyorsun! Baaak herkes sevgilisine hediye almış. -Be nankör kedi. Ekmeğimizi böldük de yedik, yemedik mi? Hieyt!.. -Bugün sevgililer günü. İnsan hiçbir şey bulamasa çiçekçiye girer de bir gül sardırır. -Delikanlı adamın çiçekçide, böcekçide işi olmaz çiçeğim... -Bana ne! Bugün sevgililer günü... Bana ne! -Kızz, memleketteki gülleri topluca ateşe verdirtme bana! Bak, sakince konuşuyorum. Aramızda negatif elektrik sezinliyorum. Bu elektriğin faturası sayaca zarar vermeden paşa paşa söyle bakayım; Kimmmden öğreniyorsun bu zırvaları?.. -Aaa! Duymadın mı? 14 Şubat diye her yerde bangır bangır! Aziz Valentine sevgiyi kavuşturuyor. -Kim kız bu Aziz? Hieyttt! Aloo, Hidayet? Kahveden çocukları topla gel. Valentino lakaplı Aziz diye bir denyo, manitaya abuk sabuk şeyler... Tövbe tövbe! Topla çocukları gel oğlum! *** -Kadir Abi, tekel bayiinin zulasına bile baktık, yok abi Valentino Aziz. -Bulun uleyn onu! Mahallenin gençleri zıvanadan çıktı, herkes sarmaş dolaş!.. -Abi, sakin ol. Sorduk, soruşturduk. Valentino Aziz bizim mahalleden değilmiş zaten, gâvurmuş. Vakti zamanında askerin biri bir kıza yanıkmış. Savaştan kaçmış. Bu Valentino da "Al koçum şu parayı, kıydım ben size nikahı" gibisinden konuşmuş, bir güzellik yapıp gençleri köye dayısının yanına yollamış. Bir iki derken kral durumu çakıyor, Valentino sizlere ömür. Ölünce helvayı kalp şeklinde yapmışlar, bizimkiler de ne duysa onun gazıyla tüketim çılgınlığı hesabı yapıyor. Durum bu yani... Abi şey... Bir de, yenge sana bu bulmaca ekini gönderdi. "Aşkımız bitti. Beni çözemedi, kahvede bulmaca çözsün. 'İ'lerin noktalarını da yuvarlak yapmasın" dedi afedersin... -Vay helvasına yandığımın gâvuru... Tuzak kurdular ülen bana, ticari tuzak kurdular! Kız Hicran, topuğuma basar, kafama sıkar giderim, yine de Deli Kadir sevgililer günü hediyesi aldı dedirtmem! -Sakin ol abi. Çaresine bakarız. *** -Pardon abi bilemedik, erken çıkmak lazımmış... Tahtakale de dahil olmak üzere her yerde gül ve müzik kutusu stokları erimiş. Taşla yengenin camını kıra kıra "Seni seviyorum" da yazabilirdin ama biz otoban kenarından bir buket ebegümeci topladık, bir de şu kalpli balonu aldık abi. -Ver ülen şunları, sen etrafı bir kolaçan et. Şubatın on dördü, kollayalım görüntüyü. -Abi, bekleseydin de hava kararsaydı. Hani yani delikanlı adam elinde kalpli balonla falan... -Ne delikanlısı be oğlum? Son delikanlı Çanakkale'de ölmüş... >> Ni­nem diyor ki: Âşığa ya sabır, ya sefer gerektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.