Sizin bi kilo muydu abla?

A -
A +

Deli diyen de olduu, bu asabiyetle hayata nasıl keyifle bakabildiğimi merak edenler de... Domates fideleri arasında 'ayrık otu' tadında biriyim kabul. Ama... Benim okurlarım da öyle! Geneli Hitler'deki 'ler'i çoğul zannetmeyecek kadar dilbilgisi, ampulü Ediz Hun'un değil Edison'un bulduğunu ayırt edebilecek kadar farkındalık sahibi. Yüz elli Iq'nun altı zaten içeri bile alınmıyor... Makalelere tepkileri ise, tikli insanların reflekslerinden hızlı! Falandı filandı...

Makaleler bir yana, yeni yayın dönemi ve şu meşhur reklam münasebetiyle gelen mesaj, mail, tweetlerden de anladım ki; Seviyorum Abi!! Fırkhhh... Seviliyorum da yani!.. Ben onları, okurlarım da beni... "Ben daha kendimi çözemedim ki onları çözeyim" diye aforizma tadında bir girizgâhla itiraf ediyorum; okurum da benim gibi enteresan!..
Benim okurlarım maillerinde mesajlarında; "Yazını beğendim, sen adam olacaksın!" diyecek kadar ileri görüşlü... "Sen bir kilo değil, bin kilo eti hak ediyorsun; şerefine cızbız yaptık!"  diyecek kadar coşkulu... "Lan siz gerçek misiniz?" diye soracak kadar kafası karışık... "Abla, sevgililer gününü yalnız geçirenler olarak sevgili itlaf ekibi kurduk; desteğini bekliyoruz" diyecek kadar eylemci... "Fabrikalarım, yurt çapındaki bayiliklerim ve ömrüm yoluna feda olsun. Sana hökümet nikâhı da yapacaktım" diyecek kadar bonkör... "Var yaaa... sana insan diyenin ağzını burnunu kırarım, sen meleksin melek!" diyecek kadar duygusal... "Talep ettiğiniz üzere; gazete abonelik makbuzumun kopyası ekte. Abone de olduk. Maillerime cevap verirsiniz artık" diyecek kadar sözünün eri... "Siz makalelerin yıldızısınız. Kuyrukluyıldızı... Yetmiş yılda bir yaklaşan dünyaya... Kuyruğunuz problem değil..." yazacak kadar esprili...  "Makalelerinize sadık bir okuyucuyum. Ben barkod okuyucuyum. Dııd dıt!" yazacak kadar normal... "Bunu da yazdın ya, dilerim Allah'tan okuyucularının sayısı milyon olsun. Bişr-i Hafi hürmetine bu dua kabul olsun" yazacak kadar ağzı dualıdır... 
Usb mangal, hıçkırık durdurucu keşfedip proje detaylarını yollayanlar da var, "Nasrettin Hoca bi gün, göl kenarında yoort yiiyomuuuş" deyu fıkra anlatan da... Ezcümle, 'biiiz kocaman bir aileyiz' demeye hacet yok.  Aile falan değiliz; anamın gardaşı babamın yoldaşı mısın? Biz sadece, 'inadına mutluluk' insanlarıyız!.. Biz, 'rağmen', her şeye rağmen buruk, eğik, bıyık altından, yandan, alttan ama bir şekilde tebessüm etmeye çalışanlarız! Biz, sadece 'içindeki çocuğu' azarlatmayan'larız... 

Ninem diyor ki: İşini bilmeyen kasap, ne bıçak kor ne masat.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.