Susuz yaz

A -
A +

Küresel ısınma tepemizde, su kaynakları bu yaz daha da erken resti çekti. 'İkide bir sifon çekmeyin kardeşim' ihtarlarıyla gündemimiz değişti. Magazin dünyasında ise mankenlerin, San-artçı'ların yerine, 'eski gözdeler' geçti... Devlet Su İşleri'nin kurumuş barajda düzenlediği 'susuz yaza merhaba' partisi tam anlamıyla ünlü akınına uğradı. Su bidonu, kova, damacana, pet şişe, plastik su deposu, ibrik-leğen ikilisi ve daha kimler kimler... İşte Muhteşem partiden ve su yedekleme kaplarının magazin dünyasından bomba gibi haberler! * Partiye hayat arkadaşı Düriye'yle katılan Güğüm, kalaylı görünümüyle bütün dikkatleri üzerine topladı. Emektar su kabının, yeniden gündeme gelmekten oldukça keyifli olduğuysa gözlerden kaçmadı... Yosunlu olduğu yönündeki iddiaları reddeden su deposu, ters ışık kurbanı olduğunu söyledi. Hidroforla evlilik için gün sayan depo, 'Bu su kesintisi camiasında dost yok! İç hacmi geniş olan taşlanır! Halk beni çatısına koydu! Benimle uğraşacaklarına iki hidrojenle bir oksijeni karıştırıp suyu çıkana kadar çırpsınlar da işe yarasınlar' dedi. * Pet şişe, maşrapayla aralarında çıkan aşk söylentilerine 'Şeffaf bir yapım var, içimdekini saklamam' diyerek son noktayı koydu. Taharet musluğu yanında yan yana samimi şekilde görüntülendikleri hatırlatılınca da, 'sonuçta aynı helâda çalışıyoruz, selamlaşmamızdan doğal bir şey olamaz!' dedi. Pet şişe ve maşrapa, mekanı ayrı ayrı terk etti. * Yazın ilk frikik bombası ise Çeşmeden! Çeşmede kameralarımıza sere serpe su doldururken yakalanan 10 litrelik bidon, muhabirimizi fark edince toparlanıp kapağını kapattı ve 'Yalakta bari rahat bırakın ayol!' dedi. Gergin olduğu gözlenen Bidon, ev musluklarının kendisine 'tısss, töööösskk' demesiyle ilgili yorum yapmaktan da kaçındı... Sular kesilmeye başladı ya eskiye dönüyoruz, ilk şırıltıya kova, tas kapıp koşuyoruz. Öte yandan psikolojik baskı altında yaşıyoruz: Gereksiz yere duş almayın! Yıkanmak yerine tuzlanın... Olmadı, kediler gibi yalanarak temizlenin ki; bilmem kaç ton su kurtarın. Tasarrufun da suyunu çıkaralım. Ama bana öyle geliyor ki; endüstride havanın kullanılabileceği yerlerde suda inat eden mühendislere 'Diplomayı bakkaldan mı aldın?' diye tartaklamak on ton, golf sahalarını durmaksızın sulayanları golf sopasıyla dürtmek beş ton su kazandırır. Yüzeysel ve yer altı su kaynaklarını kirleten endüstriyel atıkları sahiplerine yedirmek bir sürü ton su kazandırır. Atık su kazanım tesislerini mitoz bölünmeyle çoğaltmak, altyapı ve tarım sulama konusunda yetkilileri yakalayıp tane tane izah etmek daha çok şey kazandırır... Eh, nasılsa vücudumuzun yüzde altmıştan fazlası su diye, kendimizi damıtıp su çıkaracak hâlimiz yok! >> Ninem diyor ki: Susayanla susak, aksayanla aksak... > Profesör Mualla: Suyun yavaş akanından insanın yere bakanından kork!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.