YENİ bir eğitim dönemine giriyoruz. Uzun bir tatilin ardından çocuklar okullarına kavuşmanın, veliler ise onların ihtiyaçlarını karşılamanın telaşı ve heyecanı içinde. En fazla heyecanlı olanlar ise hiç şüphesiz ilköğretim birinci sınıfa başlayacak minikler. Uzmanlar, okula ilk defa 'merhaba' diyecek olan miniklerin ailelerini, okul fobisine karşı uyarıyor. Zira, okul korkusu çocuklarda oldukça yaygın. Bu tür rahatsızlığa sahip olan çocuklar, başlangıçta okula gitmek istemiyor ya da okula gidip sonra birden bire vaz geçiyor. Zorlanırsa sıkıntı duyuyor; midesi bulanıyor, kusuyor, ağlıyor, okula gitmemekte direniyor. Bazı çocuklar ise, zorlamayla okula gidiyor; ancak yine de büyük sıkıntı duyuyor ve sebebini bilmeden eve geliyor. Bazılarında da, belirtiler sinsi olarak başlıyor ve günlerce sürebiliyor. Çocuk neşesini kaybediyor, uykuya dalmakta zorluk çekiyor, iştahı kesiliyor. Uzmanlara göre, okul korkusu birçok çocuğun problemi. Ancak anne ve babalar bu durumu fiziksel bir rahatsızlık zannederek, çocuğu doktora götürüyor. Bağımlı yetişenler Bu tür problemlerin daha çok bağımlı yetiştirilmiş çocuklarda görüldüğünü belirten Psikiyatrist Uzm. Dr. Mazlum Çöpür, "Aile çocuğu okula gitmeye zorlarsa çocuk panik içine girer, ağlar ve aileye ısrarla okula gitmeyeceğini söyler. Bu çocuklar bağımlı yetiştirilmiş çocuklardır. Bağımlı oldukları kişiden (bu çoğunlukla annedir) ayrılmazlar, bütün gün peşinden dolaşırlar, bağımlı oldukları kimseden ayrılınca çok fazla sıkıntıları olur" diyor. Ağırlıklı olarak ilköğretim çağında karşılaşılan okul korkusu probleminin tedavisi yaş ilerledikçe zorlaşıyor. Uzmanlara göre, bu tür çocukların ailelerinin bireyleri birbirine bağlı ve bağımlıdır. Aile bireyleri kendilerine veya diğer aile bireylerine bir şey olacak korkusunu yaşar. Ayrılma korkusu yaşıyor Bu ortamda yetişen çocuk da bir şey olur korkusu ile bağımlı yetiştirilir. Çocuğun kendi başına bir şey yapmasına, bir yere gitmesine izin verilmez. Böylece çocuk, anne ve babadan kopup, birtakım davranışları yapma fırsatı bulamaz. Aileden ayrılıp okula başlayacağı zaman da korku yaşar. Bu korkunun kaynağı anneden ayrılma kaygısıdır. Uzmanlar, okul korkusu olan çocukların genellikle uslu, uyumlu, aşırı kabul bekleyen, ailesine bağımlı, bedenine bir zarar geleceği kaygısı ve başarı kaygısı çok olan çocuklar olduğunu belirterek, ailelerin bu konuda dikkatli olmasını tavsiye ediyor. Kaza, hastalık, ameliyat, tatil, sınıf veya okul değiştirme gibi sebeplerin de çocuğu okuldan soğutabileceğini söyleyen uzmanlar, bu tür vakalarda, bireysel, ailesel ve ilaç tedavisinin uygulandığını kaydediyor. > Kilo vermenin 22 yolu * Kilo verme işini gözünüzde büyütmeyin. Kolayca uygulayabileceğiniz yöntemlerle zayıflayabilirsiniz. İşte aldığınız kalorileri azaltmak ve daha çok yağ yakabilmek için tam 22 tane tavsiye... 1.Karıştırın: Sevdiğiniz meyve suyunu maden suyuyla karıştırın. Böylece meyve suyunun yarısını kullanacağınız için, kaloriyi azaltmış olursunuz. 2. Balık yemeyi ihmal etmeyin: Her gün balık tüketenler, diyetlerinde balık olmayanlara oranla yüzde 20 daha fazla kilo kaybediyor. 3. Çiklet çiğneyin: Yakın zamanda yapılan bazı araştırmalara göre, tüm gün şekersiz çiklet çiğnemek metabolizma hızınızı yüzde 20 oranında artırıyor. 4. Abur cubura dikkat: Yanınızda bozuk para bulundurmayın, böylece abur cubur almaktan uzak durursunuz. 5. Ambalaja dikkat edin: Ambalaj üzerlerini iyice okuyun. Çünkü yediğiniz şey, 100 gramdan fazlaysa çok daha fazla kalori alıyorsunuz demektir. 6. Yürüyüşten önce yeşil çay: Kafein yağ asitlerinin açığa çıkmasını sağlar. Yeşil çayda bulunan polifenoller, kafeinle birleşerek yakılan kalori miktarını artırırlar. 7. Yemeğinizi evden getirin: Dışarda yemek genellikle daha çok kalori almanıza sebep olur. Dışarıda bulmak zor olan şeyleri evde hazırlayıp yanınızda getirebilirsiniz. 8. Çorbanız koyusundan olsun: İçinde büyük sebze parçaları olan çorba yüzde 20 daha az yeniyor. 9. Kan testi yaptırın: Yaklaşık 12 kadından birinin tiroid bezleri yeterince iyi çalışmıyor ve bu da metabolizmayı yavaşlatan etkenlerden. 10. Suyu tercih edin: Meşrubat tercihinizi sudan yana kullanın. Yanınızda şişe bulundurmak faydalı olabilir. 11. Tad alma duyunuzu yanıltın: Öksürük için olan mentollü drajelerden bir taneyi ağzınızda eritmek, canınız bir şey çektiğinde, bu duyguyu köreltebilir. 12. Baharatları kullanın: Örneğin yediklerinize acı eklemek, daha uzun bir zamanda acıkmanıza yardımcı olabilir. 13. İçtiniz mi beyaz için: Su gibi, az yağlı sütün de doyurucu etkisi vardır. Üstelik kalsiyum açısından da zengindir ve tok tutar. 14. Salata malzemelerini dilimleyin: Salata malzemelerini ince ince doğramak yerine, büyük parçalar halinde kesin. Hem yemesi daha uzun sürer, hem de daha çok çiğnersiniz. Bu da daha çabuk doymanızı ve ana yemekten daha az yemenizi sağlar. 15. Bir dostunuzu arayın: Yalnız hissediyorsanız, kendinizi yemeye vurmak yerine telefonu elinize almayı tercih edin. 16. Yediklerinizi yazın: Bu, neyi ne kadar yediğinizi bildiğiniz için, kendinizi kontrol etmenize yardımcı olur. 17. Kumandayı emekliye ayırın: Uzaktan kumanda gibi aletler işinizi kolaylaştırmakla beraber, sizleri hareketsizleştirir. 18. Sprey yağları tercih edin: Böylece normalde kullandığınızdan çok daha az yağ kullandığınızı fark edeceksiniz. 19. Alırken küçüğünü tercih edin: Örneğin çikolata mı satın aldınız, riske girmeye gerek yok, küçüğünü alın, kaloriyi azaltın. 20. Yemeyi pişirmeden önce ölçün: Makarna, pilav gibi besinleri yerken, miktarı kaçırıp daha çok yiyebilirsiniz. Oysa baştan yemeniz gereken kadarını ölçüp pişirirseniz, bu problem ortadan kalkmış olur. 21. Kutuyu açmadan önce bekleyin: Dondurma kutusunu açmadan önce, 10 mekikle, 10 şınav çekin. 22. Biraz da ilhama ihtiyacınız var: Buzdolabı, mutfak kapısı, bisküvilerin durduğu dolap ya da bilgisayar gibi yerlere sizi motive edecek yazılar yapıştırın.