Yaş almak

Sesli Dinle
A -
A +

Yaşlanmak, yaş almak, buruşmak, eskimek hepsi hikâye. Yeter ki ‘içindeki çocuğu azarlamalarına’ müsaade etme... Esas kız mışıl mışıl uyuyordu. Hayır olsun; rüyasında 'Hayat Savaşı'nın tam ortasındaydı. Kırkbayırı Meydan Muharebesi'nde, postalları ayağına vuran şaşkın bir askerdi. Hatta safın en önde gideni, bayrak sallayanıydı!.. Siperden kafasını uzatıp "Al sana bombe" narasıyla düşmana attığı bir taşla; iki kuş, bir de üstüne düşman tayyare filosu vurdu. Keyifle not defterini çıkardı, tezkere çizelgesine italik bir çizgi daha attı; "Şan ve şeref dolu on yedi bin beş yüz yirmi gün!" Gözleri daldı. Hayat bu, su gibi akmıştı… Dolu bir otobüse bakar gibi uzaklara baktı...

 

Hayatı, tek yön seferli dolu bir otobüs gibiydi. Oturanlar, cam kenarında seyir keyfi yapanlar, camın buğusuna yazı yazanlar... Hayatında edindikleri yeri kaptırmamak için uyuyor numarası yapanlar, ineceği durağı kaçıranlar... Ayakta kalanlar, tutunanlar, tutunamayanlar, kapıya yaslananlar... "Çarpar" uyarısını dikkate almayıp basamakta durup çarpılanlar. Acil durum olmadığı hâlde kola asılanlar...

 

Asker dalmış, bunları düşünürken; cepheden uzaklaşmış, ana yola çıkmıştı. Şapşalın biri yönetimindeki otobüs, acı bir fren yaptı! Otobüs esas kıza çarptı. Kız, yere yığıldı. Ölmüş müydü? Hayır. Küçükken yakar topta bir keresinde top yakalamıştı ya, bir canı daha vardı. Sayıkladı; Otobüs! Otobüs... Otobos... Otoz.. Otuz... Otuuuuzz! Yok yaa, plakası okunuyordu; 48 Muğla.

 

Kan ter içinde uyandı. Of be, ne kâbustu! Saate baktı, gece yarısını biraz geçiyordu. Aman Allah’ım! 29 Ocak gününe girilmişti. Kâbus değildi! Doğum günüydü yirmi dokuzu ve yaş bulmuştu otuzu! Off, tamam tamam, bu on beş altı sekiz sene önceydi...

 

Beyninde çanlar çalıyordu. Aynaya koştu, Aaaaa?!.. Göz kenarlarında kırışıklık vardı! Ajda'nın estetikçisini mi arasaydı? Amaaan, yok! Sonra onun gibi gülünce bacağı kalkardı! Zaman su gibi akmıştı. Dili damağı kurudu, suya uzandı. Eski çamlar bardak olmuştu... Burası sondan kaçıncı istasyondu? Kaç treni kaçırmıştı? Ah boyu devrilesice İsviçreli bilim adamları! Akıllı moleküllere kulak yapıp deterjan üreteceklerine 'hayatı temize çekebilme formülü' bulsalardı ya!..

 

Mırıldanmaya başladı; "Yok benim doğum günüm. Unut, unut... Ben koyunlar yavruladığında, bademler çiçek açtığında, Dıngılların oğlu orta mektebe başladığında falan doğdum. Oh be!.. Bana her gün 'hepi börtt teyy'... Teheeyy tey!..
 
Ninem diyor ki: Gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.