Yemek zevki

A -
A +

Yemek yemek, beslenmek doğal bir ihtiyaç. Ama aynı zamanda da bir zevk. Yemekten keyif almak, leziz sofraların sunduğu ambiansı beş duyumuzla duymak, bu ambiansı yemek öncesi, sonrası ve ortalıkta yemek yokken bile keşfedip yaşamak, bir hayat tarzı. Bu hayat tarzının içinde kaçırdığımız birkaç küçük detay bile bunun ispatı. Evet; yemek yemek bir zevk... Peki, nasıl mı? Mangalda pişen etlerin kokusunu sabırsızlıkla içimize çekip, yalvaran gözlerle tabağımıza gelmesini beklemek. Garsona verdiğimiz siparişi beklerken tadına baktığımız salatayı ekmekle destekleyerek karnımızı yemek gelmeden doyurmak. Ramazanda, iftar saatini sofradaki harika manzaraya bakarak sükunetle beklemek. Evdeki akşam yemeğinde masaya gelen nar gibi kızarmış tavuğa "İnşallah but benim tabağıma gelir" temennisiyle bakmak ve eğer but bize düşerse kendimizi 'sofranın şanslısı' ilan etmek. Fırından aldığımız sıcacık ekmeğin köşesini dayanamayıp çıtırdatarak koparmak. Salatanın suyuna ekmeğimizi banmak, banarken önce baş, sonra dayanamayıp bütün parmakların desteğini almak. Yemek bitiminde sofradaki kırıntıları parmağımızla tek tek toplayıp ağzımıza atmak. Uyum sağlayamadığımız restoranda "Bu balık elle yenince daha lezzetli oluyor" deyip, kendimizi doğallığın rahatlığına bırakmak. İçine fazlaca konan ketçap, ısırdığımızda hamburgerin kenarından fırlayıp yüzümüze bulaştığında bozuntuya vermeden temizlemeye çalışmak. Tv-kuruyemiş ikilisi keyfi yaşanırken, çerez dolu kaseden, kimselere belli etmeden sevdiğimiz yemişi titrek ellerle seçmeye çalışmak. Portakal soyarken suyunu her yere sıçratıp, "Ahah, gözüme de kaçtı" diyerek gülümseyip dilimi mahcup ve tedirgin hareketlerle ısırmak. Otobüs, tren hatta uçak yolculuğunda kat kat sarılmış yolluğu poşetinden hışırdatmadan çıkarıp ağzımıza atmaya çalışmak. Misafirliğe gittiğimizde ikram edilen 'bizim götürdüğümüz pastayı' kibarca yemek. Yemeğin üzerine şöyle okkalı bir kahve içmek, dibe doğru yaklaşıldığında fincanı nazikçe sağdan sola çalkalayıp kahvenin sonunu da içmek. Artan yemekleri birbirine uyum içinde karıştırıp, "besin değeri yüksek yeni yemek" olarak çocuklara ikram etmek. Çatkapı misafirliğe gittiğimiz bir evde, çarçabuk hazırlanan sofraya "Haydi buyrun, Allah ne verdiyse yeriz" diye davet edilmek. Her hasta olduğunu duyduğumuz kişiye, "sıcacık bir tas çorba" götürmek... Kısacası, herşeyiyle yemek yemek, hele de 'Yemek Zevki' dergisinin tarifleriyle, sevgiyle hazırlanan ve sevgiyle sunulanları yemek bir zevktir. Yemek zevki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.