WASHINGTON- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray'daki "hüsnü kabulü" için söylenecek tek söz var: "Soğuk havada çok sıcak karşılama..." Gerçekten Bush yönetimi, Erdoğan'a ve AK Parti'nin başarısına büyük önem veriyor. Clinton döneminde Pentagon'da 2 numaralı postun sahibi şimdi CSIS isimli düşünce kuruluşunun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. John Hamre'ın, önceki gün Erdoğan'ı konuşması öncesinde takdim ederken sarfettiği şu sözler çok anlamlı. Hamre, Başbakan Erdoğan'ı kürsüye davet ederken şunları söyledi: "Sizin tecrübenize ve bize rehberlik etmenize ABD'nin büyük ihtiyacı var. Sayın Başbakan ABD'de sizi dinlemeye hazırız!" Üst düzey ağırlama Bu sözler, ABD'de Başbakan Erdoğan'a verilen önemin en açık işareti. Öte yandan, benzer bir değerlendirme de New York Times Gazetesi'nde yer aldı. Gazetede Erdoğan'ın ABD ziyareti ile ilgili yorumda şöyle denildi: "Türkiye, demokratik çoğulculuktan yana olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde AB'nin kriterelerine uymak amacıyla geniş kapsamlı reformlar yapıyor. Batı yanlısı olan Erdoğan, Türk halkının karşı çıktığı Irak savaşı konusunda, Washington ile Ankara arasında ortaya çıkan problemleri tamir etmek için büyük bir çaba gösterdi. Erdoğan'ın bu çabaları, Washington tarafından çok takdir edildi. Bu takdirin en açık göstergesi, ABD ziyareti sırasında kendisine yapılan yüksek düzey ağırlamadır. Sayın Erdoğan'ın Batı tipi demokrasiye yankınlaşmaya yönelik çabalarına da ABD güçlü destek vermelidir. Amerika'nın, Sayın Erdoğan'ın başarısında büyük bir çıkarı var." Başbakan Erdoğan, gerçekten her Türk'ün göğsünü kabartacak bir ağırlama gördü Washington'da.. Başkan Bush ile görüşmesi ve öğle yemeği yemesi, ardından Başkan Yardımcısı Cheney ile bir araya gelmesi, hep bu sıcak karşılamanın göstergeleridir. Öte yandan, First Lady Laura Bush'un başta bayan Erdoğan olmak üzere geziye katılan diğer bakan eşlerine Beyaz Saray'da ayrı bir kabul düzenlemesi de, Bush yönetiminin Erdoğan'ı ağırlama konusunda ne kadar titiz ve cömert davrandığının bir işareti sayılmalı. Sonuçta, soğuk havada çok sıcak geçen görüşmelerden, Türk-Amerikan ilişkilerinin büyük bir ivme kazanacağı kesindir. Zira bu ziyaretin en somut kazancı, gerek Türk gerekse Amerikan tarafının, ikili ilişkileri üçüncü ülkelerin ipoteğinden kurtarma yönünde çok istekli olduklarını göstermeleridir. Beyaz Saray'da tarihî buluşma Türk-Amerikan ilişkileri yıllardır, Kıbrıs, Ermenistan ve insan hakları-demokrasi konularında büyük yaralar alıyor. ABD'deki Rum-Ermeni lobileri ve bunların maşa olarak kullandıkları bölücüler, Türk-Amerikan ilişkilerini bozmak için her fırsatı kullanıyorlar. Şimdi Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs atağı ve AB uyum sürecinin reformlarını büyük bir hızla başarması, Bush yönetimince de büyük bir ilgi ve takdirle izleniyor. Eğer, Türkiye ve ABD, başta Kıbrıs olmak üzere ilişkilere gölge düşüren bu üçüncü ülkeler ipoteklerini kaldırabilir, meseleleri çözer ve ilişkilerdeki bu prangaları kırabilirlerse; bundan sadece Türk-Amerikan ilişkileri değil, bütün dünya kazanacaktır.