ABD, düşünce kuruluşlarının en faal olduğu ülkelerden en başta geleni. Bunlara ilaveten resmi ve özel sektör kuruluşlarına "global hizmet" sunan danışmanlık firmaları da var. Bütün bu kuruluşlar yeni yılla beraber hemen her konuda değerlendirmeler yapıyorlar. Analiz ve raporlar yayımlıyorlar. New York merkezli Eurasia Group-Avrasya Grubu isimli danışmanlık firması da grubun başkanı Ian Bremmer imzasıyla, "2006'nın 7 en önemli risklerini konu alan" genel bir değerlendirme raporu hazırladı. (Daha fazla bilgi için www.eurasiagroup.net sitesine bakılabilir.) Raporda bahsedilen 7 önemli riskten 5'inin, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren konular olması, 2006 yılının dış ve iç politikalar bakımından ülkemiz için çok hareketli geçeceğinin işaretlerini veriyor. Bunları, felaket tellallığı ve karamsar tablo çizmek için vurgulamıyoruz. Aksine kavuştuğumuz ve her geçen gün daha da kalıcı hale gelen istikrar ortamının korunması için daha dikkatli olunması gerektiğine işaret olsun diye belirtiyoruz. 2006 yılı, daha fazla birlik ve beraberlik yılımız olmalı. İç çekişmeler ve anlamsız polemikler yerine dış dünyaya daha fazla odaklanmalıyız. Kısır ve dar görüşlü politikalar yerine daha dinamik, daha geniş vizyonlu stratejilere yönelmeliyiz. İşte kapımızdaki potansiyel tehlikeler Eurasia Group başkanı Ian Bremmer 2006'nın en tehlikeli 7 riskini önem sırasına göre şöyle sıralamış: 1) İran'nın nükleer programı ile ilgili gelişmeler. 2) İç sosyal baskılar ve bölgedeki tansiyonun artmasıyla Çin'deki pozitif ekonomik atmosferin bozulması ve büyümenin yavaşlaması. 3) Güney Amerika'da sol hükümetlerin iktidarının yükselmesi ve Amerikan aleyhtarlığının şiddetlenmesi. 4) Irak'ta Kürtlerin daha otonom ve etkili hale gelmeleri. 5) Kuş gribi vakalarının birçok ülkede artarak insan ölümlerine yol açacak salgın riski. 6) Nijerya'daki gerilim ve artan tansiyonun yol açacağı gelişmeler. 7) Global terörizm tehlikesi. Yeni yıla bu risk unsurlarından kuş gribi vakaları ile girdik. Asya'dan sonra, bundan dolayı insan ölümlerinin olduğu bir ülkeyiz artık. Bütün dünyanın gözü bizde. Umarız, Manyas'takinden alkışlanacak şekilde kurtulduğumuz gibi bununla da mücadelemizi başarıyla verir ve bertaraf ederiz. İran konusu ise yeni yılın en sıcak gelişmesini oluşturuyor. İran ya Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile tam bir işbirliği yapacak ve nükleer silahlardan vazgeçecek, ya da bütün dünyayı etkileyen bir kriz odağı olacak. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın, son çıkışlarıyla ülkedeki durumunu kuvvetlendirmesi sebebiyle son anda, uzlaşma yoluna gideceği ümidi de var. Eurasia Group başkanı Ian Bremmer, tıpkı AK Parti iktidarının ABD ve Batı ile çok verimli ilişkilere girmesi gibi, İran'daki yeni yönetimin de zaman içinde ABD ve Batı ile uzlaşır olma ihtimalinin bulunduğunu vurguluyor. Listedeki 3 numaralı Latin Amerika'daki solun yükselmesi konusu da Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Zira Türkiye 2006'yı dış ticarette, Latin Amerika yılı ilan etti. Güney Amerika ülkelerinin birbiri ardı sıra Venezüella Başkanı Chavez'in safına geçmeleri ve artan ABD karşıtlığı, bu ülkelerin ABD ile ilişkilerinden petrol fiyatlarına kadar birçok konuyu yakından etkiliyor. Türkiye'nin dış ticaretini artırmayı hedeflediği bu büyük kıtadaki muhtemel gelişmelerden nasıl etkileneceği de bir risk oluşturuyor. Kerkük ve Kürtlerle ilişkiler Yeni yılın Türkiye için en riskli konularından bir diğeri de Irak'taki Kürtler'in durumu. Bremmer'in bu riskle ilgili değerlendirmesi özetle şöyle: "Kürtler daha sesini tam yükseltmediler. Bugüne kadar akıllıca hareket ederek durumlarını güçlendirdiler. Ama 2006 Kasım'ındaki valilik seçimleri ve nihai durumu 2007'deki referandumla belirlenecek zengin petrol yataklarına sahip Kerkük, büyük risk özelliği taşıyor. Kürtler'in bağımsızlığa gidecek hareketleri artırmaları ve Kerkük'ü sahiplenmeleri Araplar'la Türkiye'yi karşısına almak demek!" Ve nihayet terör konusu Türkiye'nin zaten değişmeyen en önemli gündem maddesi. Yeni yılda ABD'nin Kuzey Irak'taki PKK tehditini, Türkiye'yi tatmin edecek şekilde giderecek adımları atmaması da büyük risk oluşturuyor. Bu risk, hem Türk-Amerikan ilişkilerindeki verimli işbirliğinin daha da gelişmesini önlüyor. Hem de global terörle -mücadeleye, oluşturduğu çifte standart ile- büyük darbe vuruyor. İşte 2006'nın en tehlikeli 7 riskinden 5'inin Türkiye ile olan yakın bağlantısı. Devleti ve milleti ile, muhalefet ve hükümeti ile İnşallah olaylara doğru yaklaşırız. Vizyonumuz ile birlik ve beraberliğimizi şimdi göstermenin tam zamanı!