24 Nisan-Nasıl sevinir insan

A -
A +

Her 23 Nisan'da alışık olduğumuz mısralardı bunlar. "Nasıl sevinmez insan/Bugün 23 Nisan!" diye başlayan şiirlerle, çocuklar gibi masumane ve çılgınca sevinçle kutlardık, 23 Nisanları.. Gerçi 23 Nisanları yine aynı coşkuyla ve biraz da hâlâ demokrasimizi gelmesi gereken yere getirememenin mahcubiyeti ile kutluyoruz. Yani açıkçası biraz buruk kutluyoruz Türkiye'de ve dış temsilciliklerimizde.. Ayrıca üstelik bu burukluk yetmezmiş gibi, bir de şu kriz belası tuz biber ekiyor, yaşamamız gereken sevinçlere, şu günlerde.. Peki ya yurt dışından nasıl görünüyor şu yarın başlayacak hafta?.. Dahası acaba nasıl geçecek gelecek hafta?.. Yani içeride 23 Nisan kutlamaları, dışarıda 24 Nisan iftiraları.. Türk düşmanlığı acılara ilaç Açlıktan nefesleri kokan Ermenistan'ın faşist ve ırkçı yönetimi, iç sorunlarını unutturmanın yolunu Türk düşmanlığında arıyor. Sözde soykırım masalı ile önce halkını uyutan bu Taşnak zihniyet, Ermenistan dışında da zengin diasporasını kullanarak, hepimize hayatı zehir ediyor. Yeni bir binyıla giren dünyadaki değişmez yükselen değer, Türk ve Müslüman düşmanlığı olacağa benziyor. Nasıl bir zamanlar toprağı bol olsun baba Papandreau yıllarca Türk düşmanlığı ile bir taraftan Yunan halkını uyuttu, diğer taraftan da Türkiye'yi Avrupa Birliği'nden dışlatmayı becerdiyse; şu sıralar Ermeniler de aynı yol ve taktiklerle ABD'de bambaşka bir 'Türk' imajı yerleşmesi için seferber olmuş durumdalar. ABD'de bir eli yağda bir eli balda olan zengin ve refah içindeki Ermeniler, anavatanlarında açlıktan ölen soydaşlarını görmezden gelerek, varlarını yoklarını Türkiye'yi karalamakta kullanıyorlar.. İnanılmaz, ama çok acı bir gerçek! Üstelik sonunda ellerine de birşey geçmeyecek. Yaptıklarıyla kendilerini avutmuş olacaklar.. Ama bıkmadan usanmadan kin ve nefret propagandasını sürdürüyorlar. Sıfıra sıfır elde var sıfır Bush yönetiminin yeniliği ve bu yılın seçim yılı olmaması sebebiyle faaliyetlerini Kongre yerine tüm ABD sathına yayan Ermeni Diaspoara'sı, kasaba kasaba, eyalet eyalet, kütüphane kütüphane, kilise kilise, cami cami, havra havra, üniversite üniversite, müze müze, cemaat cemaat, toplantı toplantı, gazete gazete, televizyon televizyon dolaşıp 'kin ve nefret' tohumları ekiyorlar.. Nasıl olur demeyin.. Burası Amerika.. Paran ve satılacak yalanın varsa açık pazar.. Alıcı elbette bulunur.. Ancak alıcı olması, kalıcılık anlamına gelmez. Yani yalan dünya.. Biraz da sen oyalan.. Tohumların tutması mümkün olmasa da, ekme işlemi sürdürenlerin unuttukları bir husus var: 164 ülke insanından oluşan, ırkçılık ve ayrımcılıktan ödü patlayan ABD'de, hiç böylesine kin ve nefret maceraları sürekli ve kalıcı olabilir mi? Doğru! Soykırım yalanını neredeyse 30 eyalette kabul ettirdiler. Okul kitaplarını dahi nefret masalları ile doldurdular.. Kinlerini kusacakları yer olarak kala kala 20 eyalet ve KONGRE kaldı.. Avare kasnak gibi, sonu gazoz ağacı olacak mesailerine devam etsinler bakalım.. Dünyanın neresinde yalanla, dolanla, tarihi çarpıtmayla, kin ve nefret aşılamayla, kalıcı başarı elde edilebilmiş ki, Ermeniler zaferlerine(!) ulaşabilsin.. Bu gerçeği elbet anlayacaklar.. Bir gün gelecek, Türk düşmanlığından ellerinde kalan sadece ve sadece 'hiç' olacak. Bir de buna, başka iş yokmuş gibi bunları umursayıp dış meselesinde öncelik haline getiren Türkiye'nin meşgul edilmesi 'kazancını' eklemek lazım.. İşte o kadar... Sıfırla çarpımların sonucunun sıfır olacağını, bırakın Ermeniler geç anlasın.. Bu sözde soykırım masallarını boşvermenin ve işimize bakmanın şimdi tam zamanı.. ABD'nin eski Ankara büyükelçisi Mark Parris'in ve ABD'deki Yahudi Lobisi'nin söylediği, "Niye bu Ermeniler'i bu kadar ciddiye alıyorsunuz? Umursamayın' işinize bakın!" tavsiyesine kulak veremez miyiz? Eğer güçlüysen, eğer haklıysan boşver be arkadaş.. Bırak geçsin 24 Nisan.. Sen 23 Nisanlar'a bak! Amerika'dan Türkiye'ye her yıl rekorlar yenileyerek gelen Turistlere selam çak.. Bu sayıyı milyonlara çıkarmanın yollarına tak! NİCE YILLARA: Bugün gazeteniz Türkiye'nin 31. yaşgünü.. 22 Nisan 1970'de Hakikat ismiyle yayın hayatına başlayıp daha sonra Türkiye ismini alan gazetemize, değerli okurlarımıza, yöneticiler ve çalışanlarımıza nice yıllara.. Nice yıllara Türkiyem! Özellikle mesleğe gazete dağıtıcısı/satıcısı olarak 22 Nisan 1970'de, yani o ilk günde başlama hazzını tadan birisi olarak, Gazetemizi yaz-kış, soğuk-sıcak demeden okurlara ulaştıran bütün dağıtıcı arkadaşlarımın bu mutlu günlerini kutlar; her birini hasret ve muhabbetle kucaklarım.. Türkiyemiz sizlerle, dünya durdukça var olacak!.. ........ Tel: 1.202.737.7508 Faks: 1.202.737.7509

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.