AB-ABD ilişkilerinde beklenen yumuşama

A -
A +

Transatlantik ilişkilerinde yeniden bir canlanma var. ABD'nin Irak'a müdahalesi ile başlayan süreçte görüş ayrılıkları, Avrupa Birliği ile ABD ilişkilerini soğuttu. Amerikan aleyhtarlığı Avrupa ülkelerinde de hızla arttı. Transatlantik iş birliği yavaşladı. Fransa ve Almanya'nın ABD karşıtlığına Başkan Bush yönetiminin, "eski Avrupa-yeni Avrupa" sloganı ile karşılık vermesi, ABD-AB ilişkilerinde oldukça gergin durumlara yol açmıştı. Ama Başkan Bush ikinci döneminde, AB ile ilişkileri tamir etmeyi birinci önceliği yaptı. Bush'un Avrupa gezisi, ilişkilerin yeniden gelişeceğinin ilk sinyallerini verdi. Zaten Fransa devlet başkanı Chirac bile, ABD'ye karşı Almanya Başbakanı Schröder'i daima yanında tutamayacağını iyi biliyordu. Bush'un Fransa ve Almanya ziyaretleri, buzların erimesini sağladı. Orta Doğu'da iş birliği Yumuşamanın ilk sonuçları, Fransa'nın ABD ile, Lübnan'da Suriye'nin varlığına son verilmesinde görüldü. Ayrıca Avrupa Birliği'nin İran'ı nükleer programlarından vazgeçirme müzakereleri de, transatlantik ilişkilerin bir başka önemli iş birliği alanı oldu. Avrupalılar askeri müdahalelere ve savaşa karşılar. Bundan dolayı ABD'nin Irak'a tek başına müdahalesine şiddetle karşı çıktılar. Ancak ABD, ne Birleşmiş Milletler'i, ne de Avrupa Birliği'ndeki bu karşı çıkmaları kaale almadı. Irak müdahalesini tek başına yaptı. Bush'un bu ikinci döneminde ilişkilerde belirli bir yumuşama sağlanınca, Irak konusunda bile ABD-AB iş birliği alanları oluştu. Irak'ta rejim değişikliğinin daha faydalı olduğunu gören AB, Irak'a asker gönderme hariç her çeşit yardıma hazır olduğunu bildirdi. Bush-Chirac ve Bush-Schröder görüşmelerinde, "Irak'ta kanun hakimiyetinin sağlanması ve bürokratik yapılanmada, asker ve güvenlik güçlerinin eğitilmesinde, yeniden yapılandırılmada iş birliği yapılması" karara bağlandı. AB ile bir başka önemli iş birliği alanı da Kafkaslar'a demokrasi götürülmesinde ortaya çıktı. Ukrayna ve Gürcistan'daki ABD-AB işbirliği, rejim değişikliklerine yol açarken, transatlantik ilişkilerin birbirine ne kadar bağlı olduğunu da ortaya koydu. Zaten Başkan Bush Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, "eski-yeni Avrupa" saçmalığını terkettiklerini, "güçlü bir Avrupa Birliği'ni arzuladıklarını" özellikle vurgulamıştı. Bu yeni anlayış, ABD-AB stratejik ilişkilerinin daha geniş bir coğrafyada iş birliğini artırarak süreceğini gösteriyor. Türkiye önemli müttefik ABD-AB ilişkilerindeTürkiye köprü bir rol üstlenebilir. AB'ye tam üyelik sürecinde önemli reformları gerçekleştiren Türkiye, NATO'daki konumu ve ABD ile ilişkileri bakımından da önemli bir müttefik durumunda. Washington'da yapılan hemen her toplantıda Türkiye'den bahsedilmesi, bunun en açık delili. Mesela Dışilişkiler Konseyi (CFR) isimli düşünce kuruluşunda hafta içinde yapılan bir panelde, transatlantik ilişkileri tartışıldı. Fransa'nın ABD Büyükelçisi Jean-David Levitte ile ABD'nin eski Almanya büyükelçisi Richard Burt, panelin konuşmacılarıydılar. Her iki konuşmacı da, "AB-ABD ilişkilerinde buzların eridiğini ve iş birliği alanlarının gelecekte daha da artacağının beklendiğini" vurguladılar. Konuşmacıların, Türkiye'nin AB üyeliği ve transatlantik ilişkilerindeki durumuyla alakalı bir soruya verdikleri cevap da ilginçti. Fransız Büyükelçi, Türkiye'nin AB üyeliğinin önündeki en büyük engeli, ekonomik zorluklar ile büyük nüfusuna bağladı. Din faktörünün problem teşkil etmeyeceğini söyledi. Büyük nüfusu ile AB'ye tam üye olmuş bir Türkiye'nin, AB'deki bütün karar mekanizmalarında çok etkili hale gelmesinin, en büyük problemi oluşturduğunu açıkça dile getirdi. Richard Burt ise Türkiye'nin hem AB hem de ABD için çok önemli bir müttefik olduğunu vurgularken, Türkiye'nin AB'ye güç katacağı görüşünü savundu. Özetle transatlantik ilişkilerinde belirli bir canlanmanın olacağı bu yeni dönemde, Türkiye de kilit bir rol oynayacak. AB-ABD yakınlaşması, Türkiye'ye duyulan güveni artıracak. Yeter ki kendi potansiyelimize, kısır iç çekişmeler ve duygusal tepkilerle zarar vermeyelim. Türkiye stratejik bir ortak olarak, hem ABD'ye hem de Avrupa Birliği'ne güç katacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.