Yeni yılda, Washington ile Ankara arasında "hızlı" bir trafik başladı. ABD'nin askeri ve sivil üst yetkilileri, birbiri ardından Türkiye'yi ziyaret ettiler. Çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı bayan Rice da Cumartesi günü Türkiye'ye geliyor. Bu yüksek seviyeli ziyaretler, Orta Doğu'da hızlı bir "hareketlenmenin" başlayacağının göstergesi. Öte yandan Başkan Bush'un yeni döneminde, ABD'nin dış politikasında ne gibi "yenilik" ve "gelişmeler" olacağının da ilk işaretlerini verecek.. ABD tarihinde ilk siyah kadın dışişleri bakanı olarak tarihe geçen bayan Rice'ın Ankara ziyareti çok çok önemli. Zamanlaması açısından da, Türk-Amerikan ilişkilerinde şu sıralar yaşanan "güven" bunalımının aşılmasına büyük katkılar yapması umulan bir ziyaret. Türk-Amerikan ilişkilerinin stratejik boyutu Türk-Amerikan ilişkileri genelde, derin ve stratejik boyutu daima ön planda olan kapsamlı işbirliği temelinde seyrediyor. İki ülkenin dostluğu, yarım asrı aşan müttefikliği, tabii ki, her konuda aynı görüşü taşıma anlamına gelmiyor. Zaman zaman çok farklı görüşlere sahip olunması çok normal. Ancak stratejik ilişkiler ve kapsamlı işbirliği, "örtüşen menfaatler" demek! İki ülkenin, farklı görüşlere sahip oldukları konularda bile, çok önemli "ortak menfaatleri" var. Zaten ilişkiler ve işbirliği de, bu sağlam ve temel öğeler üzerine yaslanıyor. Burada hassasiyet gösterilmesi gereken husus, "ülkelerarası ilişkilerin, daima sağduyu ve akılcı bir çizgide seyretmesi gerektiği" gerçeğidir. Aşırı duygusallıklar, ya da gerçekleri dışlayan "temenniler" ve "ayranı kabarık" durumlar, ilişkileri olumsuz etkiliyor. Verimli işbirliğini geciktiriyor. İlişkilerde suni ve duygusal gerginliklere sebep oluyor. Farklılık gösteren konulara aşırı duygusal yaklaşmak, ilişkilerin bütününü göz ününde tutan bakış açısına zarar veriyor. Laf ve vaad değil icraat başlamalı Bugün Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerginliklerin temelinde, 31 Mart Tezkeresi'nin TBMM'de kabul edilmemesi sonrasında ABD tarafının aşırı duygusal tepkilerinin büyük payı var. Tezkerenin TBMM'de az farkla kabul edilmemesi, yanlış ve ilişkilere zarar veren bir davranıştı. Ama bunun ilişkilere verdiği zarardan fazla tahribatı, Amerikalı bazı şahinler, "had bildirme" arayış ve söylemleriyle yaptılar. Bunun sonucunda bugün ilişkilerde büyük bir güven bunalımı yaşanıyor. Mesela iki taraftan en üst yetkililer, Irak konusunda aynı söylemleri kullandıklarında, Irak'ın toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının asla bozulmayacağını sürekli tekrarladıkları halde bile, birbirlerine kuşkuyla yaklaşıyorlar. Değil Türk-Amerikan ilişkileri gibi derin ve stratejik müttefiklik, en basitinden bir işbirliğinde bile güvensizlik, büyük zararlara yolaçar. Dolayısı ile bugün ilişkilerde ortaya çıkan bu güven bunalımının, öncelikle giderilmesi gerekiyor. Bunun için de acilen yapılması gereken, iki tarafın birbirini daha fazla dinlediği interaktif diyalog kanallarının sürekli açık tutulmasıdır. Ayrıca lafların ve vaadlerin değil, bunlara uygun icraatların gösterildiği dönemi başlatmaktır. Dileriz bayan Rice'ın Ankara ziyareti, Türkiye'nin hassasiyetlerine Amerikan tarafının çok önem verdiğinin somut işaretlerini ortaya koyar. Umarız ilişkilerdeki güven ortamını tazeler ve kuvvetlendirir. Bekleyelim, görelim.