ABD'nin Irak'a müdahalesi için gün sayma başlarken, biz hâlâ havanda su dövüyoruz. Doğrudur; Irak'a müdahaleyi kimse istemiyor. Ama maalesef ABD'yi durduracak bir "fren" yok! İstemesek de, karşı olsak da "ABD'nin Irak'a müdahale süreci", bizim etkimizin dışında işliyor! Öte yandan Türkiye, etkisinin olmadığını bile bile, "manasız bir tartışmaya" girdi. Sanki, "Irak'ta savaşı durdurabilecekmişiz" gibi bir hava doğdu. Üstelik bu konuda tartışmalar hızlandı. Irak otomatiğe bağlı Halbuki bu iş çoktan, "otomatiğe" bağlanmış! Irak cephesinde durum şu: "ABD sadece Irak'a müdahale etmeyecek. Rejimi de, bölgede sınırlarını da, değiştirecek! Bunun için de ne BM Güvenlik Konseyi'nden yeni bir karara ihtiyacı var; ne de sağduyulu tepkileri duyacak durumda. " Öte yandan Türkiye de, ABD'nin stratejik müttefiği olarak haliyle, "gerekenleri" yapacak! Bu gerekenlerin neler olduğu ise, "daha AK Parti iktidara gelmeden" belirlendi. Prensipte mutabık kalındı. Radikal Gazetesi'nde emekli Koramiral Atilla Kıyat bu durumu çok güzel açıklamış. Atilla Paşa, "Türkiye'nin ABD'nin yanında Irak'ta savaşa gireceğinin, ta Ecevit'in Washington'ı ziyaretinde kararlaştırıldığını" söylüyor. Doğrudur. Son altı ayda Amerika ve Türkiye arasındaki (asker-sivil) üst seviyede yapılan heyetlerarası görüşmelerde, hep bu "Irak mutabakatının" detayları konuşuldu. ABD Hazine Bakan Vekili Taylor ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Grossman'ın son Ankara ziyaretleri de, "bu çerçevede gerçekleşen" teknik görüşmelerdi! ABD Türkiye'den memnun Yani belirlenmiş, mutabık kalınan süreç aynen işliyor. Teknik istişareler yapılıyor. Koordinasyonun detayları görüşülmeye devam ediyor! Zaten bunun böyle olduğunu, -hem Türk tarafından, hem de Amerikan tarafından- "görüşmelere girenler-bilenler" de saklamıyor. Daha haftabaşında Dışişleri Sözcü Vekili Philip Reeker, son Ankara ziyaretinden "tatminkar" kalındığını, Türkiye ile ABD'nin stratejik 2 yakın müttefik olarak bu "istişareleri sürdüreceklerini" belirtti. Öte yandan adının açıklanmasını istemeyen bir başka üst düzey kaynak, bize aynen şöyle konuştu: "ABD ile Türkiye arasında, Irak konusunda 'prensipte' hiçbir ayrılık yok! Bazı detayları da, 'nasıl işbirliği yapılacağı' doğrultusunda istişare ediyorlar!" Yani durum bu! Mutabakatın ve koordinasyonun "istişareleri", -ki siz buna pazarlıklar da diyebilirsiniz,- sürecek! Alıştırma seansları ve tribünler O zaman basında yeralan farklı haberler neyin nesi? Bunlar, "alıştırma" seansları! Bir de iktidarın "muktedirliğini incitmeme" ince anlayışı ve sıvazlaması. Ayrıca, "Türkiye'nin Irak konusunda ABD ile hareket etmesini, bir fırsat ve imkan" olarak görenler de var. Tek kutuplu bir dünyada, her istediğini yapacak bir süper gücün (ABD'nin), stratejik müttefiği olmak fena mı? Arka bahçende olacaklardan haberdar olmak, -istediğin kadar olmasa da- bu global oyunun içine sokulmak az bir iş midir? Irak olayına bir de bu açıdan bakmakta yarar var. Şimdi, "her duruma göre hazır ve hazırlıklı olmak" zamanı! Havanda su döverek ve tribünlere oynayarak daha fazla vakit harcamayalım! ....... NOT: Değerli okurlarımın yeni yıllarını tebrik eder; sağlık ve huzur dolu günler dilerim!