Türkiye'de seçim tartışmaları hızlanırken, ABD'de Türkiye'nin Irak'a asker gönderip göndermeyeceği merakla bekleniyor. Önceki gün ABD Temsilciler Meclisi'nde, bu maksatla, ''Türkiye'nin gelecekteki yönü ve Türk-Amerikan ilişkileri'' konulu bir oturum düzenlendi. ABD Temsilciler Meclisi uluslararası ilişkiler komitesinin, Avrupa alt komitesi tarafından gerçekleştirilen Türkiye oturumuna katılan uzmanlar, Türk-Amerikan ilişkilerinin yeniden tanımlanması gerektiğini ifade ettiler. Oturumda konuşan eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, "iki ülke ilişkilerinin stratejik kalmaya devam edeceğini" söyledi. ABD Temsilciler Meclisi uluslararası ilişkiler komitesinin Avrupa alt komitesi üyesi, Demokrat Parti Florida milletvekili Robert Wexler da, "Türkiye'nin ABD için önemli bir müttefik olduğuna" dikkati çekti. Türkiye'nin endişeleri giderilmeli Aynı zamanda KONGRE Türk Dostluk Grubu üyesi de olan Wexler, Türk askerinin Irak'ta da ABD ile yan yana yer almasını istediğini belirtirken, "terör örgütü PKK-KADEK'e karşı gerekli mücadele için ABD'nin garanti vermesi gerektiğini" söyledi. Wexler ayrıca "ABD'nin, serbest ticaret anlaşması gibi uygulamalarla, Türkiye ile ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini" belirtti. Wexler gibi Parris de "Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK konusundaki endişelerinin giderilmesi gerektiğinin" altını çizdi. Eski Ankara büyükelçisi Parris, "Türk firmalarının Irak'tan dışlanacağı, Amerikan yardımının da Türkiye'nin Irak'a asker göndermesine bağlandığı şüphelerine" dikkat çekti. Ayrıca, "Türkiye'nin, bağımsız bir Kürt devleti endişesinin bulunduğuna" işaret etti. Bu arada Parris'in, Türkiye'de şu sıralar oldukça tartışılan 8.5 milyar dolar ABD kredisi ile ilgili olarak da, "Türkiye'ye verilecek bu kredi, Irak ile ilgili hiçbir şarta bağlanmamıştır." demesi de, çok ilgi çekiciydi. İki ülkenin ortak çıkarları Mark Parris'in, stratejik kalmaya devam edeceğini vurguladığı Türk-Amerikan ilişkileri konusundaki değerlendirmesi de, oldukça gerçekçiydi. Parris bu konuda özetle şöyle konuştu: "-Artık 1 Mart'taki TBMM oylamasının ardından oluşan ortam geride kaldı. Ankara'nın, Irak'taki çıkarları, Washington'ınkiler kadar büyüktür. Bu sebeple iki ülke, birarada rahatlıkla çalışabilirler. -Türkiye, "Amerika'nın komşu kapıya taşındığı, orada daha uzun süre kalacağı ve Türk çıkarlarına önemli etkisi olacak bir gündeminin bulunduğu gerçeğini" iyi kavramalıdır. -Irak'a Türk askeri gönderilmesi, Türkiye'ye, koalisyon güçleri içinde güçlü bir ses avantajı kazandırır. Ancak her zaman Washington ile Ankara'nın aynı sayfada olacağı düşünülmemelidir. -Terör örgütü PKK-KADEK sorununa çözüm bulununcaya kadar, Türkiye'den Irak'a asker konusunda karar vermesini beklemiyorum. -İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini, Irak konusundaki işbirliği belirleyici olacaktır!" Eski alışkanlıklar ve diyalog eksikliği ABD Kongresi'ndeki önceki gün yapılan bu oturum, iki tarafın çok temkinli hareket ettiğini bir kere daha ortaya koydu. Öte yandan Türk-Amerikan ilişkilerindeki bir önemli eksikliği de bir defa daha su yüzüne çıkardı. Kanaatimizce şu sıralar, Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesinin önündeki en büyük engel, yanlış diyaloglar ve birbirini dinlememedir. Amerikan tarafı yıllardır, Türkiye'den duymak istediklerini duymuş, taleplerinin "itirazsız" karşılanmasına alışmış. Şimdilerde de geçmişteki bu sakat alışkanlığın devamını istiyor. 1 Mart Tezkeresi öncesinde yaşanan durum ve yapılan büyük yanlışlıkların temelinde de, hâlâ bu anlayışın devam etmesi beklentisi vardı. Halbuki ABD, sadece Irak konusunda değil, iki ülkenin menfaatlerinin örtüştüğü her alanda Türkiye'yi dinlemeye başlasa, iki ülke ilişkilerinde çok daha hızlı gelişmeler sağlanacak. İlişkilerin stratejik boyutu o zaman daha çok öne çıkacak. İşbirliği ve koordinasyon, doğru diyaloglarla, doğru ve iki ülke yararına sürdürülebilir hale gelecek. Bakalım ABD, Türkiye'yi dinlemeye, ne zaman başlayacak? Türkiye de, ABD'nin tutum ve davranışları konusundaki önyargı ve aşırı şüpheciliğinden, ne zaman kurtulacak? Bekleyelim, görelim.