Geçtiğimiz hafta New America Foundation isimli düşünce kuruluşu ilginç bir toplantı düzenledi. ABD'nin uyguladığı dış politikaların, dışarıdan nasıl göründüğü ve dışarıdaki Amerika imajı tartışıldı. Gün boyu süren toplantının ikinci oturumunda, Avrupalı ve Latin Amerikalı gazeteciler, kendi ülkelerinden ABD'nin nasıl göründüğünü esprili örneklerle anlattılar. Konuşmacılar, "ABD'nin kovboy edasıyla sürdürdüğü politikaların bırakın arzuladığı hedeflere ulaşmayı, her ülkede Amerikan aleyhtarlığını daha da yaygınlaştırdığı" hususuna özellikle dikkat çektiler. Bush Hitler benzetmesi Alman ARD radyo ve televizyon kuruluşunun Washington Büro şefi Tom Buhrow, Almanya'daki kamuoyunun nasıl değiştiğini, kendi kayınpederinden örnek vererek şöyle anlattı: "İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıntılarından bugünkü Almanya'nın, demokrasinin ve istikrarın çıkmasından, Almanlar ABD'ye teşekkür ediyorlardı. Ama şimdi kamuyu 180 derece değişti. Benim geçmişte ABD hayranı olan kayınpederim şimdi Bush'un dış politikalarını, Hitler'in uygulamalarına benzetiyor. Bush'un bu politikaları bütün dünyaya istikrarsızlık getiriyor." Fransız Le Monde gazetesinin Washington temsilcisi Patrick Jarreau ise gazetesinin 11 Eylül saldırısı ertesinde "Bugün hepimiz Amerikalıyız" manşetiyle çıktığını hatırlattı. Bush'un, bütün dünyanın kendisine verdiği bu önemli desteği kısa zamanda yokeden politikalar uyguladığına dikkati çeken Jarreau, "Hepimiz aynı gemideyiz. Dolayısı ile bu geminin nereye doğru gittiği sorusuna doğru cevaplar bulmalıyız. ABD yönetimi işbirliği yapacağı ortaklarını ve müttefiklerini bile dinlemiyor. Görüşlerini düşmanca buluyor. Amerikan aleyhtarlığı Bush döneminde tırmanışa geçti." şeklinde konuştu. İsrail Bush'a minnettar İsrail'deki Jerusalem Post gazetesinin Washington temsilcisi Janine Zacharia ise İsrail kamuoyundaki Bush sevgisini şöyle anlattı: "Başbakan Şaron Bush ile adeta bir balayı dönemi yaşıyor. Şaron Bush'un kendisine verdiği desteğe minnettar. Bugüne kadar hiçbir ABD başkanı Bush kadar İsrail'i açıktan desteklemedi. İsrail kamuoyunun yüzde 90'ı bu sebeple, Bush'un politikalarını destekliyor. Ama Bush'un dünyadaki itibarsızlığı, İsrail'i de olumsuz etkiliyor. İsrailliler Bush'un politikalarını desteklemelerine rağmen bugün bile İsrail'de başkan Clinton, Bush'dan daha popüler." Brezilyalı gazeteci Paulo Sotero ise Başkan Bush'un politikalarının Latin Amerika'da ABD'ye güveni azalttığını ve Amerika'ya kızgınlığı artırdığını söyledi. Sotero şöyle konuştu: "Başkan baba Bush ve Clinton dönemlerindeki Latin Amerika ile ekonomik ilişkilerin canlandırılma politikalarını, Bush terketti. Latin Amerika ile şimdi ABD arasındaki en önemli mesele göçmenlerin durumudur. Amerikalı çiftçiler fiyatları artan arazilerini satıp, Brezilya'da çiftlikler almalarına ve tarım alanında büyük yatırımlar yapmalarına rağmen, Brezilya'daki Amerika imajı hiç de olumlu değil." ..... Özetle hem Avrupa'dan hem de Latin Amerika'dan Bush'un tek yanlı dış politikalarına şiddetli eleştirilerin yapıldığı toplantıda, "Hepimiz aynı gemideyiz. Ama bu gemi nereye gidiyor?" sorusu, çok sık soruldu. Cevap ürkütücü de olsa, 3 aşağı 5 yukarı şöyle oldu: "Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!" Ne diyelim? Allah sonumuzu hayır eylesin!