ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack tarafından yapılan yazılı açıklamada, "PKK'ya silahı ve terörü bırak!" mesajı verildi. Yazılı açıklamada ayrıca, "Şiddet olaylarının, Türk halkının ve bölgenin demokratik ve güvenli gelecek umuduna zarar verdiği; aynı zamanda Türkiye'deki Kürt asıllı nüfusun beklentilerini geciktirdiği" ifade edildi. Hain PKK saldırıları canlar yakmaya devam ediyor. ABD'nin kontrolundaki Kuzey Irak'ta Kandil Dağı'nda yuvalanmış teröristler, Türkiye için büyük bir tehdit olmayı sürdürürken, ABD'nin teröristleri "Silahı bırak!" mesajı ile durdurmak istemesi çok garip. İsrail ve ABD, "gelecekte bize tehdit oluşturabilirler!" diye, Lübnan'da ve Irak'ta sivil yerleşim birimlerini bile en ağır silahlarla yerle bir ederken, PKK'ya karşı işin ağırdan alınması, anlaşılır gibi değil. Üçlü mekanizma tamam ABD, PKK'nın terorist örgüt olduğunu kabul ediyor. Ancak konunun, "ABD, Irak ve Türkiye arasında yapılacak görüşmelerle" ele alınmasını istiyor. Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler hukukundan kaynaklanan "operasyon hakkını tek başına kullanmasına" karşı çıkıyor. "Irak'ta seçim olacak, imdi zamanı değil, yeni hükümet kurulacak, hükümet daha yeni, koordinatör atayacağım" vb gerekçelerle bugünlere gelindi. PKK'ya karşı Türkiye'nin tek başına değil, üçlü mekanizma ve işbirliği ile harekete geçilmesi elbette daha iyi olur. Ancak, bu üçlü mekanizmanın havanda su dövmesi ve teröristleri tamamen etkisiz hale getirecek Kandil Dağı'na operasyonu gecikdirmesi, şaşırtıcı bir durum. Terörle mücadelede büyük bir gaf ve çifte standart! Dahası, değerli müttefiği inciten, stratejik ortaklığın daha verimli işlemesine mani olan çok büyük bir engel. ABD'nin kendi açısından bu gecikmeli tutumuna mazeretleri olabilir. Ancak mazeretler, oyalama taktiğine dönüşmemeli! İsrail'in hiç gereği yokken başlattığı anlamsız Lübnan saldırısına ve sivil yerleşim yerlerini bombardıman etmesine, çocuk kadın bine yakın sivili öldürmesine, ateşkesin bu kadar gecikilerek sağlanmasına, "teröre karşı kendini savunuyor" diyerek ABD tam destek verirken, PKK'ya karşı böyle ağırdan almanın hiç mantığı olur mu? Bir an önce harekete geçilmeli Doğrudur; PKK konusunda ABD kadar hiçbir ülke, Türkiye'yi desteklemedi. PKK'yı terörist ilan eden ve Avrupa Birliği'nin de terör listesine almasını sağlayan ABD'dir! PKK'ya finansal yardımların kesilmesinde de ABD'nin rolü büyüktür. Ayrıca Abdullah Öcalan'ı yakalayıp Türkiye'ye teslim eden de odur. Ancak bunlar yeterli değildir. Türk halkının kazanılması isteniyorsa, PKK'nın biran önce bitirilmesi gerekir. Türkiye'nin daha fazla oyalanmaya tahammülü kalmadı. Hergün bir ayrı şehid haberi ve tarihin bu en kanlı terör örgütüne karşı böylesine çifte standartın sürdürülmesi, çok tehlikeli gelişmedir. Başkan Bush, "Irak'ın, teröristlerden tamamen temizlenmeden demokrasiye kavuşamayacağını" söylüyor. O zaman Kuzey Irak'taki binlerce teröristin işi ne? ABD bunlara karşı niye harekete geçmiyor? Terörle global mücadeleye büyük darbe vuran bu anlamsız tutumunu değiştirmek için niye ağırdan alıyor? Türk-Amerikan ilişkilerini, stratejik ortaklığı, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nde işbirliğini ve global terörle ortak mücadeleyi daha ileri götürmek için, PKK belasının biran önce bitirilmesi gerekiyor. Aksi halde Türk kamuoyunda giderek yükselen bu haklı kızgınlık ve tepkiler, sadece Türk-Amerikan ilişkilerine değil, dünya barışına da büyük darbe vuracaktır. Bush yönetimi umarız bu gerçeği acilen görür ve ilişkileri tehdit eden bu kangreni artık temizler!