Ara rejim ve teknokratlar hükümeti tartışmalarının yoğunlaştığı günler geçiriyoruz. Hürriyet'in köşe yazarlarından Serdar Turgut'un yazısıyla, bir hafta önce başlayan bu tartışmaların aslında, daha öncelere dayanan bir de ABD boyutu var. 'Teknokratlar Hükümeti', ilk defa Washington'da dile getirilen eski bir gelişme. Mart ayında Türk-Amerikan İş Konseyi'nin yıllık mutad toplantısı sırasında Amerikalılar'ın ve TÜSİAD yöneticilerinin yüksek sesle telaffuz ettikleri bu model, gazetemizde de iki kez haber ve yorum olarak 4 ay önce yayımlanmıştı. Niye teknokrat hükümeti? Şubat krizi ve Kemal Derviş'in ekonominin başına getirilmesinden sonra, hem ABD yönetiminde hem de IMF çevrelerinde bu kriz döneminde, Türkiye'ye 'olağanüstü destek' verilmesi gündeme geldi. Ama Türkiye'nin özellikle IMF ile ilişkilerinde müthiş bir 'güven bunalımı' vardı. Ayrıca Türkiye'nin, hem demokrasisini bir türlü iyileştirememesinden, hem de bazı konularda verdiği sözleri yerine getirememesinden kaynaklanan bir 'sicil bozukluğu' mevcuttu. Bunlara Türk siyasetindeki liderler sultasının sebep olduğu olumsuzluklar ve koalisyondaki MHP'nin ABD'de algılanış şeklinden ortaya çıkan endişeler de eklenince, Washington'daki 'ürkütücü' bir Türkiye görüntüsü kafaları daha bir karıştırıyordu. Washington'daki bu kafa karışıklığı mart ve nisan aylarındaki her temasa yansıdı. Özellikle Türk-Amerikan İş Konseyi'nin mutad toplantısı sırasında Türk işadamlarından ve TÜSİAD'çılardan oluşan Türkiye'nin 'derin elitleri', hem ABD yönetiminin hem de IMF çevrelerinin endişe ve kafa karışıklıklarını birinci elden öğrenmek fırsatını buldular. Zaten bu toplantı öncesinde ve sonrasında hem Dışişleri Bakanı İsmail Cem hem de ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş Washington'da bir dizi temaslar yaptılar. Yani Türkiye'nin her yönüyle konuşulduğu ve tartışıldığı bir ortam vardı o sıralar Washington'da.. 'Partisinden istifa ederek bağımsız başbakan olacak bir Cem, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı Kemal Derviş ve 15 teknokrat bakan!' formülü pek revaçtaydı. Biz Washington'daki bu 'ara rejim ve teknokratlar hükümeti' havasını, hem haber ve Washington notları, hem de Washington mektubu olarak 29 ve 30 Mart tarihlerinde gazetemize yansıtmıştık. İsmail Cem ile Kemal Derviş'in temaslarını ve ilk defa TÜSİAD'ın dile getirdiği "Teknokratlar Hükümeti" senaryosunu şöyle özetlemiştik: Cem ve Derviş... -"...Muhataplarının Cem ile, ekonomiden dış politikaya her şeyi konuşmaları, çok 'ilginç' bir gelişmeydi. Bundan dolayı, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin 20. yıllık konferansı için Washington'da bulunan TÜSİAD heyetinin yaptıkları temaslarda ve toplantılarda 'Hükümeti ağır biçimde eleştirmeleri ve hatta partisiz başbakan ve 15 teknokratlı yeni hükümet senaryolarını' dile getirmeleri ile Cem'in muhteşem programlı ziyareti arasında, paralellik kuranlar oldu. Bu paralellikten dolayı Cem'e 'müstakbel başbakan adayı' gözüyle bakanların sayısında müthiş artış kaydedildi. Yeni hükümet modelleri gerçekleşir ve Cem 'partisizleştirilmiş başbakan' olur mu, bilemeyiz ama, Cem'in Washington'da, 'bir başbakan muamelesi' gördüğünü söylemek hiç de yakışıksız olmayacak." -"...Derviş acil bir program ortaya koymaya ve bunu IMF yetkililerine 15 gün içinde, 'niyet mektubu' ile takdim etmeğe konsantre olmuş durumda. Bu arada Türkiye'nin 50-60 yıldır konuşup gerçekleştiremediği yapısal reformların ve 15 kanun tasarısının TBMM'den geçmesi gerektiğini de belirtiyor. Türkiye'de ise hem siyasi irade, hem de kamuoyu ve piyasalar, IMF'den gelecek milyar dolarlara 'umut ve bel bağlamış' durumdalar. Dış destek konusunda gün sayılıyor. ... Zaten bundan dolayı TÜSİAD'çılar, Washington'da alışılmışın dışında 'çok sert' konuştular. Açık toplantılarda, 'partisiz başbakan ve 15 teknokrat bakanlı hükümet' senaryolarını yüksek sesle dile getirdiler. " O zamanlar Washington'da açık açık dile getirdikleri bu formüle şimdi TÜSİAD'çıların anti demokrat görünmemek için karşı çıkmaları normal.. Ama sonuçta bir şey değişmiyor. Zira Türkiye, Washington'da ta Mart sonunda dile getirilen görüşlere ve senaryolara uygun olarak partisiz başbakan ve 15 teknokrat bakanlı hükümet' formülüne doğru adım adım yol alıyor. Peki ya demokrasi?.. Türkiye, demokrasi ile tam manasıyla ne zaman müşerref olmuştu ki... Ayrıca önce demokrasi mi, önce Türkiye mi? Tabii ki önce Türkiye! İnşallah bir gün de, Batı standartlarında tam demokratik Türkiye!..