ABD Yeni Oluşum'a nasıl bakıyor

A -
A +

Tayyip Erdoğan'ın Yeni Oluşum hareketi ABD tarafından da dikkatle takip ediliyor. Gerçi bizde zaten adettir. Nedense politikacılarımız, hal ve hareketlerine illa bir ABD boyutu katarlar. Hatta bundan dolayı Amerika'ya turistik ziyaret yapsalar bile, gezileri genelde 'icazet' tartışmalarına sebep olur. Lider heveslileri ile bir adım öne çıkmak isteyen siyasetçilerimiz, "kendilerini ABD'de anlatmış ve de 'destek almış' olmaktan" müthiş bir zevk duyarlar. Bundan dolayı Erbakan'dan Lütfullah Kayalar'a, Eyüp Aşık'tan Melih Gökçek'e, Işın Çelebi'den Çevik Bir'e, Arı Hareketi kurucusu Kemal Köprülü'den Halil Şıvgın'a, Besim Tibuk'tan Karayalçın'a Türkiye'de ünlü ünsüz birçok politikacı ve politika heveslileri, ABD'yi hep ziyaret etmişlerdir. Mesut Yılmaz bile ANAP'ı ve genel başkanlığını daha iyi anlatabilmek için Washington'a özel ziyaret yapma ihtiyacını duymuştur. Kapatılan Fazilet Partisi'nin lideri Recai Kutan başkanlığındaki kalabalık heyetin önceki yıl sonbaharda gerçekleştirdiği Washington ziyareti de ABD'de hâlâ tazeliğini koruyor. Dolayısı ile Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde partileşme için gün sayan hareket konusunda da, ta başından beri ABD'de büyük ilgi var. Erdoğan'ın hem geçmişteki ABD'ye ziyaretleri, hem de Türkiye'deki Amerikalı diplomatların kendisiyle görüşmeleri bu ilginin kaynağını oluşturuyor. Bunlara Türkiye'deki ekonomik ve siyasi krizin yolaçtığı endişeleri ve özellikle sosyal patlama korkusunu da eklemek lazım. Amerikalılar hem Tayyip Erdoğan'ın halk nezdindeki müthiş itibarını ve yükselen grafiğini, hem de Türkiye'deki müesses nizam ve derin devletle ilişkilerinin nasıl gelişeceğini çok yakından takip ediyorlar. Amerikalıların parti enflasyonuna bakışı Öte yandan bizim siyasetçilerin bu Amerika hevesleri tek taraflı bir olgu değildir. Zira ABD'deki Türkiye ilgilileri de bu ziyaretlerden hem pek memnun kalırlar; hem de merak ettikleri birçok konuyu, bu ziyaretçilerle görüşmek ve tartışmak imkanını bulurlar. Ayrıca resmen verilmeyen birçok 'mesaj' da bu yolla, Türkiye gündemine daha rahat girmiş olur. Ancak Türkiye'deki bu parti enflasyonu ve mevcutlara daima yenilerinin eklendiği dinamik(!) siyasi yapı, Amerikalılar'ın sürekli kafalarını karıştırır. Nasıl kafa karışmasın ki... Hakikaten Türkiye'de 'turşu kurulur' sıklıkta yeni partiler ortaya çıkıyor. Demokrasinin ve siyasi geleneklerin Batı standartlarında bir türlü gelişemediği ülkemizde bu kadar bol parti kurulmasının 2 ana sebebi var. Bir kere parti kapatmada şampiyon bir ülkeyiz. Buna siyasetteki değişmeyen genel başkanlar sultasını da eklediğinizde, beklerse torununun torununun torununa ancak -o da çok zayıf bir ihtimalle- sıra gelebileceğini kestiren 'lider heveslilerinin, yeni bir parti kurmaktan başka alternatifleri bulunmuyor.. Tabii bu gerekçeleri ne kadar iyi izah etseniz de Amerikalılar'ın bunu anlamaları mümkün değil. Kendi ülkelerinde 2 partiye alışmış ve onlarca denemeye rağmen yıllardır bir üçüncü partiyi siyasi hayatlarında etkili kılmayı becerememişlerin, Türkiye'deki bu parti bolluğu karşısında kafalarının karışması aslında normal sayılmalı. Ama Türkiye'deki parti kapatmaları da Amerikalılar'ın kafasını allak bullak ediyor. Bu kapatmalara da oldukça sert tepkiler veriyorlar. Parti kapatmanın dünyadaki demokrasi standartlarına ters düştüğünü alenen ve resmen de bildiriyorlar. Nitekim daha önceki gün Dışişleri sözcüsü Boucher, AİHM'nin Refah Partisi ile ilgili kararı konusunda bir soruyu cevaplarken, 'ABD'nin parti kapatmaya (Refah Partisi'nin kapatılmasına) karşı olduğunu' bir defa daha vurguladı. Bakalım Tayyip Erdoğan'ın Yeni Oluşumu nasıl bir süreç izleyecek? Amerikalılar'ın müthiş ilgisi ve bir türlü geçmeyen kafa karışıklıları arasında nasıl bir 'denge' oluşacak? Bekleyelim, görelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.