ABD'de başkanlık adaylarının seçim heyecanı bütün hızıyla sürüyor. Irak çıkmazı, Afganistan'daki durum, petrol fiyatlarındaki artışlar, bu yarışın en sıcak gündemini oluşturuyor.. Irak'tan asker çekilmesine başlanmasını isteyen Amerikalılar'ı, enflasyon ve geçim zorlukları da vurmuş durumda. Borsa'daki büyük düşüşler ve kayıplar, ekonomik durgunluk geniş kitleleri daha da umutsuzluğa sevkediyor. İflasların arttığı, milyonlarca insanın evlerini kaybettiği, sağlık sigorta primleri ile kredi borçlarını dahi ödeyemez hale düştüğü bir ortamda seçime gidiyor Amerika.. Kasım ayında yapılacak seçimlerin heyecanı böylesine dağınık ve zorlu bir ortamda devam ediyor. Öte yandan 5 eyaletteki kasırga felaketi, 50'den fazla ölü ve büyük hasara yolaçmış durumda. Süper salı ve ön seçim süreci ABD'de iki partili bir sistem var. Başkan Bush'un partisi Cumhuriyetçiler'in amblemi "fil"! Demokrat Parti ise kendine "eşek" amblemini uygun görmüş. Kasım ayındaki büyük kapışma için her partinin başkan adaylarının belirlenme sürecinde geçtiğimiz Salı günü büyük bir mücadele vardı. Süper Salı diye adlandırılan bu günde 50 eyaletten 24'ünde ön seçim yapıldı. Partilerin başkan adaylarının belirlendiği ön seçim süreci karmaşık bir sistem. Eyaletlerdeki bu ön seçimde, her adayın delegeleri seçiliyor. Başkan adayı olabilmek için, toplam delege sayısının yarısından 1 fazlasını almak gerekiyor. Demokrat adayların en az 2025, Cumhuriyetçiler'in ise en az 1191 delege kazanmaları şart. Bu sayılarda veya üzerinde delege kazanan aday, partinin başkan adayı oluyor. Delege sayısının belirlenmesi de farklı. Bazı eyaletlerde ön seçimde en fazla oy alan aday, partinin bütün delegelerini kazanırken, bazılarında delegeler adayların aldığığı oy oranında paylaştırılıyor. Obama ve Clinton başa baş gidiyor Demokrat Parti'de zenci aday Obama ile eski başkan Clinton'ın karısı Hillary başa baş bir mücadele içindeler. Şu anda Obama, Clinton'a nazaran delege sayısında 804'e 800 önde görünse de önemli değil. Kalan 26 eyaletteki seçimlerde kıran kırana bir çekişmenin süreceği ortada. Cumhuriyetçiler'de ise durum daha belirgin hale geldi. Her ne kadar radikal evangelist Mike Huckabee süer Salı'da bazı güney eyaletlerde ön seçimi almış olsa da senator McCain açık ara önde. Diğer aday Mitt Romney de McCain'in çok gerisinde. Bu iki aday yarışa sonuna kadar devam kararı almış olsalar da McCain'le aralarındaki büyük farkı kapatmaları zor görünüyor. Cumhuriyetçiler'in başkan adayının senatör McCain olacağı hemen hemen kesin gibi.. Öte yandan ABD'deki filler ve eşeklerin bu büyük kapışmasında en önemli belirleyici unsurlardan birisi de dini etkiler. Laik Amerika'nın başkanlık seçimlerinde kilisenin ve dini grupların çok aktif olması enteresan bir durum. Zaten Fillerin yani Cumhuriyetçiler'in 2 adayı hem Romney, hem de Huckabee aşırı dinci. Adaylar ön seçimde daha fazla dinci olduklarını göstermede birbiriyle yarış içindeler. Öte yandan McCain'in liberal muhafazakar olmasını her vesile ile dile getirip hristiyan seçmene selam çakıyorlar. Demokratlar'da da durum farklı değil. Clinton taraftarları, "Obama'nın babası müslüman, kendisi de gizli müslüman" propagandasını yapıyorlar. Obama kendisinin ne kadar hristiyan olduğunu anlatmak için çırpınıp duruyor. Asıl kapışma 'Eylül'den sonra Filler ve eşeklerin mücadelesi ve asıl kapışması, Eylül'den sonra başlayacak. Her partinin başkan adayları kesinleştikten ve başkan yardımcılarının isimleri belli olduktan sonra, kıran kırana bir mücadele start alacak. Şu andaki önseçim kapışması bu büyük mücadelenin birinci adımı. Her ne kadar canlı ve çok çekişmeli bir ön seçim süreci olsa da, ne Obama ve Clinton; ne de McCain, partilerinin tam benimsedikleri aday konumundalar. ABD'de partilerin adaylarını tam benimsemedikleri bir seçim atmosferinin yaşanması çok ilginç bir durum. Bakalım filler ve eşeklerin mücadelesinde Beyaz Saray'a kim çıkacak? Demokratlar şimdiden Beyaz Saray'da bir zenci başkan veya ilk kadın başkan hayalini görseler de, sürpriz olabilir. Bekleyelim, görelim..