ABD tekrar en yüksek ikinci dereceli turuncu alarma geçti. Washington, New York ve New Jersey'de finansal kuruluşlar ile resmi binalara karşı terörist saldırısı istihbaratı, turuncu alarma gerekçe gösterildi. ABD zaten terör korkusuyla yatıp kalkıyor. İnsanların psikolojileri bozuldu. Havaalanlarındaki sıklaştırılan tedbirler artık, kademeli olarak her alana yayılıyor. Başkent Washington'da otomobilinizle giderken birçok arama noktasından geçiyorsunuz. Minibüs, kamyon ve kamyonetlerin dışında artık otomobiller bile aranmaya başladı. Metro otobüslerinde dahi kontrollar sıklaştırıldı. Dünya Bankası, IMF binaları ile Beyaz Saray, KONGRE ve Fedaral binaların yakınından geçen metronun vagonlarında, ağır silah donanımlı asker ve güvenlik görevlileri ile yolculuk yapmak normal hale geldi. Federal güvenlik yetkilileri, alınan tedbirlerin ve kontrolların daha da sıklaştırılacağını ifade ediyorlar. Ateşli tartışmalar ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın terör alarm seviyelerini böyle sıkça değiştirmesi, tartışmaları da beraberinde getiriyor. 2 Kasım seçimi öncesinde terör alarmının yükseltilmesinin ve turuncuya çevrilmesinin, politik amaçla yapıldığını söyleyenler de var. Başkan adayları Kerry'nin kazanmasını engellemek için terör alarmının yükseldiğini iddia eden Demokrat Partililer, Cumhuriyetçiler'i ve Bush yönetimini, "siyasi istismarla" suçluyorlar. Demokratlar'ın Cumhuriyetçiler'e yüklenmelerinin bir başka sebebi de, alarmın yükselmesini sağlayan istihbaratların 2-3 sene öncesine dayanması. Demokratlar, Bush yönetimini, eski istihbaratları kullanarak, terör gölgesinin günlük yaşamının adeta bir parçası haline gelmesinden de sorumlu tutuyorlar. Terör korkusunun ve alarmlarının, Başkan Bush'a siyasi yarar sağladığı bir gerçek. Ama korkudan bunalmış Amerikan halkının gündeminin en baş sırasında terörün bulunduğu da bir başka gerçek. Öte yandan 2 kasım seçimi atmosferinde bu terör korkusu ve önceliği, eğitimden sağlığa, bozuk ekonomiden işsizliğe kadar birçok hayati iç meseleleri bile gölgede bırakıyor. Gündemden düşürüyor. Bunlara ilaveten terör korkusu ve sıklaştırılan tedbirler, iş hayatını da çok olumsuz etkiliyor. Washington hayalet şehir Washington belediye başkanı Anthony Williams, polis şefi Charles Ramsey, şehir meclisi üyeleri ve KONGRE delegeleri, alınan tedbirleri çok abartılı buluyorlar. Federal yetkililerin bu tedbirlerle Washington'u hayalet şehir haline getirdiğine dikkat çekerek, şehirde iş hayatının felaket etkilendiğini vurguluyorlar. Hürriyetlerin ve kişilik haklarının korunarak güvenlik tedbirleri alınması gerektiğinin önemine işaret ediyorlar. Ağustos ayında genelde Washington boşalır. Şimdi buna şehrin hemen her yerindeki arama noktaları da eklendi. ABD'nin başkenti neredeyse ölü şehir haline geldi. Ama terör korkusu, bütün bu sıkıcı tedbirlerin bile halk tarafından sineye çekilmesini sağlıyor. Demokratlar'ın terör alarmının politik amaçla yapıldığı iddialarını, bir noktada havada bırakıyor. Bakalım, tedbirleri artıranlar mı, yoksa bunları tartışılır hale getiren Demokratlar mı haklı çıkacak? 2 Kasım'da göreceğiz...