ABD'de başkanlık seçimine 3 gün kaldı. Ama hâlâ kafalar çok karışık. Zira gerek Bush, gerekse Demokrat rakibi Kerry, Amerikan seçmenini "korku" bombardımanına tutmaya başladılar. Kamuoyu yoklamalarında adayların başa baş görünmeleri, seçim kampanyasının son vuruşlarını "korkutma" stratejisine oturttu. Adaylar bütün güçleri ile, Amerikan halkının terör korkusuna sesleniyorlar. "Ben başkan seçilirsem, ancak ABD güvenli olur!" mesajı için, birbiriyle yarışıyorlar. Nejat Uygur'un 1970'li yıllarda, Ecevit'in umut olmasını tiye alan, "Ümit mi Simit mi?" oyunu rekorlar kırıyordu. Demokrat aday Kerry de 30 yıl sonra, Nejat Uygur komedisinin Amerikan versiyonuna sığındı. Bir taraftan "ben Bush gibi size korku değil umut veriyorum" diyor. Ama ardından da hemen "eğer Bush seçilirse, yandınız" demeyi ihmal etmiyor. Irak'ta kaybolan 400 ton patlayıcının, Amerikan yolcu uçakları ve hatta savaş gemileri için ne kadar büyük tehlike oluşturduğunu "ballandıra ballandıra" anlatıyor. "Ben Vietnam'da çarpıştım. Teröristlere de dünyayı dar edeceğim!" mesajlarını vererek, "kahraman başkan" imajına oynuyor. Başkomutan ve başkahraman başkan sevdası Bush'un da Kerry'den geri kalır yanı yok. Aslında Başkan Bush, daha yarışın başında, "terör korkusunu temel alan" bir strateji ile kampanyasına başlamıştı. Kerry ise, "ekonomiyi ve iç gündem konularını" kampanya stratejisinin temeline oturtmuştu. Kerry'nin, seçim yarışının son günlerinde aynen rakibi gibi terör korkutmacasına sarılması, Başkan Bush'un stratejisinin sağlamlığının bir başka göstergesi. Gerçekten bu seçimde Amerikalı sade vatandaşın birinci önceliği, can derdi. Terör korkusuyla yatıp kalkan Amerikan halkının ruh sağlığı bozuldu. Güvenlik ve terörle mücadele söylemleri bu yüzden çok yüksek prim yapıyor. Ayrıca Amerikan halkının doğumundan ölümüne kadar, "kahramanlık duyguları" hep kaşınır. Zira Amerikalılar, etraflarında kahraman görmeye, kendilerini bu kahramanlarla özdeşleştirmeye bayılırlar. Dolayısı ile başkanlık yarışında, "terörle mücadeleyi ben daha iyi yaparım" diyenler, işte şimdi bu karta oynuyorlar. Duydu sömürüsü yapıyorlar. Kendilerini kahraman olarak kabul etmeye hazır ayranı kabarık seçmene, selam çakıyorlar. Böylece hem şuuraltı terör saldırısı korkularını diri tutuyor; hem de bu korkunun ancak "kendi kahramanlıkları ile bertaraf edilebileceği" mesajını veriyorlar. Yani, "en iyi başkomutan, en iyi başkahraman başkan ben olurum!" diyorlar. Başkan Bush'un tekrar kazanması muhtemel Başkan Bush, "eğer Kerry gibi bir başkanınız olursa, sizi vuran teröristi yakalamak için dünyadan izin alınmasını bekleyeceksiniz. Saddam gibilerinin ıktidarlarını güçlendirmesine ve sizi vurmasına seyirci kalacaksınız." diyor. Böylece Kerry'nin, Amerikan halkını terörden koruyamayacağını ima ediyor. Başkan yardımcısı Cheney ise daha sert ve kesin konuşuyor. Cheney Amerikan halkına şöyle sesleniyor: "Kerry başkan olursa, yandık! Bugüne kadar onun kafasında başkanlarla yönetilseydik, Sovyetler Birliği hâlâ dünyayı tehdit eder olurdu. Saddam da yalnız Irak'ın değil, bütün Körfez ülkelerinin hakimiydi!" Bakalım bu "Amerikan halkını daha fazla korkutmaya dayalı" son zamanların en ilginç seçimini hangi en çok korkutan kazanacak? Bu sorunun cevabını, 2 Kasım Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece alacağız. Ama, daha korkutucu uzman Başkan Bush'un bir ikinci dönem için tekrar seçilmesi, hiç de sürpriz sayılmayacak...