ABD Ulusal İstihbarat Konseyi 5'er yıllık dönemi kapsayan ileriye dönük raporlar ve tahminler yayımlıyor. 2010, 2015, 2020 global beklentiler raporlarından sonra hazırlanan "2025 Global Trendler" raporu da çok ilginç tahmin ve senaryoları ihtiva ediyor. Dünyanın nasıl bir şekillenme içine girebileceği ile alakalı siyasi, askeri, ekonomik, iklim değişiklikleri, nüfus, terör, güç odakları, çatışmalar vb. birçok başlık altında küresel değişimlerle ilgili tahmin ve beklentiler dile getiriliyor. (Rapora www.dni.gov/nic/NIC_2025_ project.html adresinden ulaşılabilir.) Rapor yayımlanmadan önce geçtiğimiz ay içinde Washington Enstitüsü'nde, Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanı Thomas Fingar konuştu. Fingar, 2025 yılı beklentileri ve özellikle Orta Doğu'nun geleceği konusunda ilginç değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı. Raporda 2025 yılında da ABD'nin süper güç konumunu koruyacağı ancak tek başına belirleyici olamayacağı vurgulanıyor. Bununla beraber ABD'nin müttefik ve stratejik ortaklarıyla daha koordineli bir iş birliği içinde olacağına dikkat çekiliyor. Öte yandan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin küresel etki alanlarının genişleyeceği ve süper güç konumuna yükseleceği belirtiliyor. İnceleme ve ileriye yönelik senaryolarda ise Batı'nın etkisinin azalacağı bir dünyadan bahsediliyor. Bu arada gıda, su ve enerji kaynakları ile çevresel sorunların çok daha önemli hale geleceği bugünün gündeminden çok farklı bambaşka bir dünyadan sözediliyor. Fingar'a "ABD'nin 2025 yıllarına nasıl bir Türkiye beklediğini" sordum. Sorumu cevaplarken, kendisinin Türkiye uzmanı olmadığını belirtti. Ancak "Türkiye'nin küresel arenada, coğrafi konumu sebebiyle daha stratejik ve önemli rol oynayan güçlü bir konuma geleceğini" vurguladı. Türkiye daha bugünden hem bölgesinde hem de uluslararası arenada daha güçlü bir konuma yükseldi. Önümüzdeki 15 yılda bu konumu ve dünyadaki etkisi daha da artacak. Ekonomik ve siyasi istikrarını sürdüren, demokrasisindeki eksiklikleri gideren, askerî gücünü geliştiren ve diplomasi birikimini daha aktif kullanır hale getiren bir Türkiye'nin yükselen yıldızlığının devam edeceğinin vurgulanması çok sevindirici bir gelişmedir. İftihar edilecek bir durumdur. Türkiyemiz yeter ki, felaket tellallarının ve değişime karşı çıkan statükocuların freninden kurtulabilsin!