ABD'nin istihbarat örgütü CIA'in yanlışlarından sonra, İngiliz istihbaratının da benzer hatalar yaptığı ortaya çıktı. Böylece dünyaya yeni bir şekil vermeye çalışan Bush-Blair ikilisinin, istihabarat örgütlerinin yanlış bilgileriyle geliştirdikleri stratejiler ve uygulamaya soktukları kirli politikalar, bir bir ortaya dökülmeye başladı. ABD'deki seçim atmosferi, özellikle Irak konusunda Bush yönetiminin maksatlı yanlış politikaları, artık geniş biçimde tartışılıyor. Bush'un Irak konusundaki tek yanlı güç gösterisinin, bütün dünyadaki ABD politikalarına büyük darbe vurduğu belirtiliyor. Amerikan aleyhtarlığının her yerde giderek artmasının temelinde, Bush yönetiminin dünyayı kandırmasının önemli bir payı olduğu özellikle vurgulanıyor. Berlin Duvarı'nın 1989'da yıkılmasından ve Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ABD, zafer sarhoşluğuna girdi. Kendini durduracak (dengeleyecek) bir başka gücün olmayışının etkisiyle, reel politikalardan uzaklaştı. "Ben güçlüyüm, benim ordum dünyanın en büyük ordusu" rehavetiyle ve "Ben ne dersem, o!" dayatmasıyla dünya sahnesinde etkili olmaya başladı. Dünyayı Amerikanlaştırma genel stratejisi, özellikle Bush yönetiminin yaptığı büyük taktik hatalar sebebiyle, ABD'ye her yerde nefreti artıran bir global tehdide dönüştü. Kovboyluk nasıl geri tepti Perde önünde demokrasi, insan hakları, serbest ticaret gibi evrensel değerleri dünyaya yaymaya yönelik stratejileri vardı. Ama uygulamalar, bu evrensel değerlerin bile, ABD'nin dünya hakimiyeti için birer "araç" olarak kullanıldığı gerçeğini ortaya koyuyordu. Kissinger'in ekibinden ve Bush'un Irak politikasının destekçilerinden birisi olan Walter Russell Mead, son yazdığı kitabında "bu durumun ABD'yi içerde ve dışarda nasıl olumsuz etkilediğini" örneklerle anlatıyor. Mead "Güç, Terör, Barış ve Savaş" isimli bu kitabında, "ABD'nin dünyadaki büyük stratejisinin artık ciddi riskler taşır hale geldiğini" vurguluyor. Bush yönetiminin en önemli hatasının, doğru olan stratejilere yanlış taktikler geliştirmesi olduğunun altını çiziyor. Mead'e göre, ABD hem içerde hem de dışarıda uygulamalarına artık destek bulamıyor. Dolayısı ile öncelikle yapılması gereken, uygulamaya sokacağı dış politikalara hem içerden, hem dışardan destek sağlamak. Tek başına hareket etme yanlışından kurtulmak. Mead'in kitabında ortaya koyduğu bazı önemli vurgular ise şöyle: "Hiç özür dilememe ve kimseye herhangi bir açıklama yapmaya ihtiyaç duymama gereksiz bir kabalıktır! Kabadayılık ve gücüyle gururlanmak, belki bir kovboy adetidir; ama, dünyaya çirkin kovboy edası ile politika dikte edemezsin! Böyle yaparsan, bugün olduğu gibi dünyanın her yerinde politikalarını da, menfaatlerini de ve temsil ettiğin evrensel değerleri de riske atarsın! Karmaşık ve homojen olmayan dünyada, binbir ince detayı dikkate alarak politikalar geliştirmek; bunları açıkça anlatarak, destek sağlamak gerekirken, sadece şahin uzmanların gururlu taktikleri ile yola çıkarsan, duvarlara toslarsın!" ..... Aklın yolu bir. Başkan Bush'u kendi partisinden insanlar bile acımasızca eleştiriyorsa, ortada çok büyük yanlışlar var demektir. ABD aksırdığında, herkesin nezle olduğu bir dünyada yaşadığımıza göre, bunun ne denli büyük bir tehlike olduğu açıktır. Bu tehlikeden kurtulmak, yanlış politikalardan vazgeçmekle olur. Yoksa Bush'un yaptığı gibi, her yanlış sonrasında daha Şaronlaşmış ve İsrailleşmiş sert politikalarla dünyaya şekil vermeye kalkmakla değil! Bakalım ABD yönetimi, bütün dünyanın haykırdığı bu yalın gerçeği ne zaman görecek?..