Abdullah Gül'ün Washington ziyareti

A -
A +

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, önümüzdeki hafta Washington'a geliyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın davetlisi olarak ABD'ye gelecek olan Gül'ün ziyareti, ilginç bir zamanda yapılıyor. Bir kere iki ülke arasında, "yoğun bir ziyaret trafiği" yaşanıyor. Son aylarda ABD ile Türkiye arasında 30'un üzerinde karşılıklı üst düzey ziyaretler oldu. Ayrıca İran ve Irak konularında uluslararası diplomasi trafiği de hızlanmış durumda. Öte yandan Türkiye'nin, uluslararası gündemde katkısını ve ağırlığını giderek artırdığı bir dönemdeyiz. Gül'ün böylesine hareketli bir zamanda Washington'a gelecek olması, haliyle ziyaretin önemini daha da artırıyor. Üstelik Gül Washington'a, İran ve Rusya ziyaretlerini yapmış, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'yi Ankara'da ağırlamış olarak geliyor. ABD'nin 4 Temmuz Bağımsızlık Günü tatilinin hemen sonrasında Washington'da olacak Gül, Dışişleri Bakanı bayan Rice'ın dışında, Ulusal Güvenlik Konseyi başkanı ve diğer Amerikalı yetkililerle de görüşecek. ABD Kongresi'nde temaslarda bulunacak. Türk-Amerikan İş Konseyi, Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi ve diğer topluluk temsilcileri ile de biraraya gelecek. Washington-Ankara iş birliğinde canlanma ABD ile Türkiye arasında son zamanlarda hızlanan karşılıklı üst düzey ziyaretler, Türk-Amerikan ilişkilerindeki çeşitlenme ve iş birliği artışının en açık göstergesi. Üstelik iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve iş birliği alanlarının genişlemesi, zorlama ve dayatmalardan değil, "ihtiyaçtan" kaynaklanıyor! Dolayısı ile Türk-Amerikan ilişkileri, stratejik temelde artan ortak menfaatler ve hedefler doğrultusunda, "sağlıklı bir gelişmeyle" büyüyor. İlişkilerdeki bu hızlanma ve büyüme, Washington'ın birçok önemli düşünce kuruluşunu, Türk-Amerikan ilişkileri konusunda daha duyarlı hale getirdi. İki ülkeyle alakalı sürekli raporlar yayımlanmaya başladı. Düşünce kuruluşlarının bu Türkiye ilgisinin artması elbette sevindirici bir gelişme. Ancak, düşünce kuruluşu ve uzman maskesi ile lobicilik ve iş takipçiliği yapanları, gerçeklerinden ayırmak lazım. Zira son zamanlarda Washington'da, Türk-Amerikan ilişkilerindeki canlanmayı ranta çevirmek isteyenlerle, bu ilişkilere üçüncü ülke ipoteği koyma gayretlileri maalesef epey artmış durumda. Üstelik bunların her iki ülke medyasında ve sivil toplum kuruluşlarında uzantıları ve yandaşları bulunuyor. CFR raporu: İlişkiler hayati önemde Bu sebeple, Türk-Amerikan ilişkilerinin doğru seyri, bu tür maksatlı etkiler arındırıldığında daha iyi ortaya çıkıyor. Mesela ABD'deki önemli düşünce kuruluşlarından birisi olan Dış İlişkiler Konseyi CFR, yakında bir rapor yayımladı. Türk-Amerikan ilişkilerini gayet detaylı analiz eden ve işbirliğinin geliştirilmesi yönünde gerçekçi tavsiyelerde bulunan bu rapor, iki ülkenin ortak menfaatlerinin ne kadar stratejik olduğunu göstermesi bakımından da çok ilginçti. ( Rapora, ıÜüwww.cfr.org adresinden ulaşılabilir.) Zaten, Irak'ta geniş katılımlı hükümetin kuruluşunda Türkiye'nin büyük katkıları, İran ve İsrail-Filistin krizlerindeki yapıcı rolü, ABD yönetimince takdirle izleniyor. Türkiye'nin bu katkılarına müteşekkir kalınıyor. Ama maalesef bazı çevreler ısrarla Türkiye'nin dış politikada böylesine aktif konuma yükselmesini hazmedemiyorlar. Bu kolaylaştırıcı ve katkı sağlayıcı çabaları, ya görmezden geliyor; ya da speküle ederek sulandırıyorlar. Felaket tellallarının ve Türk-Amerikan ilişkilerine ipotek koyma sevdalılarının daha şimdiden geziyi çarpıtma gayretlerine rağmen, Abdullah Gül'ün Washington ziyaretinin, "işbirliğine yeni bir ivme kazandıracağına" inanıyoruz. Öte yandan ziyaret sırasında, ilişkileri daha belirli hale getırecek Stratejik Ortaklık Belgesi'nin de açıklanması bekleniyor. Ayrıca Gül'ün Washington'daki temasları, Eylül-Ekim aylarında Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinin bir ön hazırlığının yapılmasına da imkan sağlayacak. Dışişleri Bakanı'na şimdiden, Washington'a hoşgeldiniz diyor; ziyaretinin, iki ülke işbirliğine büyük katkıda bulunacağına olan inancımızı tekrarlıyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.