Türk-Amerikan ilişkilerinde yılbaşından beri çok hızlı bir ziyaret trafiği var. Hem askeri, hem sivil düzeyde karşılıklı ziyaretler yapılıyor. Geçtiğimiz hafta Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül Washington'daydı. Hafta başında ise Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül Washington'a geliyor. Gül'ün ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 11-16 Şubat tarihleri arasında ABD'yi ziyaret edecek. ABD dışişleri müsteşarı Nicholas Burns Ocak ayının ikinci haftasında Ankara'da idi. ABD terörle mücadele koordinatörü emekli orgeneral Joseph Ralston ise, Ankara'da daha yeni bir dizi görüşmeler yaptı. Bütün bu karşılıklı ziyaret trafiği bile, Türk-Amerikan ilişkilerinin ne denli önemli olduğunun açık göstergesi. Sadece Türkiye ABD stratejik ortaklığı ve son yıllarda kapsamı genişleyen işbirliği alanları değil, iki ülke ilişkilerindeki bu büyük canlanmanın sebebi... ABD'nin Irak'ta ve Ortadoğu'da düştüğü durum da Türk-Amerikan ilişkilerini ve işbirliğini daha önemli hale getiriyor. Türkiye'nin bölgesel gücü ve küresel barışa yapacağı katkıların giderek artması da, ilişkileri devamlı canlı tutuyor. Türkiye'yi, ikamesi olmayan hayati bir konuma sokuyor. Gül'ün ziyaret gündemi Haliyle bu durum, karşılıklı ziyaret trafiğini artırıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün gelecek hafta başından itibaren ABD Dışişleri Bakanı Rice ve diğer yetkililer ile yapacağı görüşmelerin bu bakımdan dopdolu bir gündemi var. Önceki günkü basın toplantısında ABD dışişleri sözcüsü Sean McCormack'a ziyaretin gündemini sordum. Sözcü, "Irak, İran, PKK, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, Ortadoğu, Kıbrıs başta olmak üzere çeşitli konuların görüşüleceğini" vurguladı. Ayrıca, terör koordinatörü Ralston'ın "Irak ve Ankara temaslarının önemini, PKK ile mücadelede işbirliğinin gelişerek sürdüğünü" belirtti. Bu konu başlıkları bile Türk-Amerikan ilişkilerinin, çok değişik ve çeşitli alanları kapsadığını gösteriyor.. Öte yandan Gül, Washington'a, ABD'nin Filistin-İsrail ihtilafının halli için BM genel sekreteri Ban Ki-moon, Rusya ve Avrupa Birliği ile yaptığı müşterek görüşmelerin hemen ardından geliyor. Gül'ün ziyareti, Ortadoğu'da yeni plan ve stratejilerin uygulanmasında, uluslararası ortak hareket etme arayışlarının hızlandığı bir döneme rastlıyor. Bu durum, Türkiye'nin İran ve Suriye ile ikili temaslarını ve diplomatik çabalarını da son derece daha önemli kılıyor. Türkiye'nin lobi kuruluşunun belirlenmesi Gül'ün ziyareti sırasında, Türkiye'nin ABD'deki lobi faaliyetlerini yürütecek kuruluşun belirlenmesi bekleniyor. Şubat, lobicilik faaliyetini yapan firmaların kontratlarının yenilendiği bir ay. Sadece Cumhuriyetçiler'le değil, ABD KONGRESİ'nin her iki kanadında da çoğunluğu sağlayan Demokratlar ile de etkili temaslar yapabilecek ve Türkiye'nin haklarını-menfaatlerini koruyabilecek bir lobi şirketinin seçilmesi son derece önemli. Lobi kontratı için birçok firma teklifde bulundu. Gül'ün Wahington ziyareti sırasında, bunların nihai değerlendirilmasinin yapılması da bekleniyor. Öte yandan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace'in davetlisi olarak 11-16 Şubat tarihleri arasında New York ve Washington'ı ziyaret edecek. Yaşar Paşa temasları sırasında, görevini bırakmaya hazırlanan Kara kuvvetleri Komutanı Orgeneral Peter Schoomaker'la da ikili bir görüşme yapacak. Yaşar Paşa geçen yıl, Kara Kuvvetleri Komutanı olarak yaptığı ziyaret sırasında, bir düşünce kuruluşunun kendisine yaptığı yakışıksız program ve nezaketsiz davranışlara maruz kaldı. Samimiyeti ve iyi niyeti istismar edildi. Bundan dolayı bu seferki ziyaretine, düşünce kuruluşu toplantısını koymadı. Bizce çok da iyi yaptı. Böylece, Washington'daki uzman kılıklı Türkiye karşıtlarının ziyaretini gölgeleme planlarını bozdu. Bunun yerine, şerefine verilecek geniş katılımlı özel sohbet toplantılarında, gerçek uzman ve yetkililerle daha samimi görüş alışverişinde bulunmak istemesi çok yerinde ve doğru bir tercih! Bu iki önemli ziyaret ile ilgili vurgulamak istediğimiz bir başka konu da şudur: Gerek Dışişleri Bakanı Gül'ün, gerekse Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa'nın ziyaretlerinde, "PKK ile mücadele ve sözde Ermeni soykırım tasarıları konuları" önemli bir yer tutacak. Ama sevindirici gelişme, "ABD yönetiminin, bu konularda Türkiye'nin hassasiyetlerini çok iyi anlamış" olmaları. Biz şahsen, KONGRE'ye sunulan tasarının ve başka sözde soykırım tasarısı sunuşlarının, "yasalaşmayacağı" kanaatindeyiz. Sadece Cumhuriyetçiler'in ve ABD yönetiminin değil, "KONGRE'deki Ermeni lobisine söz vermiş Demokratlar'ın dahi sağduyudan ayrılmayacaklarına" inanıyoruz. Türkiye karşıtlarının çok akçeli faaliyetlerinin, Türk-Amerikan ilişkilerinde onarılmaz yaralar açması, -son anda da olsa- "önlenir" kanaatini taşıyoruz. Şimdi, ilişkilerdeki ivmenin ve işbirliğinin daha da artırılması zamanı! Türkiye ve ABD'nin ortak menfaatleri, stratejik işbirliğini ve sağduyulu hareketi, her zamankinden daha önemli ve gerekli kılıyor. Zaten bu ziyaret trafiği de bunun göstergesi! Türk-Amerikan ilişkilerindeki olumlu gelişmelerin, sadece iki ülkenin değil; dünya barışının da sigortası olduğu unutulmamalı!