Adım Hasan yandım anam

A -
A +

Önceki gün Washington Ordu Kulübü'nde, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile sohbet ediyoruz. Yaşar Paşa ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Peter Pace'in davetlisi olarak Washington'daydı. İşte bu resmi ziyaretin son günü (Cuma) Paşa, New York'a geçmeden önce, bir grup Türk gazeteci ile Army Club'da biraraya geldi. Basın toplantısına geçmeden önce ayaküstü sohbetteyiz. Kahve ve sigara molası da denilebilir. Biliyorsunuz ABD'de sigara içmek bir dert. Sigaraya karşı öyle etkili kampanyalar yapıldı ki, kapalı binalarda içilmesi kesinlikle yasak. Ancak böyle özel yerlerde içilebiliyor. Paşa da tiryakiliğinin zorluklarını mecburen yaşadı, Washington'daki bir haftalık ziyareti boyunca... Acil şifalar dilerim -"Paşam!" diyorum. Evet neşenizden, buradaki görüşmelerinizin iyi geçtiği anlaşılıyor. Ama Türkiye'den kısa süre de olsa ayrılmanız, hiç de uğurlu gelmedi. Sayın Başbakan bugün hastaneye kaldırıldı. Hepimiz dikkat kesiliyoruz. Yaşar Paşa'nın Başbakan Ecevit'in sağlığı konusunda neler diyeceğini merakla bekliyoruz. Zira asker, Ecevit'in sağlığı konusunda ilk defa konuşacak..Yaşar Paşa yüzünden hiç eksilmeyen tebessümü ile önce sigarasından 2 derin nefes çekiyor. Sonra da özenle seçdiği kelimeleri kullanarak şöyle konuşuyor: -Ben de az önce duydum. Detayını bilmiyorum. Üzülüyorum, çünkü çok yakından tanıyorum. Fakat gördüğnüz gibi başbakan faaliyetlerine devam ediyor. Kendilerine acil şifalar diliyorum. IMF silaha karışamaz Kahve ve sigara molasından sonra Yaşar Paşa kürsüye geçiyor. Sohbetimiz bu sefer kameralar karşısında, soru-cevaplı olarak sürüyor. NTV'den Ümit Enginsoy uçak ve helikopter alımları ile ilgili yeni gelişmeleri soruyor. Paşa, "sürecin usulüne uygun işlediğini" belirtiyor. Ben de bu dış alımlardaki, IMF'nin hazine garantisini reddeden engeli nasıl aşılacak? diyorum. Yaşar Paşa, "IMF bunlarla ilgilenmiyor" dedikten sonra şunları söylüyor: -Askeri alımlar, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan karşılanıyor. Yani bütçe dışı. Dolayısı ile IMF'nin bunlara müdahalesi sözkonusu değil. IMF bunlarla ilgilenmiyor. Üsame Hasan olursa Terörle mücadele ve Irak'a müdahale konularının görüşmeler sırasında nasıl gündeme geldiği sorumu ise Yaşar Paşa şöyle cevaplıyor: -Görüşmeler sırasında Irak'a bir müdahale konusunda ABD tarafının herhangi bir planının olmadığını kesin biçimde ifade ettiler. Zaten Afganistan'daki ISAF komutasının, İngiltere'den Türkiye'ye geçmesi konusunu ağırlıklı olarak ele aldık. Afganistan komutasının Türkiye'deki milli bütçeye yük getirmeden bu görevin yapılmasını esas alan bir anlayış içinde ifa edilmesini planlıyoruz. Yaşar Paşa terör sorumuzu cevaplarken ise şunları söylüyor: -ABD, bizim terörle mücadeleye desteğimizi şükranla karşılıyor. Ayrıca son günlerde PKK'nın ismini KADEK olarak değiştirmesinin bir oyun olduğu konusunda da ABD'yi uyardım. Zaten Amerikalı yetkililer de, "böyle bir oyunun kabul edilemeyeceğini" ifade ettiler. Hatta Amerikalılar'a bir de örnek verdim. Eğer Üsame bin Ladin bugün El Cezire televizyonunda açıklama yapsa ve ismini "Hasan" olarak değiştirdiğini iddia etse ve hiçbir terörist organizasyona katılmadığını iddia etse, ne kadar inandırıcı olur? Yaşar Paşa'dan esprili cevaplar Yaşar Paşa Washington'daki görüşmeler sırasında başka espriler yaptığını da söylüyor. İsrail ile tank yenileme anlaşmasının tam Gazze'nin işgaline denk gelmesi konusunda Amerikalılar'a, "Bunlar 50 yıldır savaşıyorlar. Anlaşma için savaşın bitmesini bekleseydik, tanklar çürürdü." dediğini aktarıyor. Ayrıca Amerikan Kongresi'nin Pentagon'a istemediği topları alması konusundaki ısrarına da pratik bir çözüm önerdim. "Madem siz istemiyorsunuz ve fakat KONGRE de almanız için ısrarlı, o zaman alın bize verin. Problem hallolsun." şeklinde konuştum. Paşa ile basın toplantısı sonrasında sohbetimizi bir başka sigara molasıyla sürdürüyoruz. Yaşar Paşa'ya, -Paşam, beni yaktınız! diyorum. Yaşar Paşa soran gözlerle bana bakıyor. Devam ediyorum: -Adım Hasan! Ben şimdi ne yapacağım? Amerikalılar, Üsame adını Hasan olarak değiştirdi diye bütün Hasanlar'ın peşine takılabilir. Hiç değilse başka bir isim söyleseydiniz. Yaşar Paşa gülerek, "O anda aklıma Hasan geldi. Öyle söyledim." diyor. Yaşar Paşa'nın heyetinde bulunan Washington Büyükelçiliğimiz müsteşarlarından Cihat bey hemen atılıyor: "Sen haline şükret. Ya ben ne yapayım? Amerikalı terör uzmanları "CİHAT" konusunda üçüncü kitabı da yazdılar. Sen yine iyisin, iyisin." şeklinde konuşuyor.. Hep birlikte gülüşüyoruz.. Gülelim bakalım... Dileğimiz, Amerika'daki Cihatlar'ın, Hasanlar'ın, Hüseyinler'in, biran önce, "anadan doğma potansiyel şüpheli" konumundan çıkmaları... Çok şey mi istiyoruz, acaba?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.