Gurbette bir başka bayramı daha idrak ediyoruz. Şehidlerimizin acısının kalbleri dağladığı, dünyanın her tarafındaki zulüm ve sıkıntıların insanlığı daha bir kederlendirdiği bir zamanda idrak edilen bir bayram... Rahmetli anneannem böyle acılı ve zorlu anlarda, "Aman, aman! Ne müşkülmüş ahir zaman! Ya rabbi bugünümüzü aratma!" der, pek ağlardı. Tövbesini ve ibadetlerini daha da artırırdı. Gözyaşlarının verdiği huzur ve sabrın selametliği ile acılarını-kederini göğüslerdi. Ahir zamanın, sevgili peygamberimizden sonraki, -sona doğru-kıyamete yakın- "zorlu zaman" demek olduğunu, günümüz için kullanıldığını, çok daha sonra öğrendim. Gerçekten öyle bir hayatın içindeyiz ki, her geçen gün, daha büyük zorlukların habercisi gibi.. Herkesin hayatı, hem de modernlik ve teknolojinin arttığı günümüzde, giderek zorlaşıyor. Mutsuzluk, tatminsizlik, huzursuzluk, stres giderek daha yaygınlaşıyor. Yaşamanın tadını duymak azalıyor. İnsanık bir taraftan yaşamayı anlamlı kılan değerlerinden uzaklaşırken, diğer taraftan da adeta bir makina parçasına dönüşüyor. Robotlaşıyor. Maddileşiyor. Duygusuz ve bencil "acaip bir varlık" haline geliyor. Neyse, "Allah sonumuzu hayır eylesin!" diyoruz. Bu vesile ile de, değerli okurlarımızın bayramlarını tebrik ediyoruz. Cenabı Hak bu bayramı, hayırlara ve kalıcı huzurlara vesile kılsın. Bütün Türk ve İslam Alemi'ne, insanlığa, barış ve huzur getirici bir başlangıç yapsın.. Önceliklerimizi şaşırmayalım Türkiye'deki bölücü terör vahşetini artırıyor. Ülkemizin yıldızının parladığı, istikrarının arttığı, uluslararası arenada giderek daha güçlü ve etkili olduğu bir zamanda, karanlık emellerin taşeronu teröristler yine sahne aldılar. Hem bu taşeron teröristlerin, hem de bunları kullananların hedefi aynı. Türkiye'yi, güçlenme ve gelişme istikametinden saptırmak. Meşgul etmek. Önceliklerinden uzaklaştırmak. Dandik gündemlerle oyalayarak, "liderlik ve örnek olma" misyonunu zaafa uğratmak. Birlik ve beraberliğmize kastetmek. Bizi, birbirimize düşürmek. Son terör olayları da, ABD Kongresi'nde sahneye konan "Ermeni oyunu" da, hep birbiriyle ilintili entrikalar dizisi.. Ama bu entrikalara karşı duygusal tepkilerle ortaya çıkarsak, ekmeklerine yağ süreceğiz. Gündemimizi ve önceliklerimizi şaşırırsak, bu karanlık emellileri çok sevindireceğiz. Türkiye, demokratikleşme ve gelişme istikametini sürdürmeyi ve PKK terörü ile mücadeleyi birinci öncelik yapmalı! Terörle mücadelesini, sağduyu ile sürdürmeli. Dosta, düşmana, teröristlere ve bunları kullananlara; (askeri, diplomatik ve siyasi) kararlılığıni güçlü şekilde göstermeli! Özellikle ABD'den, PKK konusundaki taahütlerini ve yapması gerekenleri yerine getirmesini sağlamalı. Önceki gün ABD Kongresi Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde, sözde Ermeni soykırımı tasarısı ile Türkiye'yi rencide edenlere, "derslerini" vermeli! Şimdi somut tavır koyma zamanı Türk-Amerikan stratejik ilişkilerine "Ermeni ipoteği" koyma gayretlilerinin dile getirdikleri çarpık söylem şu: "Türkiye, duygusaldır. Birkaç gün tepki koyar. Sonra unutur. Fransa ve Rusya, soykırım tasarılarını geçirdikten sonra, Türkiye ile ticaretlerini daha da artırdılar! İlişkilerini daha da geliştirdiler. Dolayısı ile bu bağlayıcı olmayan tasarıdan, Türk-Amerikan ilişkileri etkilenmez!" Temsilciler Meclisi başaknı bayan Pelosi de, bu çarpık anlayışta. Komisyondan geçen tasarının, genel kurula inmesini engellemek ancak, Pelosi'ye bu çarpık anlayışının ne kadar sakat ve yanlış olduğunu, somut biçimde anlatmakla mümkün. Türk-Amerikan ilişkilerini bu çarpık zihniyetten kurtaracak, ABD yönetimine de artık PKK konusunda taahhütlerini ve yükümlülüklerini yerine getirtecek somut adımları atmalıdır, Türkiye... Ama sağduyu ile. Akılcı ve yapıcı bir şekilde ve en etkili biçimde! Bunlar sağlandığında, hem yüreklerimizi yakan acıları biraz soğutacak; hem de mübarek şehidlerimizin ödenmez haklarına birazcık da olsa minnetlerimizi sunmuş olacağız. Ayrıca Türk-Amerikan stratejik ilişkilerine ipotek koyma gayretlilerinin heveslerini de kursaklarına tıkayacağız!