Amerika Amerika nereye-2
Başkan Bush Beyaz Saray'a oturduktan sonra ABD'de büyük bir değişim başladı. Amerika sadece ekonomik bakımdan değil, siyaset ve dış politika açılarından da üç yıl öncesine göre düşüşe geçti. Bu değişim, 11 Eylül terör saldırısından sonra, daha da hızlandı. Amerikan halkı işsizlik ve ekonomik durgunluktan bunalım içinde. 11 Eylül terör saldırısı sonrasında ortaya çıkan şok bir türlü geçmedi. Amerikan halkı terör korkusu ile yatar-kalkar oldu. Başkan Bush'un her kötü gidişte terör korkusunu öne çıkarması ve kendini eleştiren Demokratlar'ı bile "Bizden mi düşmandan mı yanasınız" şeklinde korkutması, Amerikan toplumunu acaip bir hale getirdi. Özgürlükler ülkesinde olanlar Ülkede üç yıl öncesine göre, hürriyetler kısaldı. İnsan hakları ve özgürlükler şampiyonu Amerika artık ürkek, gölgesinden bile şüphelenen bir ülke oldu. ABD'ye giriş ve ülkede oturma vizesi alma şartları olağanüstü sertleştirildi. ABD'de yaşayan her müslüman adeta, potansiyel terörist durumuna düşürüldü. Terörle mücadele kapsamında kanuni kısıtlamalar ve baskılar inanılmaz boyutlara çıkarıldı. Amerika, kendi vatandaşlarının nefes alış verişlerini bile takip eder hale geldi. Ne alınan tedbirler, ne kısıtlanan hürriyetler, ne de sıklaştırılan "polis devleti" görüntüleri, Amerikan halkını rahatlatmadı. Aksine, terör sendromuyla korkular içinde yaşar duruma soktu. Zaten bu durum Başkan Bush'un reytinglerinde açıkça kendini göstermeye başladı. Amerikalılar'ın Başkan Bush'a destekleri giderek azalırken, Beyaz Saray'da gelecek yıl yeni bir başkan görmek isteyenlerin oranı yüzde 52'leri aştı. Gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimleri için, Başkan Bush'un partisi Cumhuriyetçiler'le rakipleri Demokratlar arasındaki kıran kırana bir mücadele var. Bu yarış Amerikan halkını, daha da karamsar yapıyor. Ayrıca bu mücadele, giderek daha da sertleşecek. Seçimler yaklaştıkça Başkan Bush, çok daha ağır eleştirilere muhatap olacak. Kirli bohçaları bir bir açılacak. Çığ gibi artan protestolar Her yerde Başkan Bush'u, Irak Savaşı'nı, uygulanan politikaları protesto edenler ortaya çıkıyor. Başkent Washington'dan New York'a ülkenin her yerinde protestolar çığ gibi artıyor. Yollara, kaldırımlara sprey boyalarla "şeytan Bush" resimleri çiziliyor. Metro çıkışlarında, parklarda savaş aleyhtarı gösteriler yapılıyor. Başkan Bush'un yalanlarının ve uygulamalarının Amerika'yı felakete sürüklediğini gösteren el ilanları dağıtılıyor; afişler yapıştırılıyor. Mesela önceki gün Washington'da Ulusal Basın Kulübü'nde (NPC) Savunma Bakanı Rumsfeld konuştu. Daha konuşmasının başında, basın locasından 2 genç kız Rumsfeld'e bağırarak, "kanlı katil" afişi açtılar. "Bugün kaç çocuk ve Amerikalı öldü" diye protesto ettiler. İstifasını istediler. Protestocu genç kızlar, hemen güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildi. Ama Rumsfeld bu kısa protestodan çok etkilendi. Morali bozuldu. Zaten konuşması sürekli kendilerini ve politikalarını "savunmakla" geçti. Pentagon'un o şahinler şahini kükreyen bakanı, sanki süt dökmüş kediye dönmüş gibiydi. Geçen Salı akşamı Baltimore'da Demokrat Parti'nin 2004 seçimi başkan aday adayları için Amerikalı Zencilerin düzenlediği bir "TV'de açık oturum" vardı. Ön seçimi kazanarak Demokrat Parti'nin başkan adayı olması beklenen eski vali Howard Dean, Amerika'nın bugün geldiği felaket durumu çok iyi özetledi. "Başkan Bush ABD'yi dünyada herkesin nefret ettiği bir ülke haline getirdi" derken de, yerden göğe kadar haklıydı. İnanılmaz, ama gerçek! Başkan Bush ve yönetimi 3 yılını doldurmadan ABD'yi, böylesine tuhaf bir konuma soktular. Fırsatlar ve özgürlükler ülkesini hızla korkulan, kaçılan ve nefret edilen bir ülke yaptılar. Gerçekten çok yazık oldu Amerika'ya... Bakalım bu düşüş durdurulacak mı? Gelecek seçimlerde Amerikan halkı Bush'a ve yanlış politikalarına dur diyebilecek mi? Yoksa Başkan Bush'un üstün propaganda ve terör korkutmasıyla son anda yapacağı atraksiyonlarla, yeniden Bush'u bir 4 sene daha mı seçecek? Bekleyelim, görelim.