Amerika hatalarını arıyor (3)

A -
A +

ABD gerçekten çok yönlü bir savaş içinde. Teröre karşı mücadele sadece Afganistan'daki askeri harekâttan ibaret değil. Bush yönetimi, bütün dünyadaki terör örgütlerine karşı uzun vadeli bir mücadeleye girmiş durumda. Bu mücadelenin en önemli unsurunu, teröre karşı geniş bir işbirliği koalisyonu oluşturmak ve bunu sürdürmek teşkil ediyor. Ancak böyle bir koalisyonu oluşturmak da ve bunu sürekli kılmak da, pek kolay olmayacağa benziyor. Zira daha şimdiden homurtulu sesler yükseliyor. O 11 Eylül'ün hemen akabindeki geniş destek lafta kalmaya ve 'önce kendi çıkarımız' uygulamaları görülmeye başladı. İlk günlerde mangalda kül bırakmayanlar, şimdi başka türlü konuşur ve davranır oldular. Ayrıca Çin'den Rusya'ya, İsrail'den Hindistan'a birtakım ülkeler, ABD'nin attığı her adımı kendilerine örnek ve model alarak, kendi çıkarlarına ve yanlış uygulamalarına 'gerekçe' yapmaya hazırlanıyorlar. ABD'nin zorlu mücadelesi Her ne kadar bu, bütün dünyanın ortak bir mücadelesi olarak takdim ediliyor ve Amerikalı yetkililer bunun global bir mücadele olduğunu anlatmaya çalışıyorlarsa da, diğer ülkeler daha ziyade 'seyirci' müttefik görünümündeler. Hatta ünlü CNN televizyonu bile ABD'nin terörle mücadele haberlerini, 'Amerika'nın yeni savaşı' başlığı ve logosuyla sunuyor. ABD, bütün bu zorlukları dikkate alarak, teröre karşı mücadelesini belki de 'yalnız başına' sürdürmek durumunda. Hem içeride hem de dışarıda bu olumsuzlukları ve yanlış yaklaşımları aşmak zorunda. Öte yandan, Afganistan'ın bombalanmasıyla beraber başta İslam Dünyası olmak üzere geniş bir coğrafyada, Amerikan aleyhtarlığı tırmanışa geçti. Bu aleyhte durum ve tırmanan nefret sebebiyle, ABD'nin uluslararası ilişkilerde çok önem verdiği, 'Public diplomacy-açık diplomasi' uygulamaları derin yara aldı ve alıyor. Dolayısı ile bundan böyle sürdürülecek açık diplomasi kampanyalarının, çok iyi planlanması ve anlaşılabilir gerekçelere dayandırılması zarureti ortaya çıktı. Zaten Amerikan yönetimleri, bir taraftan hükümetlerarası ilişkileri yürütürlerken, öte yandan da kendinin ve o ülkenin kamuoylarını bilgilendirmeye ve 'halktan halka' ilişkilere, çok önem verirlerdi. Şimdi terörle uzun soluklu mücadelede bu durum daha bir ehemmiyet kazandı. Bundan dolayı Amerika şimdilerde kendini daha sıkı sorguluyor. Hem yönetim hem de Amerikan KONGRESİ, sağduyulu bir yaklaşımla, 'acaba nerede hata yaptık' sorusuna cevap bulmaya çalışıyor. Bu kendi kendini sorgulamanın en can alıcı noktasını ise, 'Niye bizden nefret ediyorlar?' oluşturuyor. Bu amaçla hem açık hem de kapalı kapılar ardındaki toplantılarda, bugüne kadar düşünülmemiş konular ya da sorulmamış sorular, yüksek sesle dile getiriliyor. Gazetelerde ve televizyonlarda açık açık, tabu sayılan ve hatta ABD'nin geçmişteki haksız, yanlış politikalarını ve icraatını, kirli çamaşırlarını ortaya döken haber ve yorumlarda, hızlı bir artış gözleniyor. Bu yeni dönemde en ağırlıklı sorgulamanın, 'din ve ABD'nin diktatör müttefikleri' üzerinde yoğunlaşacağı anlaşılıyor. Daha şimdiden şu sorular sorulmaya başladı: 'Suudi Arabistan, ne biçim müttefik?', 'Suudiler dost mu düşman mı', 'Suudiler'in radikal dinci Vehhabi rejimi ile, İslam Dünyası'nda ve Orta Asya'daki radikal akımların ne tür ilişkisi var?', 'Suudiler Vehhabiliği diğer ülkelere ihraç için neler yapıyorlar? Ne gibi destekler veriyorlar?', 'Vehhabilik, terörü ve terör örgülerini nasıl etkiliyor?', 'Vehhabilik kimler tarafından ne zaman ve nasıl kuruldu? Hangi ülkeler ve gizli servisler Vehhabiliği destekliyor?', 'Hizbü Tahrir, İhvanı Müslimin gibi organizasyonların Vehhabilikle ilişkileri neler? Seyyid Kutub, Mevdudi, Hamidullah, Abduh, Cemalddin Afgani vb dinde reformcuların, radikal akımlar ve siyasal İslam üzerindeki etkileri nedir? Vehhabiler ve İngiltere gibi ülkeler bu dinde reformcuları neden desteklediler?'. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Bu ve benzeri sorularla Amerika'da süren sorgulamanın ve hata arayışlarının cevaplarını bir sonraki yazımızda aktarmaya devam edeceğiz. Ama şimdiden söyleyeceğimiz şudur: Gerçekten artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Baksanıza bir taraftan böylesine bir sorgulama ve hata arayışları sürüyor. Diğer taraftan da, Amerika dış politikalarını bile yeniden gözden geçiriyor. Teröre karşı daha etkili mücadele için, içeride de bir sürü yeni düzenlemelere gidiyor. Amerika'yı Amerika yapan demokrasi ve insan hakları ile, en geniş anlamdaki hürriyetlerde bile bundan böyle bir dizi kısıtlamalar olabileceğinin sinyallerini veriyor. Sağduyu hakim olduğu sürece sağlıklı bir gelişme. Hatalar bulunmadan, işin aslı öğrenilmeden hiçbir mücadele başarılı olamaz. Zira en güçlü silah adalet ve gerçektir. Gerçek, yalnızca gerçek!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.