Amerikalı bisiklete binerse

"Boşverin arabayı, haydi bisiklete binelim" kampanyası Amerika'da başlayınca, beni bir gülmek aldı ki, sormayın gitsin. O koltuklara sığmayan, her an tıkınmaktan her biri 100 kiloyu aşmış gerdanlı ve göbekli insanları, bisikletin üzerinde hayal edince, vah vah o bisikletlere demekten kendimi alamıyorum. Hiç şişmanlar bisiklete binmesin; bu kampanyaya katılmasınlar efendim falan demeyin. Zira Amerika'da en modası geçmeyen konu şişmanlamak. Şu anda nüfusun yarısı, fazla kilolular sınırını aşmış vaziyette. Ayrıca kampanya başladığına göre, şişmanlar olmaz derseniz, o bisikletlere binecek geriye ne kalıyor ki... Gerçi bir yandan uzmanlar harıl harıl, "yahu bu enine boyuna, içten dışa kat be kat yağ bağlayanları nasıl eritiriz" diye uğraşıyorlar. Yılda 100 milyar dolardan fazla ciro yapan sektör, göbek bağlayanları inceltmeye (!) çabalıyor. Hatta gün geçmiyor ki bu muazzam sektör, akla hayale gelmeyen yeni bir buluşu, incelmek isteyenlerin istifadesine sunmamış olsun.. Ama öte yandan da millet, herhalde bunlara güvenerek (!), ha bire tıkınmayı sürdürüyor. Sonuçta bırakın incelmeyi, otobüse, metroya, uçağa sığmayanlar ordusu çığ gibi artıyor. Dolayısıyla averaj Amerikalı, şişman çoğunluk haliyle kampanyaya katılacak. Yani bisiklete binmeye başlayacaklar. Ben onları o vaziyette bisiklete binerken düşününce gülmekten kırılsam da bu zevkli olay yaşanacak. Zira kampanya, başlamış vaziyette.. Altyapı hazır Her ne kadar bisiklete binmeyi özendirme kampanyası yeni başlamışsa da, Amerika'da sistem zaten herkes bisiklete biniyor diye, önceden düzenlenmiş vaziyette. Yani altyapısı hazır! Mesela cadde ve yollarda, sadece bisiklet sürmeye ayrılmış şeritler var. Metro istasyonları ile şehir içinde binaların önünde, sadece bisikletinizi park edeceğiniz özel yerler ayırmışlar. Buralara biskletinizi ya zincirliyor, ya da kilitli özek dolaplara koyabiliyorsunuz. Bisikletle binilebilen asansörler de oldukça yaygın. Metro ve otobüslerde bisiklet ile seyahat edebiliyorsunuz. Belediye otobüslerinin önünde bisikletinizi bağlayacağınız özel bagaj alanları bulunuyor. Aracınıza bisikletinizi bağlayacağınız kolay monte edilir askılar çok satılıyor. Bu kolaylıklardan dolayı, şehir içinde bisikletli kuryelik ve lokantalardan evlere-işyerlerine bisikletli yemek servisleri var. Okula, işe bisikletle rahat gidilebiliyor. Hatta ABD şehiriçi polis teşkilatlarının beşte dördünde bisikletli polisler var. Bisiklet üretimi ikiye katlamış Bütün bu kolaylıklarına rağmen Amerika'da bisiklete binenler henüz arzulanan rakamlara ulaşmamış. Dünyada bisiklete binmeye doğru hızla bir gidiş başlayınca, ABD'de de bu yeni eğilim, kampanyaya dönüşmüş vaziyette. Hedef dünya rakamlarını yakalamak. Gelecel hafta Çarşamba günü, Yeryüzü Enstitüsü isimli düşünce kuruluşu, "bu kampanyayı ve dünyada niye daha fazla bisiklete binilmesinin lüzümlu olduğunu" anlatan bir konferans düzenliyor. Konferans duyurusunda, dünyadaki bisiklet üretimi ve satışında büyük bir patlama olduğuna dikkat çekiliyor. Mesela 2000 yılında dünyada 40 milyon adet otomobil üretilmişken, bisiklet üretimi ikiye katlayarak 101 milyon adete ulaşmış. Bisiklet hem daha fazla hareket kabiliyeti sağlıyor, hem de otomobil alamayan geniş kitlelere çok ucuza taşıt edinme imkanı veriyor. Sağlıklı olması, çevre kirliliğine yolaçmaması, petrol tüketimini azaltması gibi muazzam katkı ve avantajları da var. Zaten özellikle Avrupa'da bisiklete büyük yöneliş başlamış. Mesela Hollanda'da birçok şehirde ulaşımın yarısı bisikletle yapılır noktaya gelmiş. Danimarka'nın Kopenhag başkentinde halkın üçte biri işlerine biskletle gidiyorlarmış.. Ben ABD'deki kampanyanın, Amerikalı şişkoları nasıl etkileyeceğini merakla bekliyorum. Bir de Türkiye'de caddelerde ve yollarda bisikletli insanlar artarsa, acaba bizim trafik kazaları rekorumuz nasıl bir seyir alır diye çok meraklanıyorum.. "Haydi çocuklar, gençler, yetişkinler, yaşlılar bisiklete!" kampanyasına, bilmem siz ne diyorsunuz?