ABD aksırsa dünya nezle olur, deyişi çok doğrudur. Süper gücün dünyayı nasıl etkilediğini hepimiz iyi biliyoruz. Sadece Wall Street borsası değil, ABD'de yapılan seçimler ve iç gelişmeler bile bütün dünyada yakından takip ediliyor. ABD'de bu yıl büyük seçim var. Kasım ayındaki başkanlık seçimini takip eden yabancı basın mensubu sayısı daha şimdiden binlerle ifade ediliyor. Geçtiğimiz haftalarda yapılan Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti kongrelerini bile on binleri aşan yabancı gazeteci izledi. Onlarca ülkede düzenli olarak, "ABD'deki seçimi kim kazanır" anketleri yapılıyor. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var. Dünya kamuoyunun bu ABD'ye büyük ilgisine rağmen Amerikalılar, dünyadan bihaberler. ABD KONGRESİ'nin 535 üyesinin çoğunun dış gezisi yok. Hayatlarında değil ABD, bulundukları eyaletin dışına çıkmamış Amerikalı sayısı nüfusun en büyük bölümünü oluşturuyor. Dünyanın kendisine bu büyük ilgisine dahi çok kayıtsız Amerikalılar... Bakın hafta içinde ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nde Gürcistan krizi ve Rusya ile ilişkiler konusunda bir oturum yapıldı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried bu oturumda konuştu ve komite üyelerinin sorularını cevapladı. Komite'nin etkili üyelerinden biri olan Demokrat Parti'den Eni Faleomavaega bakan yardımcısı Fried'e ciddi ciddi şöyle sordu: "Türkiye, NATO'ya katılmaya davet edildi mi?" Fried bu soruya, "Efendim Türkiye zaten 56 yıldır NATO üyesi!" cevabını verdi. İnanılmaz! Ama gerçek durum bu! Anlı şanlı KONGRE'nin hem de Dışişleri Komitesi'nin üyesi daha Türkiye'nin 56 yıldır NATO üyesi olduğundan habersiz. Fakat ABD'nin dış politikalarında en etkili bir konumda bulunuyor. İşte bundan dolayı Türkiye, lobi ve tanıtım faaliyetlerinde artık sadece sözde Ermeni soykırımına karşı faaliyette bulunma stratejisi ile yetinmemeli. Türkiye'yi Amerikan halkına ve kamuoyuna tanıtmaya yarayacak çalışmalara da yönelmeli!