Irak ve Orta Doğu'daki gelişmeler, her geçen gün ABD'nin bir başka çirkin yüzünü ortaya çıkarıyor. Dünyamızı, Amerikan aleyhtarlığının katlanarak nefrete dönüştüğü, Güney Kore gibi müttefik ülke halklarının bile "ABD'yi tehdit unsuru olarak değerlendirdiği" bir hale getiriyor. Dünyanın geleceğini karartan bu huzursuz gelişmelerin temel sebebi, adaletsizlikler ve çifte standartlar. İsrail'in Filistin'deki vahşet ve katliamına ses çıkarmama, demokrasi götürülmek üzere işgal edilen Irak'ta sivil halka yağdırılan bombalar, her gün bir başkası ortaya çıkan işkence fotoğrafları, dünyadaki çirkin Amerika imajını oluşturan en baş faktörler.. İsrail vahşetinin faturası ve Şaronlaşan Bush Başkan Bush, ABD'nin her türlü çıkarına büyük darbeler vuran bu olumsuz gelişmeler karşısında tam bir acz içinde. Sanki etrafını çeviren karga şahinlerin muhteris politikalarının oyuncağı olmuş durumda. Öte yandan, giderek İsrail başbakanı "insanlık kasabı" ünvanlı Şaron'a benziyor ve Şaron ile anılır hale geliyor. Başbakan Erdoğan'ın "Bu bir devlet terörüdür!" diyerek kınadığı İsrail'in, sivil göstericiler üzerine füzeler yağdırmasına ve fütursuzca evler yıkmasına ABD bir türlü sert tepki veremiyor. Önceki gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 14 üyenin lehte oyu ile İsrail'i kınayan bir karar aldı. Bir tek ABD bu karara çekimser kaldı. Sadece kınama olan, İsrail'i hukuka uymaya çağıran "yumuşak" bu karara bile evet demedi. Ancak veto hakkını kullanmayarak, İsrail'i dolaylı kınamaya cesaret (!) edebildi. Global terörle mücadelede 11 Eylül saldırısından sonra Bush'un etrafında kilitlenen ülkeler, artık ABD'yi birer birer terk ediyorlar. ABD'nin terörle mücadele argümanları, Amerika içinde bile şüpheyle karşılanır ve tartışılır oldu. Demokrat Parti'nin başkan aday adaylarından Lyndon LaRouche, "Başkan Bush'u, terör tehdidini kullanarak Amerikan halkını birbirine düşürecek politikalara yönelmekle" suçluyor. Yönetimin, ABD'de yaşayan "Latino" asıllılara karşı giderek artırdığı baskılara dikkat çekiyor. Güney Amerika ülkeleri, Meksika ve Küba ile ABD arasında terörle mücadele konusunda giderek büyüyen görüş ayrılıklarının, çok tehlikeli gelişmeler olduğunu vurguluyor. Söylem parlak icraat felaket ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell geçtiğimiz salı günü Washington'da, dünya yardım ve gönüllü kuruluşlar toplantısında şöyle konuştu: - "Sizler eğer başarılı çalışmalar yaparsanız, insan vakarını yükselten çalışmalarınızı sürdürürseniz, ümitsiz insanlara umut aşılamaya devam ederseniz, zalimlerin, diktatörlerin ve teröristlerin gelişemeyeceği bir dünyanın kurulmasına katkıda bulunursunuz! Başkan Bush'un da vurguladığı ve ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi içine yerleştirdiği bir önemli prensip şudur: İnsanların acılarını dindirmek, demokrasiyi yükseltmek ve yeryüzünün her tarafında gelişmişliği sağlamak! Dünyada fakirlik içinde yaşayan, en tehlikeli hastalıklarla burun buruna olan insanların durumu eğer umurumuzda olmazsa, politikalarımızın feci sonuçlarına katlanırız. Eğer bizim demokrasi anlayışımız ve sistemimiz, masalara yiyecek koyamıyorsa, sağlık ve tedavi imkanları vermiyorsa, ev ve barınak sağlamıyorsa, çocuklara eğitim imkanı tanımıyorsa, bu ne biçim bir demokrasi olur? Böyle bir sistemin doğruluğuna ve idealliğine kim inanır?" Çok enteresandır! Powell bu konuşmayı yaparken, gönüllü kuruluşları insani yardım faaliyetlerini artırmaya ve işbirliğine çağırırken İsrail, Filistinliler'in evlerini yıkmaya hızlandırıyordu! Ertesi günü ise sivil göstericiler üzerine ABD yapımı füzeler yağdırıyordu. Daha ertesi gün ise ABD Irak'ta düğün evini, teröristler yuvalanıyor diye bombalıyor; çoğu çocuk ve kadın 40 insanı öldürüyordu. İşkence fotoğraflarıyla şoke olmuş dünya ile alay edercesine, bir işkenceci askeri bir yıl hapis gibi çok komik bir cezaya çarptırıyordu.. Powell ve ABD, parlak lafların süslediği adaletsiz ve çifte standartlı bu politikalarla mı dünyaya demokrasi getirecekler? Barış ve huzuru böyle mi sağlayacaklar? Terörle mücadeleye bu yanlışlarla mı devam edecekler? Dünyanın her yerinde giderek artan Amerikan aleyhtarlığını, böyle mi önleyecekler? Amerika'nın bu çirkin iğrenç yüzünden bir an önce kurtulmak dileği ile bekleyelim, görelim...