Barzani ve Talabani'siz olmaz

A -
A +

Irak Başbakanı Maliki'nin Ankara ziyareti, ABD, Türkiye ve Irak tarafından PKK ile ortak mücadele konusunda ileri adımlar atılmaya başlanacağının önemli bir işaretidir. Türkiye ve Irak'ın güvenlik, ekonomi, ticaret ve terörle mücadele konularında işbirliğini kayda geçiren mutabakat metnine, genel çerçeve olarak bakmak lazım. Mutabakat metnindeki terörle ortak mücadele başlığının, 2 hafta sonra yapılacak heyetlerarası görüşmelerde daha somut ve uygulamaya yönelik adımlarla belirli hale getirilmesi gerekli. Nitekim iki ülke başbakanları bu maksatla, terörle ortak mücadele konusunda ayrıntıları belirleyecek özel bir anlaşma yapmayı da mutabakat muhtırasına ilave ettiler. Maliki'nin ziyareti sırasında ayrıca, Irak'ın terörle mücadele özel koordinatörü Şirvan el-Valili de, muadili büyükelçi Rafet Akgünay ile Dışişleri Bakanlığı'nda biraraya geldi. Görüşmede 2 hafta sonra yapılacak heyetlerarası görüşmenin nasıl detaylandırılacağının konu başlıkları belirlendi. Kürt liderlerle doğrudan diyalog Irak merkezi hükümeti ile imzalanan mutabakatın işlemesi, hayata geçirilmesi, tatmin edici adımların atılabilmesinin yolu, Türkiye'nin bölgesel Kürt liderlerle doğrudan diyaloğundan geçiyor. Maalesef Türkiye'de bazı kesimler hâlâ bu yalın gerçeği göremiyor. Duygusal tepkiler, gereksiz açıklamalar ile, hem Türkiye'nin Ortadoğu ve Irak politikalarına, hem de terörle mücadelede daha ileri işbirliğine zorluk çıkarıyorlar. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Talabani'yi, hor gören Türk yetkililer var. Kuzey Irak Kürt bölgesinin tek hakimi durumundaki Barzani'ye adeta "eşkıya" muamelesi yapılıyor. Her Kürt asıllıyı terörist gören, bizzat eylemcileri veya terörist faaliyetleri destekleyenleri değil kitleleri hedef alan ve damgalayan yanlış politikalarla bir yere varılamayacağını idrak etmeliyiz. Türkiye, ABD ve Irak arasında oluşturulan 3'lü mekanizmanın tatmim edici daha ileri adımlar atamamasının önündeki en önemli engellerden birisi, Türkiye'deki bazı kesimlerin, Kuzey Irak'lı Kürt liderlerle ilgili bu yakışıksız tutumudur. Zaten merkezi hükümetin yetki ve gücü sınırlı. Kürt liderlerle diyaloğu bu zayıf merkezi Irak Hükümeti ve ABD ile dolaylı sürdürmek ısrarı, Türkiye gibi cihan devleti potansiyeli olan bir ülkeye hiç yakışmıyor. Diyalog ve iş birliği altyapısı hazır Kaldı ki, doğrudan diyaloğun altyapısı da hazır. Geçmişte PKK ile ortak mücadele etmiş bir Barzani'nin kontrolundaki bölgenin ekonomik faaliyetlerinin büyük bir kısmı, Türk işadamlarınca ifa ediliyor. Bu önemli bir gelişmedir. Bunun Türkiye'ye sağlayacağı faydalar da sadece ekonomik değil, stratejik değerdedir. Ayrıca bölge halkıyla asırlar boyunca ortak taşıdığımız dostluk, kardeşlik, dindaşlık bağlarımız var. Ortak kültürümüz, tarihimiz bulunuyor. Kurtuluş Savaşı dahil yakın geçmişte omuz omuza çarpışmışız ve birlikte şehidler vermişiz. Türkiye cihan imparatorlukları kurmuş bir geleneğin mirasçısıdır. Ortaasya'dan Avrupa'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu ve Afrika'ya yayılan geniş coğrafyada etkili rol oynayacak stratejik bir konumdadır. Bu potansiyelinin ve geniş bir coğrafyada örnek alınan "rol modelliğinin" kıymetini bilmelidir. Dış politikasını duygusal hamaset üzerine kurmamalı; kuruntu ve hayali korkularla basiretten ayrılarak vizyonsuzluğa düşmemelidir. Türkiye yeniden şekillenen dünyamızda, hem politik hem de ekonomik olarak etkili rol oynama kapasitesini cesaretle ve sağduyu ile kullanabilmelidir. Dış politikalarımızı vehim ve kısır döngüye sokan duygulardan arındırdığımız zaman, terörle mücadeleden küreselleşmeye, çağdaşlaşmaya ve çok daha gelişmiş olmaya yönelik dev adımlar atacağımızı kolaylıkla göreceğiz. Türkiye askeri, politik, ekonomik ve diplomatik potansiyelini birlikte kullanabilmeye başladığında daha güçlü olacak, komşularıyla diyalog ve işbirliğinin getireceği büyük imkanlardan daha fazla yararlanacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.