Başbakan Erdoğan ABD'ye gelirken -2- (Türk-Amerikan İlişkilerinin Önceliklerini Belirleme Ziyareti) ------ Başbakan Erdoğan yarın, New York'ta olacak. 30 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında ABD'de "çalışma ziyareti" çerçevesinde çeşitli temaslarda bulunacak. Bu kısa ziyareti sırasında Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de refakat ediyor. Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler, Pazar günü New York'tan, Washington'a geçecekler.. Başbakan 2 Ekim Pazartesi öğleden önce Beyaz Saray'da Başkan Bush ile biraraya gelecek. Erdoğan'ın ziyareti, stratejik ortaklık ilişkilerinin yakın dönem "önceliklerini belirleme" amacını taşıyor. Türk-Amerikan ilişkileri, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar çeşitlenmiş ve kapsamı genişlemiş durumda. Ortaklık Vizyon Belgesi'nde yeralan konu başlıkları bile, ilişkilerin ne denli stratejik öneme sahip olduğunu ve kapsamını açıkça gösteriyor. PKK ile mücadele baş öncelik Pazartesi günü gerçekleşecek Erdoğan-Bush görüşmesinin öncelikleri, 1) PKK ile mücadele, 2) Kıbrıs ve Avrupa Birliği müzakere süreci, 3) Bölgesel konular-Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) olarak özetlenebilir. 1 saat olarak planlanan görüşmede elbette çok ince detaylara inilmeyecek. Zaten rutin seyreden ve karşılıklı ilgili birimlerce yürütülen çalışmaların "öncelikleri ve hedefleri" konusunda, iki liderin yakın dönem için "yoğunlaşılacak ortak istikameti ve tavırları" belirlemeleri bekleniyor. Kuzey Irak'ta yuvalanmış PKK teröristlerinin temizlenmesindeki gecikmeler, Türk-Amerikan ilişkilerinde sıkıntı ve gerginliklere sebep oluyor. ABD'nin Irak'ta düştüğü zor durumdan kaynaklanan bu gecikme, Türkiye'yi derinden yaralıyor. Son zamanlarda hain saldırıların artmış olması ve ABD'nin konuya bugüne kadar "yeterince sıkı sarılamaması", Türk halkının sabrını taşırmış durumda. Bütün bunlar, PKK konusunda artık daha ileri adımlar atılmasını elzem kılıyor. Zaten bundan dolayı ABD PKK konusunu, dış politika ve terörle mücadelesinde öncelikli hale getirdi. Başkan Bush kısa sure önce PKK ile mücadele için emekli Orgeneral Joseph Ralston'ı, "özel temsilci" atadı. Bu atama, PKK ile mücadele konusunda ABD'nin kararlı olduğunun ve konunun bizzat Başkan Bush'un öncelikli gündemine girdiğinin açık işaretidir. Ralston Türkiye ve Irak'ta çeşitli temaslarda bulunduktan sonra Washington'a döndü. Türk ve Iraklı (asker-sivil) yetkililerle mutabık kaldıkları hususları bire bir görüşmelerle tesbit etti. Ayrıca Türkiye'nin terörle mücadele için atadığı emekli Orgeneral Edip Başer ile Washington'dan güvenli hattan yaptığı telefon görüşmeleri ile, "ortak mücadelenin esaslarını" belirledi. Erdoğan'ın ziyareti öncesinde hem Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'ni, hem de Pentagon ve ilgili diğer birimleri bilgilendiren Ralston, yapılması gerekenler konusunda bir de "rapor" hazırladı. İşte Pazartesi günü yapılacak Erdoğan-Bush görüşmesinin en baş gündem maddesi, bu rapordur! Ralston'ın hazırladığı bu rapor temelinde, PKK ile ortak mücadenin yol haritası, iki lider tarafından kesinleştirilecek ve uygulama emri verilecektir. Diğer öncelikli gündem PKK ile mücadele dışında Erdoğan-Bush görüşmesinin diğer öncelikleri, Kıbrıs ve AB müzakere süreci ile bölgesel konulardır. ABD, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine büyük destek veriyor. Ama şu anda müzakere sürecinin önündeki en büyük engel olarak "Kıbrıs" var. Sürecin aksamaması ve Kıbrıs'ta çözüme yönelik Birleşmiş Milletler Annan Planı temelinde yeni girişimler gündemdedir. Hem KKTC'ye yönelik izolasyonların hafifletilmesi, hem de Türk ve Rum tarafında karşılıklı görüşmelerin hızlandırılması sözkonusudur. Erdoğan-Bush görüşmesinin bir diğer öncelikli gündemini de bu sebeple, Kıbrıs konusu teşkil edecektir. Öte yandan ABD'de, 7 Kasım'da ara seçim var. Temsilciler Meclisi'nin tamamı ile Senato'nun bazı üyelerinin yenileneceği bu seçim, Başkan Bush ve partisi Cumhuriyetçiler için çok kritik önemde. Afganistan, Irak ve Lübnan ile Filistin-İsrail konuları, hem dünya barışı, hem de ABD için ziyadesiyle karmaşık bir hal almıştır. Genişletilmiş Ortadoğu Projesi ve İran konuları, çok daha kritik konuma yükselmiştir. ABD'deki seçim öncesinde Başkan Bush'un muhalifleri sürekli, bu konularda yapılan yanlışları dile getiriyorlar. Demokratlar'ın ABD KONGRESİ'nde Kasım seçiminde çoğunluğu Cumhuriyetçiler'den almaları halinde, ABD'nin dış ve iç politikalarında bazı sürprizlerin ve depremlerin yaşanması çok muhtemeldir. İşte bunlardan dolayı ABD'nin Türkiye'ye, her zamandan daha fazla ihtiyacı var. İran ve Suriye'yi şer ekseni olarak niteleyip muhatap almayan ABD'nin, hem bölge hem de bu iki ülke için "en önemli kanalları" Türkiye'dir. Bu sebeple ABD, değerli müttefiği ve stratejik ortağı Türkiye'nin önceliklerine, daha bir aciliyet ve önem vermek durumunda. Bütün bunlar, Pazartesi günkü Beyaz saray görüşmesini daha da önemli hale getiriyor. Erdoğan-Bush görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde Türkiye'nin ağırlığının daha da arttığı yeni bir dönemi başlatacaktır. Türk-Amerikan ilişkilerinin öngörüldüğü gibi gelişerek sürmesi, sadece iki ülkenin değil, bölgenin ve çivisi çıkmış dünyamızın huzur ve barışı için en önemli emniyet sübabıdır!