Bir hamsimiz eksikti

A -
A +

Amerika'yı komşu kapısı yapan işadamı ve politikacısından, Fener Rum Patriği Bartholomeos'a kadar her çeşit Türk büyüklerini buralarda görmeye alışmıştık. Ama bir gün hamsi balığının da bu yeni dünyaya ayak basacağını söyleseler, "hadi be!" derdik. Hatta rüyamızda görseydik, inanmazdık. Fakat, ne demişler; "olmaz, olmaz!" Sonunda, o da oldu. Yani balık da kavağa çıktı; pardon, hamsi de Amerika'ya ulaştı. Amerika'nın her yerinde, kilosu 12 dolardan hamsi alabiliyorsunuz artık... İster buğulama yapın, isterse tavada kızartın; ya da çorbasını, tatlısını pişirin; HAMSİ Amerika'da da Temel'ine kavuştu gayri... Özel soğutuculu-buzlu ambalajıyla, hem de günlük olarak Amerika'da her yerde satılıyor. Hem de ne rağbet!.. Bizim Washington'ın meşhur Temel'i, "Çayeli Bakkaliye" söylüyor: - "Ağabey, inan yetiştiremeyruz. Yahu şu Amerika'da ne kadar da Laz uşakları varmış, meğer haberimiz yokmuş. Yakında kalkan da ketürmeye başlayacağuz." Bayram namazı çıkışında bizim büyük oğlan Darende bile dayanamamış, almış. -Oğlum babannen kilosuna bu kadar para verip, hamsi aldığını duysa, herhalde yüreğine inme gelir, dedim. Ama yemeden de edemedim. Temel Amerika'da ne yapar? Şimdi Türkiye'de olan, -kulakları çınlasın- bir profesör arkadaşım var. 1993'te Amerika'da idi. Bir gün ziyaretine gitttim. Bir de ne göreyim? Bahçesinin her yerine mısır ekmiş. -Bu ne hal? demiş bulundum. Çok kızdı. Ne hali. Tabii bizim memleketin mısırını tutmuyor; ama, yine de olsun, hiç yoktan iyidir, dedi. O zamanlar harıl harıl, bahçesinde kara lahana yetiştirmenin yolunu arıyordu. Hamsi henüz Amerika'yı teşrif etmemişti. Mısır ve kara lahana ile idare etmek durumundaydı. Ama sonunda hamsi hasretine yenilmiş, memlekete dönmüştü. Bugünlere yetişse ve hamsinin Amerika'ya geldiğini görseydi, katiyyen işini gücünü bırakıp dönmez, buralarda kalırdı. Komşu kapısına hamsi dopingi Amerika'nın acayip bir cazibesi var. Hem politikacılardan, hem de işadamlarımızdan sürekli ziyaretçiler vardır. Hatta burayı komşu kapısı yaparlar. Politikacılarımız, o gönüllerinde 'liderlik' ateşi sürekli yananlar, biliyorsunuz muhakkak Washington'a uğrarlar. Ne hikmetse hepsi de çok önemli temaslarını tamamlayarak ve kendi ifadeleri ile 'icazetlerini alarak' büyük ümitler ve hayaller içinde vatana dönerler. Hatta içlerinde daha partisini kuramayanlar bile vardır. Ama ümitlerini asla kaybetmezler. Bir gün liderliklerini gösterecekleri umuduyla, Washington'ı komşu kapısı yapmayı sürdürürler. İşadamlarımız da öyle. Her vesile ile, ihracat patlatmaya, ticaretimizi artırmaya gelirler. Gerçi bugüne kadar hâlâ şu ihracat ve ticaret dedikleri şey bir türlü patlamadı. Ama gelenek sürüyor. Gelecek hafta Türk-Amerikan İş Konseyi (ATC-DEİK) toplantısı için Washington'a bu yıl ikinci defa çıkarmaya hazırlanıyor işadamlarımız... Hem bunlara hem de muhtemel diğer ziyaretçilere şimdiden müjdeleyelim. Artık Washington'da hamsi de var. Gözünüz aydın. Doping etkisi yapıyormuş. İstediğiniz kadar Amerika'da temaslarınızı uzatın.. Hayırlı işler ve bol hamsiler efendim. Şimdiden afiyet olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.