Başkan Bush yıllık geleneksel 'Birliğin Durumu-Ulusa Sesleniş' konuşmasını salı akşamı yaptı. Anayasa gereği KONGRE'nin özel oturumunda konuşan ve televizyonlardan da naklen yayınlanan konuşmasında, 'dış politika, terörle mücadele, ekonomi, enerji, eğitim, sosyal güvenlik ve demokrasi desteği' gibi konularda yeni yıl hedeflerini açıkladı. Birliğin Durumu konuşmasının önemli bölümünü dış politika konularına ayıran Başkan Bush, daha ziyade dünyaya seslenmiş oldu. Bu yılki konuşması aynı anda İngilizce'den Arapça, Farsça, Endonezyaca, İspanyolca, Fransızca, Rusça tercümeleri ile dinleyicilere duyuruldu. Ertesi günü aralarında Portekizce, Afrika lisanları ve Türkçe'nin de bulunduğu çeşitli dillerde, internetten dinlenecek şekilde Dışişleri Bakanlığı'nın resmi sitesine (www.state.gov) kondu. Böylece ABD dışında da çok geniş kitlelere ulaşmak ve birinci elden mesaj vermek istendi. Başkan Bush'un teknolojinin bütün imkanlarını kullanarak dünyaya seslendiği konuşmasının bir önemli hedefi de, -Uzak Doğu'dan Avrupa'ya, İslam Alemi'nden ve Afrika'dan Latin Amerika'ya dünyanın her yerindeki- Amerikan aleyhtarlığını azaltmaya yönelikti. Dünya ile birlikte hareket etme arzusu Geçtiğimiz 2004 Kasım ayındaki seçimler sırasında Başkan Bush'un bu politikaları ABD içinde de büyük tartışmalara sebep oldu. ABD kamuoyu ikiye bölündü. Ancak Bush, ABD halkının terör korkusunu iyi değerlendirerek, ikinci bir dört yıl için yeniden seçilmeyi başardı. Ardından kabinesinde ve politikalarında büyük değişikliklere girişti. Özellikle dış dünyadaki istenmeyen Amerika imajını düzeltmeye yönelik yeni kampanyalara daha önem ve öncelik verir oldu. Dünya ile birlikte hareket etme arzusu ön plana çıktı. Bu yıl Kasım ayında ABD'de ara seçim var. 435 milletvekilinin tamamı ile 100 üyelik Senato'nun üçte biri yenilenecek. Şu anda KONGRE'nin her iki kanadında da Başkan Bush'un partisi Cumhuriyetçiler çoğunluktalar. Eğer Demokratlar Kasım seçiminde KONGRE'de çoğunluğu ele geçirirlerse, Başkan Bush'un işi çok zorlaşacak. Hem ABD içinde hem de dışında uygulayacağı politikalarda, iç ve dış kamuoylarını daha fazla dinlemek durumunda olacak. Zaten Başkan Bush, İran konusunda artık tek başına değil, uluslararası kamuoyu ile birlikte hareket ederek çözüm sağlamaya çalışıyor. Birliğin Durumu-Ulusa (Dünyaya) Sesleniş konuşmasında da özellikle bu yeni açılımın sinyallerini verdi. Genel ifadeler kullandı ve global değerlere atıfda bulundu. Terörle mücadele konusunda da keşke radikal İslam yerine, "radikal dinci akımlar" deseydi. Bir barış dini olan İslamiyeti, terörle özdeşleştirmeye çalışan art niyetlilere malzeme vermeseydi. Geniş müslüman kitleyi rencide etmeseydi. Başkan Bush'un mesajlarının dünyada nasıl agılandığını zaman gösterecek. Sözler değil uygulamalar önemli. Bu bakımdan İran konusunda ve seçimden zaferle çıkan Hamas'ın kuracağı hükümete karşı ABD'nin uygulayacağı politikalar büyük önem taşıyor. Başkan Bush'un uluslararası kamuoyu ile birlikte hareket etme arzusunda ne kadar samimi olduğunu, bekleyip göreceğiz. Uluslararası kamuoyu ile birlikte hareket etmeyi başarabilen bir ABD, dünyaya kendini hem daha iyi anlatacak; hem de mesajlarının zihinlerde ve kalblerde yerleşmesini sağlayacaktır!