Başkan Bush, Amerikan tarihinin en dirayetsiz başkanı unvanını kazanmak üzere. 14 ayı aşkın yönetimi sırasında Filistin konusunda birçok zikzaklar yaptı. Beyrut kasabı Ariel Şoron'un kuyruğuna takıldı. İsrail'in acımasız ve adaletsiz saldırılarına yeşil ışık yaktı. Bütün bunlar sadece Amerika'daki 7 milyonu aşkın Müslümanları değil, Katoliği'nden Protestanı'na ve hatta sağduyulu Musevi cemaatına kadar milyonlarca Amerikalı'yı çılgına çevirdi. O Bush ki, kılpayı aldığı şaibeli başkanlık seçimini, kendisine verilen tulum Müslüman oylarla kazanmıştı. Dolayısı ile Bush sadece Müslümanlar arasında hayal kırıklığına yolaçmadı; aynı zamanda, kendisine oy atan milyonlarca Amerikalı'ya, "Ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim!" dedirtti. Bu yıl çok kritik bir seçim var. Kasım ayında Temsilciler Meclisi'nin 435 üyesi ve Senato'nun üçte biri yenilenecek. Bush, 15 aylık icraatı sırasındaki çifte standartları ve Ortadoğu'daki adaletsiz ve yanlış politikaları sebebiyle bırakın 2004'te yeniden seçilmeyi, bu yılki seçimlerde Cumhuriyetçiler'in büyük darbe almasına yolaçacak bir kulvarda dolu dizgin koşmaya başladı. Bu basiretsizliğin ve dirayetsizliğin, muhtemel ilk sonuçları çok yakında görülecek. Şimdiden kehanette bulunmak doğru değil ama, Cumhuriyetçiler'in Temsilciler Meclisi'nde kılpayı korudukları çoğunluk kasım ayında tarihe karışacak. Senato'da ise Demokratlar'ın ağırlığı daha da artacak. Arap Amerikalılar'ın ültimatomu Önceki gün, Arap asıllı Amerikalılar'ın ve Müslüman grupların temsilcileri, Dışişleri Bakanı Powell ile görüştüler. Bir buçuk saati aşkın görüşme sırasında, ABD'nin Ortadoğu politikalarının yanlışlığını ve insanlık kasabı Şaron'un fütursuzca desteklenmesinin, Amerikan menfaatlerine kısa ve orta vadede nasıl darbeler indireceğini bütün çıplaklığı ile anlattılar. Esasında Powell da Bush'un davranışlarından rahatsız. Hatta Başkan Yardımcısı Cheney ve Savunma Bakanı Rumsfeld ile yardımcısı Wolfowitz'in şahin politikalarına çoğunlukla tek başına karşı çıkan kişi Powell. Ama gücü yetmiyor. Savaş naraları atan, Afganistan zaferinin sarhoşluğu ile yeni savaşlar isteyen bu şahinlere zaman zaman Bush da katılınca, Powell ne yapabilir ki?.. Powell önceki günkü görüşme sırasında, Amerikan kamuoyunun büyük beklentisi ve isteklerini, Arap asıllı Amerikalılar'ın ve Müslüman grupların temsilcilerinden direkt aldı. Bu ültimatom gibi istekler şöyleydi: -Yönetim laf salatasını bırakıp, Ortadoğu'ya icraatla derhal müdahil olmalı. Saldırgan İsrail'i durdurmak için etkisini kullanmalı. -BM Güvenlik Konseyi'nin 1402 sayılı kararı derhal uygulamaya sokulmalı. İsrail'in Filistin'deki işgali durdurulmalı. Çatışmalar önlenmeli. -Bunlara eş olarak İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve 2000 Eylül öncesi duruma gelmesi sağlanmalı. Bölgeye derhal iki tarafın güvenliği için Uluslararası Barış Gücü sevkedilmeli. -Taraflar arasında güvenlik politik görüşmelerin başlaması için takvim belirlenmeli. Görüşmeler yoluyla BM kararları çerçevesinde çözüm aranmalı. -İnsani yardım kuruluşlarının Filistinliler'e götürecekleri acil tıbbi ve gıda yardımlarına izin verilmeli. -Orta vadede İsrail'in tahrip ettiği Filistin'in altyapısının ve ekonomisinin iyileştirilmesi için yardım yapılmalı. Sağduyulu temsilciler, bu haklı isteklerini açıklıkla Powell'a ilettiler. Bakalım Başkan Bush bundan sonra ne yapacak? Kendisini Amerikan tarihinin en dirayetsiz başkanı konumuna sokacak adaletsizliklerinden ve yanlışlarından vazgeçebilecek mi? Yoksa, dünya kamuoyunun dikkatini Afganistan'da olanlardan çekerek Irak'a ve Ortadoğu'ya çevrilmesini sağlayan İsrail saldırganlığının, kısa vadede kendisine getireceği "uyutucu ve unutturucu fayda" ile yetinmeyi mi sürdürecek? Bekleyelim, görelim... Ayrıca zavallı Filistinliler'e yapılan bu insanlık dışı saldırı ve soykırımın durması için dua edelim...