Irak'ta Amerikalı askerlerin yaptığı iğrenç işkence resimleri herkesi şoka sokmaya devam ediyor. Amerikan medyasının hemen manşetlerine taşıdığı o korkunç başkesme fotoğrafına rağmen, işkenceci askerlerin Irak'ta ortaya koydukları "Amerika imajı" çok dehşet verici. Bush defalarca özür dilese de, Amerikan KONGRESİ'nde bu konuda oturum üstüne oturum yapılsa da, Pentagon faillerini şiddetle cezalandıracağız dese de, bu iğrenç imaj zihinlerden çok zor silinecek! Geçtiğimiz Salı günü American Enterprise Enstitüsü (www.aei.org) isimli düşünce kuruluşunda, ilginç bir toplantı vardı. Toplantının konusu, "11 Eylül terör saldırısından sonra bütün dünyada başlayan ve Irak'ın işgali ile daha da hızlanan "Amerikan aleyhtarlığının nasıl önüne geçilebilir" idi. Toplantıda şu sorulara cevap arandı: Özellikle Arap ve müslüman ülkeler kamuoylarına yönelik nasıl bir diplomasi (public diplomacy) ve halkla ilişkiler çalışmaları yapılmalı? ABD'nin Arapça yayın yapan resmi radyo ve televizyonları ile mesaj vermek yeterli mi? Zihinlerdeki kötü Amerika imajı, özellikle şok eden işkence resimlerinden sonra nasıl silinebilir? Mahalli medyalar niye gelişmeleri başka türlü veriyor? ABD'nin büyük bütçelerle desteklediği kamuoylarına yönelik diplomatik çalışmalar niye yetersiz kalıyor? Nerede yanlış yapılıyor? Yeni yaklaşımlar, modeller ve girişimlerle "public diplomacy kampanyaları" nasıl ve hangi yönde geliştirilmeli? Mesajımızı kimse almıyor Konuyla ilgili uzmanların, ABD'nin Arapça yayın yapan radyo ve televizyonundan "memur" gazetecilerin ve ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı toplantıda konuşmacıların tek birleştikleri konu, vermek istedikleri mesajın bir türlü iletilemediği oldu. Hatta Arapça yayın yapan resmi Radyo Sava ve El Hurra televizyonu haber sorumlusu "memur gazeteci" Mouafac Harb kendisine yöneltilen, ABD yönetiminin büyük paralar verip desteklediği Radyo Sava ve El Hurra'nın yetersizliği eleştirilerine cevap vermekte zorlandı. En sonunda bizi El Cezire ve diğer etkili Arap medyası ile kıyaslamayın. Onlar duygu sömürüsü yapıyorlar. Biz gerçekleri ve demokrasiyi anlatmaya, yaymaya çalışıyoruz. Ayrıca da çok başarılıyız." şeklinde yuvarlak laflar etti. Toplantının öğle yemeği arasındaki şeref konuşmacısı 24 yıldır ABD Temsilciler Meclisi'nde olan Virginia eyaleti kıdemli milletvekili Frank Wolf'du. Wolf, ABD'nin kamuoylarına yönelik diplomatik kampanyalarında başarısız kaldığını, yeni bir anlayışla çalışılması gerektiğini "İncil'den pasajlar" okuyarak anlattı. Soru cevap bölümünde Wolf'a şöyle sordum: "Osmanlılar asırlarca bu bölgeyi yönettiler. Değişik din ve etnik kökenden insanları yüzyıllar boyunca barış ve istikrar içinde birlikte yaşattılar. Ama şimdi bölgede ne huzur ve barış ne de istikrar var. Acaba Osmanlılar bölgeyi yönetirken neleri doğru yaptılar ve bugün ABD neleri yanlış yapıyor?" Cevap yerine Ermeni propagandası ABD KONGRESİ'nin Adalet ve İnsan hakları Komitesi'nin eşbaşkanı da olan Frank Wolf tam cevap vermeye hazırlanırken, dinleyici masalarından Amerikan yönetiminin Arapça yayın yapan medya kuruluşlarında çalışan "memur gazeteci" Mouafac Harb hemen şöyle bağırdı: "Osmanlılar ne barışı getirmiş. Ermeni soykırımı yaptılar." Temsilciler Meclisi'nin kıdemli üyesi Wolf zaten Ermeni lobisinin önde gelen isimlerinden birisi. "Memur gazeteci" Mouafac Harb'ın kendisine attığı bu pası hemen değerlendirdi. Ermenistan'a ve bölgeye yaptığı ziyaretleri anlattı. Ermeniler'in soykırıma uğradığını vurguladı. Soruma cevap yerine, sahibinin sesi memur gazetecinin yalan propagandasına destek vermeği tercih etti. Bütün dünyaya mesajlarını iletmek için çırpınan Amerikalılar'ın hali işte bu. Burunlarından kıl aldırmıyor; nerede yanlış yapıyoruzun doğru cevaplarını duymak bile istemiyorlar. Başkan Bush'un kılavuzu şahin kılıklı bu kargalarla ve onların oluşturduğu tek yanlı dediğim dedik politikaları ile anti Amerikanizm hiç önlenebilir mi? Doğru olmayan mesaj, sana güvenini kaybetmiş toplumlara, sadece para ve teknolojinin gücü ile hiç iletilebilir mi? Kendi toplumuna ve değerlerine düşman memur gazetecilerle, sırf iyi Arapça konuşuyorlar diyerek mesaj taşınırsa, kamuoylarına yönelik diplomatik kampanyalardan ne kadar fayda gelir? Bakalım Bush yönetimi bu kılavuz kargalardan ne zaman kurtulacak? Nerede hata yapıyorum sorgulamasına girebilecek ve doğru cevapları politikalarına yansıtabilecek mi? Kılavuzu karga olanın, başının çöplükten kutulmayacağı Türk atasözünü unutmadan, bekleyelim; görelim..