ABD'de ikinci Bush dönemi 20 Ocakta başlıyor. Başkan Bush gelecek hafta perşembe günü and içmesi ile, 4 yıl daha görev yapacak. Başkan Bush İç Güvenlik Bakanlığı'na da Michael Chertoff'u tayin ederek, kabine değişikliklerini tamamladı. Kabine değişiklikleri ile ilgili atamalar, Senato'daki onay oturumları sonrasında keşinleşmiş olacak. Kabinedeki en önemli değişiklik, geçen dönem Ulusal Güvenlik Başdanışmanı olarak görev yapan Condoeezza Rice'ın, Powell'ın yerine Dışişleri Bakanlığı'na getirilmesi oldu. Bayan Rice, Senato'daki onay oturumu henüz gerçekleşmediği için, görevine resmen başlamadı. Ama hem üst kadro atamaları, hem de Senato'daki onay oturumu için hummalı bir çalışma içinde. Senato'daki oturum sırasındaki soru cevap faslında, Başkan Bush'un yeni dönemi dış politikalarıyla ilgili önemli ipuçlarını da bayan Rice'ın ağzından öğrenmiş olacağız. Dünya ile daha fazla iş birliği Başkan Bush'un yeni döneminde özellikle Irak ve Filistin-İsrail politikalarında, önemli değişiklikler bekleniyor. Bush'un hem Birleşmiş Milletler, hem de başta AB olmak üzere uluslararası camia ile daha fazla işbirliği arayışı içinde olacağı ifade ediliyor. Zaten Başkan Bush, kabine onay süreci tamamlandıktan sonra Avrupa'yı ziyeret edecek. Bu ziyaret sonrasında, hem Afganistan ve Irak'ta, hem de global terörle mücadelede, daha fazla iş birliği ortamının doğması normaldir. Eğer ay sonunda yapılması planlanan seçimler, boykot ve engellemelere rağmen gerçekleşirse, Irak'ta da yeni bir dönem başlayacak. Öte yandan, Filistin'deki seçimler, Arafat sonrasında Orta Doğu barış sürecinin hızlanmasına sebep oldu. ABD bu yeni yönetimlerle ortaya çıkacak daha geniş iş birliği imkanlarını, büyük fırsat olarak görüyor. Haliyle hem politikalarında belirli bir yumuşama olması, hem de müttefiklerini daha fazla dinleyeceği bir sürece girmesi, bu sebeple normal sayılmalı. Türkiye ile ilişkiler Bush'un yeni döneminde, Türk-Amerikan ilişkilerinde belirli bir canlanma olabilir. İki ülke arasındaki duygusal gerginlikler yerini, daha fazla iş birliğine terk edebilir. Türkiye hem Afganistan'da, hem de Irak'ta daha aktif konuma geçebilir. Zira Irak'ta zaman içinde, NATO ve BM şemsiyeli barış gücü oluşması imkanı doğacak. Bu ortam Türkiye'yi daha aktif hale getirecek. Bu aktiflik, Türkiye'nin Irak konusundaki endişeleri giderildiği ölçüde artarak sürecek. Zaten Türkiye geçtiğimiz günlerde üst düzey Amerikalı yetkilileri ağırladı. Dışişleri Bakan Vekili Armitage ile başlayan ziyaret turlarını, NATO Müttefik Kuvvetler ve Avrupa Komutanı Orgeneral James John ile Irak'taki ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral John Abizaid izledi. Ayrıca PKK ile mücadele konusunda Ankara'da, ABD ve Iraklı yetkililerin katıldığı üçlü zirve yapıldı. Türkiye ile ABD arasında, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması ve Kuzey Irak'ta PKK varlığının sona erdirilmesi konusunda bir görüş ayrılığı yok. Ancak, ABD'nin Irak'taki Baas direnişi sebebiyle yaşadığı güçlükler, Kuzey Irak'ta PKK konusundaki askeri operasyonları bir türlü başlatmıyor. ABD Irak'taki askeri varlığını az görür ve bunu artırmanın yollarını ararken, kuvvetlerinden bir bölümünü Kuzey Irak'a PKK'nın temizlenmesine ayırması zor görünüyor. Ancak Irak seçimlerinden sonra başlayacak yeni süreçteki iş birliği sırasında, Türkiye'yi tatmin edecek formüller üzerinde mutabık kalınması çok mümkün. Teröre bulaşmamış PKK mensuplarına Türkiye'deki gibi bir affın çıkarılması ve Türkiye'nin talep ettiği terör elebaşılarının teslim edilmesi, bir ilk adım olabilir. Ayrıca ABD ve Irak tarafının, PKK'lı teröristlerin Irak'taki seçimlere sızarak siyasi sürece girmelerinin önleneceği teminatı da, Türkiye için bir başka tatminkar gelişmedir. Bush'un yeni döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin beklendiği gibi canlanma yönünde gelişmesi ve iş birliğinin artması, Türkiye'ye verilen söz ve taahhütlere uyulması oranında gerçekleşecektir. Umarız artık tansiyonu artıran duygusallıklardan uzak yeni bir dönem başlar. Bekleyelim, görelim..