Çirkin kovboyun öteki yüzü

A -
A +

Obama'nın tarihi Türkiye ziyareti, ABD'nin dünyadaki negatif imajını düzeltmeye yönelik yeni politikalarının ipuçlarını verdi. İnfakto tarafından yapılan ankette Başkan Obama yüzde 52 gibi yüksek bir oranla, "Türklerin en güvendiği yabancı lider" olarak görüldü. Aynı ankette ABD konusunda olumlu düşünenlerin oranı ise yüzde 23'te kaldı. Obama ve ABD konusunda bu iki farklı yaklaşım, geçmiş Bush yönetiminin dünyada ne kadar yalnızlaştığının ve Amerikan aleyhtarlığını nasıl zirveye çıkardığının açık göstergesidir. ABD, yakın bir zamana kadar bütün dünyada insanların hayran olduğu bir "rüyalar ülkesi" idi. Amerikan rüyası Başkan Clinton'ın 1992-2000 arası 8 yıllık döneminde, hâlâ zirvelerdeydi. Başkan Clinton, Bush'a, bütün dünyada hayranlık beslenen ve ekonomisi son derece parlak, huzurlu bir miras bırakmıştı. Ancak özellikle 11 Eylül İkiz Kuleler saldırısından sonra bu parlak durum hızla değişti. Terör konusu ABD'nin ve dünyanın 1 numaralı gündem maddesi oldu. Başlangıçtaki "biz nerede hata yaptık" yaklaşımı yerine, "ya bizimle ol ya karşımda" dayatması sonucu ABD ve Bush yönetimi, bütün dünyada büyük antipati topladı. Uygulanan yanlış politikalara Irak'ın "yalan ve dolanla" tek başına işgali de eklendi. Terörle mücadelede dini hassasiyetleri gözetmek yerine, art niyetli ve maksatlı olarak müslümanlar potansiyel düşman ilân edildi. Dünyanın adeta bir medeniyetler savaşına sürüklenmesi için, her türlü kışkırtma ve yıkıcı propaganda yapıldı. ABD o hale geldi ki artık, en yakın müttefiklerini bile kaale almaz, dinlemez oldu. Bunun sonunda İsrail dışında bütün ülkelerde Amerikan aleyhtarlığı yukarılara tırmandı. Yönetimdeki "Neocon" denilen aşırıların sert, radikal, ayırımcı, aşağılayıcı, insan haklarını kısıtlayıcı, çifte standartlı ve acımasız haksız politikaları bütün dünyada nefret uyandırdı. Amerikan aleyhtarlığını ve düşmalıkları arttırdı. Bu yanlış ve haksız politikalardan Amerikan halkı da nasibini aldı. İnsan hakları ve demokrasi konusunda ülke içinde de büyük kısıtlamalara gidildi. Her ırkdan, dinden insanların yaşanacak ülke olarak hayranlık duydukları ABD yerine, Amerikalıların bile korktukları bambaşka bir polis devleti ortaya çıktı. Obama bu yüzden büyük bir destekle başkan oldu. Obama'yı, "bu yanlışları ve baskıcı düzeni değiştireceğim" vaadi iktidar yaptı. Obama içte ve dışta "umut" haline geldi. Şimdi hem Amerikalılar, hem de bütün dünya Obama'nın vaatlerini yerine getirmesini bekliyor. Obama'nın, ABD'nin öteki düzgün yüzünü göstermesi için Türkiye gibi medeniyetler köprüsü müttefiklere büyük ihtiyacı var. Zaten bundan dolayı daha 100 gününü doldurmadan Türkiye'yi ziyaret etti Başkan Obama... Türkiye'nin Parlamentosu'ndan bütün dünyaya ve İslam Alemi'ne seslendi. "Bizim İslamiyete bir savaşımız olamaz ve olmayacak!" mesajını vermek gereğini duydu. Obama'nın bu niyeti ve yaklaşımı son derece önemli. Ama Başkan Obama bu umut dolu global değişim arzularını ne ölçüde gerçekleştirebilecek? Vaatlerini pratiğe dökebilecek mi? Tamam, kimse kısa sürede büyük değişim beklemiyor. Ancak çirkin kovboyun öteki düzgün yüzünü göstermek için Obama ve stratejik ortak Türkiye, "son şans" olarak görünüyor. Umarız bu tarihi fırsat kullanılır ve hayal kırıklığı olmaz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.